Rüzgar onu yeni bir hayata taşıdı

19 yaşındaki Fulya Ünlü, PWA Dünya Kupası’nın Avustralya’daki son ayağında Türkiyeli kadın sörfçü olarak ilke imza attı. 3’. kez ‘Gençler Dünya Şampiyonu’ olan Fulya kadınlarda da dünya 4’üncüsü seçildi

Damla Yur

Rüzgarın güç verdiği bir yaşam öyküsü onun hikâyesi. “Rüzgârı hissetmeden yaşasaydım hayata bakış açım nasıl olurdu acaba?” diye sorabilecek kadar rüzgâr aşkıyla dopdolu... Fulya Ünlü henüz 19 yaşında ve profesyonel Rüzgâr Sörfü Birliği (PWA) Dünya Kupası’nın Güney Kore’deki ilk ayağında, Büyükler Kategorisi’nde 3.’lüğü elde ederek, Türkiye’den podyum gören en genç sporcu oldu. Alaçatı ayağı ile bir basamak daha atlayan Fulya, geçen hafta Avustralya'da yarışarak Türkiyeli kadın sörfçü olarak bir ilke daha imza attı. Fulya PWA’da 3. kez “Gençler Dünya Şampiyonu” olduğu gibi aynı yarışta kadınlar arasında da dünya 4.’sü seçildi.

Fulya 1996 yılında İzmir’de Ünlü ailesinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir. İzmirli çoğu aile gibi Ünlü ailesi de yaz aylarını Çeşme’de geçirmeyi tercih eder. Karavanla başlayan seyahatler sonunda yazlık ev alınır. Alaçatı’daki ev Fulya’ya rüzgârın güç vereceği bir hayatın kapılarını açar... Alaçatı’da geçirdikleri ilk yaz olan 2004’te ailecek sörf plajına giderler. Sörfçülerin heyecanı Ünlü ailesine de sirayet eder. Sörf merkezinde geçen birkaç saatin sonunda çocuklardan birinin de bu maceranın parçası olması istenir. İlk şu anda 30 yaşında olan büyük ağabey Oktay’ın sörfe başlaması kararlaştırılır. Oktay’ın coşkuyla verdiği “Evet” yanıtı zamanla yerini tembelliğe bırakır. Şu anda 28 yaşındaki diğer ağabey Hüseyin ise hiçbir zaman bu topa girmek istemez. Ve ihalenin Fulya’ya kalmasıyla 10 yaşında sörfle tanışır Fulya...

Dürbünden bakan 2 çift göz

Plajın en eski okullarından Club Mistral’dir adresi. Onu yelkenle tanıştıran hâlâ Fulya suya çıktığında heyecan duyan eğitmen Reşit Adar’dır. Mustafa Pancar ve Ersen Çakır'da "sörf ağabeylerim" dediği kişiler. Ersen Çakır'ın tecrübeleri ona hep yol gösterir. Birçok sörfçüyü usandıran başlangıç dönemlerinde o da “Yeter, bırakacağım” diyerek sudan çıkar. Ancak ertesi sabah yaprak kıpırdamaya başladığında suda bulur kendisini. 3 yıl malzeme kiralayıp, ders almadan sörf yapar, diğer sörfçüleri izler sahilde. Fulya’yla birlikte yaprak kıpırtısıyla plaja koşan 2 kişi daha vardır. “Acaba Fulya düştü mü, iyi mi?” kaygısıyla dürbünden bakan iki çift gözdür onlar. Anne ve babası...

Kubat’ın cesaretiyle başlayan yarışlar

İlk yarış deneyimini 2009’da, 13 yaşında tadar Fulya. Garanti Bankası’nın düzenlediği yarışın kaydını kaçırdığı için ağlarken milli sörfçü Çağla Kubat ile tanışır. Kubat’ın “Ağlama. Haftaya Türkiye Şampiyonası’nın Alaçatı ayağı var. Ona katıl” cümlesi ona cesaret verir. 2009 Türkiye Şampiyonası’nda Fulya genç kadınlar arasında 5. olur. Bu başarı beraberinde yoğun antrenmanlar getirir. Ona cesaret veren Kubat da Fulya’nın hayatındaki özel insanlardan biri olur. “Ondan çok şey öğrendim” dediği Kubat’la daha sonra tatlı bir rekabet de yaşar.

İlk şampiyonluk 2009

Fulya bir sonraki yıl gençler arasında 1.’liği elde eder. Pahalı malzeme sorununa karşı Ünlü ailesi tüm olanaklarını seferber eder Fulya için. Ailenin yetersiz kaldığı zamanlarda ise Kubat sörf dünyasında pek alışık olunmayan şekilde yetişir imdadına. 2010 Türkiye Gençler Şampiyonluğu malzeme sıkıntısından kurtarır Fulya’yı. 2011’de Active firması sponsorluğunda yarışan Fulya, Gençler Şampiyonluğu’nu aldığı gibi çıtayı yükselterek Dünya Kupası’nın Alaçatı ayağına katılıp 13. olur.  2012’da 9. ve 2014’te de 6. olur. Tabii bu yıllarda da gençler şampiyonluğunu kaptırmaz.



Kadınlar erkeklerden daha başarılı

Fulya’ya üniversite kapıları sörf başarısının getirdiği bursla açılır. Yaşar Üniversitesi Uluslararası Lojistik Yönetimi bölümü 1. sınıf öğrencisi olan genç yıldız aynı zamanda düzenli diyet, spor ve antrenman ile yarışlara hazırlanan profesyonel bir sörfçü... Henüz çok genç olan ve sörfü adeta yarışa yarışa öğrenen Fulya, “O kadar yarışa katıldım water start ile kalkışı (suyun içinden kalkış) bu yıl öğrendim” diyor.

Üçüncü kez gençlerde 1’inci

24-29 Kasım tarihleri arasında Avustralya, Yeni Kaledonya’da gerçekleşen dünya kupasının son ayağında yarışır Fulya. Dünya sıralamasında ilk 5’te Fulya ile birlikte Türkiye’den Lena Erdil ve Çağla Kubat da vardır. İkisi de Fulya ile aynı puanda ve üçü de 2. sırada yer alır. “Yıllarca Fransız kadınlar çok iyi algısı vardı” diyen Fulya Türkiye’de yetişen sporcuların da zirvede yarıştığını söyler. Ancak Fulya bu yarışta Türkiyeli sörfçüler arasında bir ilke imza atar. Fulya PWA’da üçüncü kez “Gençler Dünya Şampiyonu” olduğu gibi aynı yarışta kadınlar arasında da dünya 4.’sü seçilir. PWA kadınlar kategorisinde Lena Erdil 3., Çağla Kubat da 6.’lığı kazanır.

Şampiyonluk, şampiyonluk, şampiyonluk...

“Hiçbir yarışa bu kadar hazır olmamıştım” diyerek Kaledonya’ya giden ve üçüncü defa gençlerde 1. olan Fulya’nın hedefi seneye de 1.’liği bırakmayarak dört dünya gençler şampiyonluğu almak. Uzun vadede hayalleri ise şampiyonluk, şampiyonluk, şampiyonluk...



Sponsorlara çağrı!

Ünlü ailesinin de beklentisi aynı... Yıllar önce endişeyle Fulya’yı dürbünden izleyen 2 çift göz şimdi merceğe hayranlıkla bakıyor. Fulya ise aile desteğinin önemini, “Kıyıya geldiğinizde sırtınızı yaslayacağınız insanların olması önemli” diye anlatıyor. Bireysel sporlara desteğin az olmasından yakınarak da malzeme sponsoru Active’e teşekkürlerini ileten Fulya ekliyor, “Eğer malzeme sponsorum olmasaydı devam edebileceğimi sanmıyorum. Lütfen bu spora destek sağlansın. Türkiye’den birçok yetenekli kadın sörfçü yükselebilir.”