‘Rumeli türkülerinin kökü Anadolu’dur’

Muammer Ketencoğlu’nun grubu ‘Balkan Yolculuğu’ 4. albümünü çıkardı. ‘Sandığımdan Rumeli Türküleri’ adlı albümde 23 türkü yer alıyor.

Ceren Çıplak

Muammer Ketencoğlu’nun 1997’de kurduğu “Balkan Yolculuğu” grubunun 4. albümü “Sandığımdan Rumeli Türküleri” Kalan Müzik’ten çıktı. 23 türkü içeren albümde Bulgaristan, Makedonya, Prizren, Kuzey Yunanistan, Moldova ve Silivri’den türküler duyacaksınız. Albümle ilgili olarak konuştuğumuz Muammer Ketencoğlu, albümü dinleyenlerin ‘“tek renk yerine renkliliği, ben yerine bizi, aynı yerine farklıyı ve barışı” hayal etmelerini düşlüyor. Ketencoğlu, ayrıca gazetemizin tutuklu yazar, muhabir ve yöneticileri için “Sevgili koca adam çok değerli ağabeyim Turhan Günay’a ve tüm tutuklu gazetecilere selam ve dayanışma duygularımı yolluyorum” diyor.

-Sandığınızdaki Rumeli Türküleri’nden en çok Bulgaristan türküleri çıkmış. Neden?  

Öncelikle söylemeliyim ki sandığım oldukça büyüktür. Konu Rumeli türküleri olunca sandıktan en çok Bulgaristan türküleri çıktı. Çünkü Sofya Radyosu’nda 50’lerden bu yana türlü problematik yanlarına karşın oldukça iyi çalışılmış, binlerce türkü kayıt altına alınmış. Bunların bir kısmı plağa basılıp yayımlanmış, çoğu da Sofya Radyosu Türkçe yayınlar servisinde kayıt altında. Ne şanslıyım ki o türkülerin bir çoğuna ulaşabildim. Bu da albümün repertuvarına doğrudan yansıdı.

-Rumeli Türküleri denince akla daha çok eğlenceli türküler geliyor. Rumeli Türkülerinin genetiğinden bahseder misiniz?

Bütün geleneksel müzikler kendi içinde bir portredir. Hüzünlü yanları, coşkulu yanları, makamsal alışkanlıkları, tercih edilen ritmik yapıları vs... Rumeli türküleri de bu genel geçer kuraldan ayrı düşünülemez. Balkan Türk folklörünün temelindeki öğelere şöyle bir bakarsak Anadolu’dan göçlerle çok önceden götürülen arkaik unsurlar, Bektaşilik, Slav kökenli halklarla ve Arnavutlarla müzikal etkileşim, Çingenelerin hem genel olarak Balkan müziğine hem de özelde Balkan Türk müziğine kattıkları (özellikle icra açısından) ve son olarak 40’lardan sonra Balkan devletlerinin sosyalist bloka dahil olmalarıyla ortaya çıkan avantajlı ve dezavantajlı sosyopolitik ve sosyokültürel yansımaları sayabiliriz. Bir de Osmanlı müziğinin Rumeli’nin büyük şehirlerine İstanbul’dan taşınması sanatlı Rumeli şehir şarkılarının ortaya çıkmasında büyük etkendir. Bütün bunları düşündüğümüzde Balkan Türk müziğinin günümüzde çoğunlukla bilgisayar destekli icralarla önümüze sürülen, olması gereken hızın çok üstünde bir tempoyla icra edilen 9/8 lik ve 2/4 lük ritimlerin baskın olduğu manzarayla hiçbir ilgisi yoktur. Bu düşünceden yola çıkarak ben de arkadaşlarımla bir seçenek oluşturma gayretindeyim.

-Rumeli türküleri ile Türk halk müziği arasında nasıl bir köprü var?

Rumeli türküleri Balkanlar’daki türlü etkileşim ve kaynaşmaları içerse de kökü Anadolu’dur. Göçlerle bağlantılı olarak ortaya çıkan yeni toplumsal karşılaşmalar Balkan müziği içinde Türk müziğinin konumunu belirlemiştir. Sandığımdan Rumeli Türküleri albümümde yer alan Moldova Gagavuzları’nın Keçicim türküsü en uç örneklerden biridir. Gagavuzlar tarihsel olarak Anadolu’ya uğramadan doğrudan Balkanlar’a göçtükleri için hem Hıristiyanlığı tercih etmişler hem de biraz Orta Asya’dan biraz da Bulgar ve Rumen müziğinden öğelerle etkileşerek kendi özgün müzik kültürlerini yaratmışlar. Belki de bu yüzden albümde kulağımıza en yabancı gelebilecek türkü bu ‘’Keçicim’’ türküsüdür.

-Balkanlar’ın dört bir yanından farklı dillerde şarkılar söyleyen bir grupsunuz. Bugüne dek
Balkanların dört bir yanından şarkılar aracılığıyla hayata dair ne öğrendiniz?

Evet 20 yıldır Balkanlar’da konuşulan dillerin hemen hemen tümünde şarkılar söyledik. Buna da özel bir önem verdik. Yani Balkan halklarının hiçbirini ötekinden ayırmadık. Bu bize en başta genelde yeryüzünün özelde de Balkanlar’ın kültürel çeşitliliğini gösterdi. Tabii bambaşka müzikal anlatım biçimlerini, ritimleri, duyguların çeşitliliğini, önyargısızlığı, Balkan kültüründeki mizahi öğeleri de. Bir de barışseverliği, her türlü aşırı ve mikro milliyetçilikle mücadele etme zorunluluğunu öğrendik 20 yılda.