"Rumların uzlaşmazlığı artıyor, uluslararası toplum körüklüyor"
KKTC'de tek başına hükümeti kuran Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) oluşturduğu hükümet programı, Cumhuriyet Meclisi'nde okundu. Hükümet programının büyük bölümünü okuyan, Başbakan Derviş Eroğlu, ''Kıbrıs konusunda Rum tarafının uzlaşmazlığı arttıkça artarken, maalesef uluslararası toplum bunu daha da körükleyecek kararlara imza atıyor. Tüm bunlara rağmen, başarılı olacağız, başka yolu yok" dedi.
cumhuriyet.com.trKKTC'de 19 Nisan'da yapılan genel seçimlerde 26 milletvekili çıkaran ve tek başına hükümeti kuran Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) oluşturduğu hükümet programı, Cumhuriyet Meclisi'nde okundu.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer başkanlığında toplanan genel kurulda, hükümetin hedeflerini içeren program, Başbakan Derviş Eroğlu tarafından okunmaya başladı.
Programın okunmasını, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı kısmında Bakan Hasan Taçoy'a devreden Eroğlu, programın sonunda tekrar okumayı devraldı ve tamamladı. 62 sayfalık programın okunması bir saat 55 dakika sürdü.
Hükümet programı üzerindeki görüşmeler ise 14 Mayıs Perşembe günü yapılacak.
Meclis Genel Kurulu'nda hükümet programı üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından bir tam gün sonra da hükümet için güven oylamasına gidilecek.
Programdan
Hükümet programının büyük bölümünü okuyan, UBP Genel Başkanı ve Başbakan Derviş Eroğlu, ekonomiye ağırlık vereceklerini ve AB standartlarını yakalamak için her türlü çabayı göstereceklerini belirterek, ''yıllık ortalama yüzde 10 büyüyen bir ekonomi bıraktıklarını ve eksilerde bir ekonomi bulduklarını'' ifade etti.
UBP olarak çok zor bir dönemde görev aldıklarının bilincinde olduklarına işaret eden Eroğlu, ''gerek iç gerekse dış sorunların oldukça yoğunlaştığını'' kaydederek, şunları söyledi:
''Kıbrıs konusunda Rum tarafının uzlaşmazlığı arttıkça artarken, maalesef uluslararası toplum bunu daha da körükleyecek kararlara imza atıyor. Kıbrıs Türk halkı hala haksız ambargolara maruz bırakılıyor, hala Ada'daki iki devlet, iki halk, iki demokrasi bulunduğu gerçeği görmezden geliniyor. Tüm bunlara rağmen kendimize, parlamentomuza, halkımıza ve Anavatan Türkiye'nin desteğine güvenerek 'başarılı olacağız, başka yolu yok' diyoruz.''
Birlik ve beraberliğe vurgu yapan Eroğlu, temel hedeflerini şöyle açıkladı:
''Özgür ve canlı sivil toplum; bütün kuralları işleyen serbest pazar ekonomisi; hak ve özgürlüklerin güvencesi olan hukuk devleti; çok iyi işleyen ve halkın hizmetinde bir bürokrasi bizim temel hedeflerimiz olacaktır.''
Geçen dönemde mecliste temsil edilen siyasi partiler arasında anayasal değişiklikler konusunda yapılan görüşmelerde kalınan yerden yeni bir süreç başlatılabileceği görüşünde olduklarını belirten Eroğlu, ''UBP hükümeti anayasal değişiklikler için, çalışmaların uzlaşıyla tamamlanarak, 2010 yılında yapılacak cumhurbaşkanı ya da belediye seçimlerinde veya uzlaşılacak başka bir tarihte referanduma gidilmesine tam destek verecektir'' dedi.
İşe ekonomiyle başlayacaklarını ve ''Başbakanlık Ekonomik Koordinasyon Kurulu''nu, güvenoyu aldıktan kısa süre sonra oluşturulacaklarını ifade eden Eroğlu, seçim sürecinde halka söz verdikleri ''Başbakanlık Teftiş Kurulunu'' da mutlaka oluşturacaklarını söyledi.
Eğitim
Hükümetinin, ''yaşam boyu eğitim'' ile ''öğrenen insan ve öğrenen toplum'' anlayışından hareketle nitelikli ve çağdaş bir eğitim sistemi uygulayacağını belirten Derviş Eroğlu, şöyle devam etti:
''Milli eğitimde, Türk ulusunun milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerleri benimsetilecek, ailesini, yurdunu, milletini seven ve yüceltmeye çalışan, insan haklarına saygılı demokratik, laik ve sosyal bir hukuk sistemine inanan, yurduna ve Anavatanına karşı görev ve sorumluluklarını bilen, bu özellikleri davranışa dönüştürebilen ve ulusal kalkınmaya katkı koyabilen yurttaşlar yetiştirmek başlıca amacımız olacaktır.
Bu nedenle, Kıbrıs Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarına uygun olarak, Türk ulusunun bilincinde yer etmiş Atatürk Milliyetçiliği ilke ve devrimlerinin yarattığı fikir ve duygu ortaklığına sahip, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olgusunun özünde yatan gerçekleri bilen ve devletini korumak ve yüceltmek için her türlü özveri ve gayretle çalışan, Anavatanı Türkiye'ye, Türk ulusuna, halkına ve ailesine güçlü bağlarla bağlı, barışçı, ancak haklarını savunmaktan yılmayan, bedenen, zihnen ve moral bakımından sağlıklı ve kişilikli, demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlı, sorumluluk sahibi, bilime ve sanata değer veren, çevre bilinci ve doğa sevgisi gibi evrensel değerleri benimseyen, milli davaya ve ulusal değerlere bağlı nesiller yetiştirmek temel hedefimiz olacaktır.''
Eroğlu, tarih kitaplarının da yeniden ele alınacağını kaydetti.
Dış politika
Hükümetin dış politikayı, halkın çıkarları doğrultusunda, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Yurtta Sulh Cihanda Sulh'' özdeyişine uygun bir anlayışla ve tarihsel süreç içerisinde geliştirdiği politikalar çerçevesinde yürüteceği kaydedilen programda, yeni dönemde, KKTC'nin uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla olduğu kadar, üçüncü ülkelerle ilişkilerini geliştirmeyi hedeflediği, Anavatan Türkiye'yle olan tarihi, stratejik, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bağların yaşamsal olduğu vurgulandı.
Hükümetin, ulusal bir dava olan Kıbrıs konusunda Türkiye ile birlikte uyum içerisinde hareket edeceği ve Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, siyasi eşitliğini, mutlak güvenliğini içeren bir anlaşma için tüm çabaları ortaya koyacağı ifade edilen programda, şunlar kaydedildi:
''Hükümetimiz, Kıbrıs Türk halkı ve devletimizin uluslararası alanda hak ettiği yeri alabilmesi yönünde çalışma ve girişimleri yoğunlaştıracaktır. Bu çerçevede, AB ve üye ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesi önem arz etmektedir.
İslam Konferansı Örgütü ile mevcut ilişkilerimizin daha da ileriye götürülmesi hedeflerimiz arasında olup, nihai amacımız asli üyeliğimizdir.
KKTC'nin her alanda maruz bırakıldığı insanlık dışı izolasyonun bir an önce sona erdirilmesi ve halkımızın dünyayla bütünleşme arzusuna karşılık verilmesi, uluslararası toplumun yükümlülüğüdür. Bu izolasyonun kaldırılması yönünde gereken her türlü çabayı Anavatan Türkiye'nin de desteğiyle ortaya koyacağız.''
Müzakereler
Hükümet programında, devam eden Kıbrıs müzakereleriyle ilgili olarak şu ifadelere yer verildi:
''Sürdürülmekte olan müzakerelerin hedefi, sulandırılmamış iki kesimlilik, kurucu devletlerin siyasi eşit statüsüne dayalı yeni bir ortaklık ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamının sağlandığı adil, yaşayabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varmaktır.
Bu bağlamda, toprak konusu ancak bütünlüklü bir çözümün parçası olarak tüm konularda uzlaşma sağlandıktan sonra ele alınıp halledilmesi gereken bir konudur. Bu konu ele alınırken, Ada'daki gerçeklerden yola çıkılmalı, iki kesimlilik prensibiyle güvenlik ve yaşayabilirlik kriterleri mutlaka gözetilmelidir.''
Mülkiyet konusunun salt bir hukuk veya insan hakları meselesi olarak görülemeyeceği vurgulanan hükümet programında, ''kapsamı ve boyutu nedeniyle bu konunun çözüm yerinin uluslararası mahkemeler değil, görüşme masası olduğunun'' altı çizilerek, şöyle devam edildi:
"Anlaşma AB'nin birincil hukuku olmalı"
''Olası bir anlaşmanın AB mahkemelerinde veya uluslararası hukuk kuruluşlarında dava konusu yapılmaması için, anlaşma AB'nin birincil hukuku olmalıdır.
Olası bir anlaşma sonrasında iki tarafta eş zamanlı olarak referanduma gidilmeli, iki taraftan biri veya her ikisinin 'hayır' demesi halinde ne olacağı referandum öncesinde açık bir şekilde ortaya konulmalı ve gerek müzakereler esnasında gerekse sonrasında alternatifsiz olmadığımız vurgulanmalıdır.''