Rusya gerçekten Ukrayna'yı işgal etmeyi mi planlıyor?
ABD Başkanı Biden'ın Rus lider Putin'i telefonla araması, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi ihtimalinin zayıfladığına işaret olarak görülüyor.
BBC TürkçeUkrayna etrafında dönen sert siyasi söylem ve ülke sınırına askeri yığınak yapılması sonrası Batı'dan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e gerilimi daha fazla tırmandırmaması uyarısı geldi.
Moskova ise suçlamaları reddetti. Rusya Savunma Bakanlığı, Avrupa'da Nato'nun "tehdit" yaratan eylemlerine karşılık verdiklerini savundu.
Beyaz Saray'dan bunun üzerine Putin'e bir telefon geldi.
ABD Başkanı Joe Biden Putin'e önümüzdeki aylarda ikili zirve düzenlemeyi teklif etti. Biden daha birkaç hafta öncesinde ise bir gazeteci ile röportajında Rusya lideri için "katil" ifadesini kullanmıştı.
BBC'ye konuşan gazeteci Konstantin Eggert, telefon görüşmesine ithafen, "Putin'in gerilimi tırmandırma politikası yürüttüğü oyunda, ilk hamleyi yapan Blinken oldu" yorumunu yaptı.
Ukrayna sınırında konuşlandırılmış binlerce Rus askeri; Amerikan askeri gemilerinin Karadeniz'e yöneldiği haberleri ve Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın "kendi iyilikleri için" geri adım atma uyarıları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yakın olduğu tartışmalarını beraberinde getirdi. Peki Rusya'nın planı bu mu?
Biden'ın hamlesi için "felaketi önleme" politikası diyen de oldu, imtiyaz vererek hataya düştüğü yorumunu yapan da.
Öte yandan olası bir zirveye kısa süre kala, büyük bir askeri harekât düzenleme ihtimali giderek zayıflıyor.
"Biden'ın suratına böyle bir tokat atmak bir devlet adamına yakışmazdı" diyen Eggert görüşme teklifini yapan Biden'ın avantajlı konumda olduğunu da vurguladı.
https://www.youtube.com/watch?v=jnLj0WJXdHk&ab_channel=BBCNewsT%C3%BCrk%C3%A7e
Asker değil mesaj gönderiyor
Bu arada Rus televizyonlarındaki tartışma programlarında sunucu ve konuklar Moskova'nın güç gösterisini överek, ülkelerinin ABD ve NATO'nun düşmanca adımlarına karşı dik durduğunu savunuyor. Bir yorumcu Biden'ın "sinirlerine yenik düştüğü" görüşünü dile getirdi.
Rus senatör Konstantin Kosaçev'in, "ABD'nin Rusya'nın askeri üstünlüğünü aşmasının imkansızlığını gördüğü" yorumu medyada geniş yer buldu. Kosaçev iki ülkenin diyalog masasına geri dönmesi gerektiğini belirtti.
Moskova'nın gösterişli askeri yığınak hamlesi, "artık Batı'nın sevdiği ülke olmaya çalışmayı bırakıp korktuğu ülke" olmayı istediği izlenimini verdi şu ana dek.
Putin 7 yıl önce Ukrayna'nın doğusuna asker ve silah yolladığında durum farklıydı. Bu gizli operasyonların varlığı bugüne dek hep reddedildi.
Bu defaysa Rusya asker göndermekten çok bir mesaj göndermenin peşinde gibi görünüyor.
Kiev'in "kibritle oynayan çocukları"
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Andrey Kortunov, Rusya'nın yaklaşımını "caydırma" politikası olarak niteliyor.
Kiev'in Ukrayna'nın doğusundaki askeri varlığını güçlendirme çabalarını hatırlatan Kortunov, Moskova'nın adımlarını Rusya destekli militanların kontrolündeki bölgeleri kaybetmeme çabası olarak niteliyor.
Kremlin'den üst düzey bir yetkili de Kiev'den gelecek böylesi bir askeri adımın, "Ukrayna'nın sonu" olacağı uyarısında bulundu, Ukrayna hükümetini "kibritle oynayan çocuklara" benzetti.
Bu günlerde Rusya'nın askeri bir müdahale için eline geçirdiği bir gerekçe var aslında.
Ukrayna'nın doğusunda 2014'te başlayan çatışmalardan bu yana Donbas olarak da bilinen "Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerinde" yaşayan yarım milyona yakın kişiye Rus pasaportu çıkarıldı.
Kortunov, Ukrayna'nın ABD ve Avrupa desteği ile askeri gücünü artırdığını hatırlatarak, bu 'halk cumhuriyetlerinde' ciddi bir yenilgi tehdidi olursa, Rusya'nın bu insanları kurtarmak için bölgeye gitmekten çekinmeyeceği görüşünü dile getirdi.
"Putin'in doğrudan askeri müdahaleden fayda sağlayacağı bir şey göremiyorum" diyen Kortunov, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana kalırsa Rusya'nın politikası statükoyu korumaya yönelik. Moskova'da, Ukrayna'nın biriken sorunların ve Batı'daki Ukrayna yorgunluğunun altında kalacağı yaklaşımı var."
Washington'a bir mesaj
İşin bir de ABD tarafı var.
Washington, daha geçtiğimiz günlerde NATO'ya katılma isteğini yineleyen Ukrayna'nın bu talebine karşı duran ve bölgenin geleceğini kendi belirlemek isteyen Rusya konusunda uyarıda bulundu.
Bazı yorumcular ise Moskova'nın ABD seçimlerine müdahale ettiği ve siber saldırılarda bulunduğu iddiaları sonrası Biden yönetiminin yaptırımlarından kaçınmaya çalıştığı kanaatinde.
Dış politika analisti Mikhail Troitski, "Rusya işi ciddiye bindirme çabasında: Ülkesinin ağır bedel ödemesine çabalayanlara ağır bedel ödetebileceğini göstermek istiyor- bu gözü kara yaklaşımın çok daha ağır yaptırımlara neden olabileceğini bile bile" diyor.
Troitski, "gerilimin tırmanması tehlikeli çünkü bir noktada kontrolden çıkabilir" diye de ekliyor.
Rus devlet televizyonlarında durmadan "faşist Ukrayna" tartışılıyor olsa da, halihazırda koronavirüs salgını ile mücadele eden Rusya'nın topyekün savaşa gitmesine Rus halkının destek vereceği şüpheli.
Özellikle de olası yaptırımlar ve petrol fiyatlarında düşüş gözleri korkuturken.
Kortunov, Rusya'nın Ukrayna'yı ilhak ettiği 2014'ten farklı olarak insanların salgın ve kendi sorunlarına yoğunlaştığına dikkat çekiyor.
2008 Rusya-Gürcistan savaşı, iki güç karşı karşıya geldiği hallerde gerginliğin nasıl hızlı tırmanabileceğinin açık göstergesiydi. Kimse Putin'in Kırım'ı ilhak etme cesaretini göstereceğine inanmıyordu.
Ancak Donbas'ı savunmak çok daha kanlı ve tehlikeli bir operasyon olurdu.
Putin önümüzdeki hafta her yıl olduğu gibi 'ulusa sesleniş' konuşmasını yaptığında planının ne olduğu da netlik kazanabilir. Rus lider bu kürsüyü Batı'ya karşı savaş tehditleri için kullanması ile ünlü.
Biden'ın telefonu ise çatışmadan geri adım atması için ona bir şans vermiş olabilir.
Konstantin Eggert bunu şöyle yorumluyor:
"Bence Putin ilgiyi kendine çekerek sadece Avrupa değil ABD yönetiminin de dikkatini çekti, onları korkuttu. Bunu yapmayı seviyor."