Sabahattin Ali'nin gözünden: ‘Canım Aliye Ruhum Filiz’
Usta yazar Sabahattin Ali’yi eş ve baba olarak yeniden tanıyacağınız “Canım Aliye Ruhum Filiz” sergisi, Yapı Kredi 75. Yıl Sergileri kapsamında Yapı Kredi bomontiada ALT’ta açıldı.
Ayça HanUsta yazar Sabahattin Ali, aynı zamanda bir görsel anı biriktiricisi.
Yanından neredeyse hiç ayırmadığı Kodak marka fotoğraf makinesi ile çektiği fotoğraflar, eşi Aliye Hanım ve kızı Filiz Hanım ile olan ilişkisini nasıl sevgiyle sürdürdüğünü içtenlikle gösteriyor bize.
Küratörlüğünü Sevengül Sönmez’in üstlendiği “Canım Aliye Ruhum Filiz” adlı sergide, usta yazarın daha önce hiç sergilenmemiş/yayımlanmamış fotoğrafları ile mektupları yer alıyor.
BİR BABA VE EŞİ YİTİRMEK
Sabahattin Ali’nin sıcak aile ilişkilerine tanıklık ettiğimiz sergiyi, küratör Sönmez şu sözlerle anlatıyor:
“Onun fotoğraf çekerken takındığı tavrı önemsiyorum, ve bu tavır aynı zamanda eserlerine yansıyan da bir şey: ayrıntıya ve gerçeğe bakmak. O yüzden onun fotoğrafçı tarafını biraz öne çıkarmak istedim. Daha önce yaptığımız sergilerde de bunu çok vurgulamak istemiştim, bu sergi için ise “Canım Aliye Ruhum Filiz” kitabı eksende duruyor. Sabahattin Ali’nin ev içi ve Ankara yaşamında, kızı ve eşi ile olan ilişkisini fotoğrafları üzerinden okumaya çalışıyoruz. Biz bir yazarı, bir çevirmeni, bir tiyatro adamını, her şeyden önce çok önemli bir entelektüeli yitirmenin ötesinde, onun öldürülmesiyle bir babayı ve bir eşi de yitiriyoruz. Galiba biraz bu duyguyu geçirmek istedim: kaybedilen ne? Çünkü bu fotoğraflara baktığınızda var olan şeyi kaybettik; neşeyi, mutluluğu, ev içi yaşamı, sıcak aile bağını. Öte taraftan, estetik, teknik olarak bakıldığında Sabahattin Ali’nin fotoğraf çekerkenki ısrarı bana çok ilginç geliyor. Mesela balkonu ya da evdeki koltuğu sürekli bir fotoğraf mekânı olarak kullanması gibi. Bunlar da herhalde bir hikâye anlatır diye düşünüyorum. Bu fotoğrafların seçimindeki en önemli şeylerden biri, o an Sabahattin Ali’nin orada olduğunu bilmekti, iki biçimde orada, ya çeken olarak orada ya da çekilen olarak, bazen de gölgesi ile oradaydı diyebilmek, onu biraz ısrarla vurgulamak.”
PENCEREDE ALİYE VE FİLİZ...
Hareket halindeki bir trenin penceresinde Aliye Ali ve Filiz Ali...
Tren seyahatlerinin Ali ailesi için ne ifade ettiğini Filiz Ali anlatıyor: “Tren bizim için çok önemliydi; trenle İstanbul’a gitmek, yataklı vagonla seyahat etmek... Ankara’dan gece vakti kalkıp sabaha karşı İzmit’te denizi görmek... Tren penceresinden fotoğraf çekmeyi çok severdi.”
Babasının elinde makine ile bir gün içinde hemen hemen poz yakalamış bir fotoğrafçı olduğunu söyleyen Filiz Ali, “Evde, sokakta, gezdiğimiz yerlerde babamın bir belgeselci gibi sürekli fotoğraf çektiğini görürsünüz bu fotoğraflarda. Ben şahsen fotoğrafçı değilim ama gördüğüm kadarıyla çok güzel kompozisyonlar yakalamış, insanları veyahut doğayı... Beni de konu mankeni gibi kullanıyordu, her tarz fotoğrafım var maşallah. Yatarken, kalkarken, soytarılık yaparken. Bazı fotoğraflar var mesela kafamda kukuleta, elimde mutfak ızgarası. Benim de hoşuma gidiyordu herhalde fotoğrafımın çekilmesi” diyor.
Sabahattin Ali’nin gezdiği tüm şehirlerde çektiği fotoğraflarla, ziyaretçileri 1930’ların Türkiyesi’ne götüren “Canım Aliye Ruhum Filiz” sergisi, 29 Şubat 2020’ye kadar görülebilir.