Rus oligarklar yeniden dünya gündeminde

Rusya'da 1990'ların başında ortaya çıkan ve milyarlarca dolar servet yaparak ülke yönetimiyle karanlık ilişkilere giren ünlü Rus oligarkların başında gelen Boris Berezovski'nin İngiltere'de öldürülmesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile oligarklar arasındaki mücadelenin yeniden gündeme gelmesine neden oldu.

cumhuriyet.com.tr

1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasını takip eden süreçte Rusya'daki özelleştirme furyası, birçok orta düzey işadamını bir anda milyar dolarlarlık servetlere sahip oligarklar haline getirdi. Dönemin Başkanı Boris Yeltsin'in zaman içinde iktidarını korumak için sırtını dayadığı oligarklar, kısa sürede ülke ekonomisini ve siyasetini yönlendirir hale gelmişti. Ancak 2000'in başında devlet başkanlığı koltuğuna oturan dönemin FSB Başkanı Vladimir Putin, oligarkların düzenini adeta altüst etti.

Putin'in devlet başkanı olduktan sonra yaptığı ilk açıklamalardan biri, "Sermaye etkisini iktidara dayatanlar, bir sınıf gibi davranmaktan vazgeçsinler" oldu. Oligarklar başlangıçta yeni ve genç Başkan'ın uyarısını çok ciddiye almasa da, Putin'in beklentilerin ilerisine geçerek bu sınıf üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Oligarklar ilerleyen yıllarda "siyasi, hukuki ve mali bedeller" ödedi. Pekçok imtiyazlarını kaybettiler ve bazıları ülke dışına çıkmak zorunda kaldı.

Rus yönetimiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle ülkeyi terketmek zorunda kalan muhalif Rus oligarklardan Berezovski, iktidar savaşlarından sonra hayatını kaybeden milyarderler arasına katıldı. Hafta sonunda İngiltere'nin Ascot kentindeki evinde ölü bulunan Berezovski'nin cinayete kurban gittiği açıklandı.

Devlet Başkanı Putin döneminde şu ana kadar Mihail Hodorkovskiy, Vladimir Gusinski, Platon Lebedev, Evgeniy Çiçvarkin ve Bilalov Kardeşler gibi birçok oligark hakkında tutuklama kararı çıkarken, bu isimlerden bazılarının da yurt dışına kaçmıştı.

İlk operasyon Gusinskiy ve Hodorkovski'ye

Putin'in radarına giren ilk oligark, Rusya'nın en önemli kanallarından NTV'nin de içinde bulunduğu medya şirketine sahip olan Vladimir Gusinskiy ve ülkenin en büyük dördüncü petrol şirketine sahip olan Mihail Hodorkovski oldu.

2000'de Gusinskiy'nin bankasına düzenlenen operasyon sonucunda devletten 10 milyon dolar çaldığı suçlamasıyla tutuklanan Gusinskiy, tutuksuz yargılandığı sırada Rusya'yı terketti ve İsrail'e yerleşti.

Putin'in oligark operasyonunda en fazla ses getiren ve dünya kamuoyunu da uzun süre meşgul eden olay ise 8 milyar dolarlık servete sahip petrol baronu Mihail Hodorkovski'nin tutuklanmasıydı. Yukos petrol şirketinin sahibi Hodorkovskiy'nin Putin'i açıkça eleştirmesi ve Yukos'un hisselerini el altından Amerikan Exxon ve Chevron şirketlerine satmaya çalışmasına Putin yönetimi izin vermedi. Nitekim Hodorkovski vergi kaçırmakla suçlanarak 6 yıl hapse mahkum edildi ve mal varlığına da el konuldu. Hodorkovski ile şirket ortaklarından Platon Lebedev de aynı akıbete uğramaktan kurtulamadı.
Üç oligarkın en önemli özelliklerinden biri ise Yahudi olmalarıydı.

Berezovskiy'nin sonu

İki gün önce Londra'daki malikanesinde ölü bulunan Boris Berezovski, Rusya'dan yurt dışına kaçan ünlü oligarkların başında geliyordu.

Yeltsin'in ikinci kez başkan seçilmesinde en önemli destekçilerden olan Berezovski, Putin'in oligarkları siyasetten uzaklaştırma hamlelerinde en büyük darbeyi alan oligark oldu. Yeltsin döneminde ülke ekonomisi, siyaseti ve medyası üzerinde büyük nüfuza sahip olan Berezovski, Putin yönetiminin baskıları sonucunda 2003'de siyasi sığınmacı olarak Londra'ya kaçştı.

Londra'da yaşayan Berezovski, Rusya dışında olmasına rağmen Rus siyasetini yakından takip ediyordu. Özellikle Putin'in güç kullanılarak iktidardan uzaklaştırılması gerektiğini savunuyordu.

Geçen yıl, bir başka oligark Roman Abramoviç ile eski ortaklıklarında meydana gelen sorun nedeniyle mahkemelik olan Berezovski'nin davayı kaybederek Abramoviç'e 4,7 milyar dolar ödemek zorunda kalması, uzun süre uluslararası basını meşgul etmişti.
Berezovski, son olarak, borçlarını ödeyebilmek için Amerikan ressam Andy Warhol'un fırçasından çıkan "Kızıl Lenin" tablosunu 202 bin dolara satması ile gündeme gelmiş ve depresyonda olduğu yönünde haberler yayılmıştı.

Berezovski'nın ani ölümü hakkında Rusya tarafından resmi bir açıklama yapılmazken, ünlü oligarkın 2 ay önce Putin'e mektup yazarak af dilediği ortaya çıktı. Rusya'nın "Rossiya-24" devlet televizyonuna konuşan Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, "Berezovski yaklaşık 2 ay önce Putin'e mektup gönderdi. Şahsen yazdığı mektubunda çok sayıda hata yaptığını itiraf etti ve Putin'den bu hatalarından dolayı af diledi. Putin'e müracaat ederek vatana dönmesi için izin istedi" dedi.

Aleksandr Lebedev'de Rusya'dan çıkıyor

Tıpkı Putin gibi eski bir KGB görevlisi olan Aleksandr Lebedev de Rusya'da, Putin'e muhalaefet eden oligarklar arasında yer alıyor. Putin'e en fazla muhalefet eden ve Çeçenistan'da yaşanan yasa dışı olayları ortaya çıkarmasının ardından, bir suikastle öldürülen Anna Politikovskaya'nın yazdığı ve Rusya'da birkaç muhalif gazeteden biri olan Novaya Gazeta'nın ortaklarından olan Lebedev, aynı zamanda Ulusal Rezerv Bankası'nın da sahibi. Lebedev'in geçtiğimiz yıllarda bankasına baskın düzenlenmesi ve hakkında birçok soruşturma açılması, bu şahsın geleceğine ilişkin tartışmaları tetiklemişti. Ancak Lebedev, Rusya'daki baskılarla başedemediğini açıklayarak mal varlığını satacağını açıkladı.