RTÜK'ten Tele 1 ve Halktv'ye büyük haksızlık

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

RTÜK yine boş durmadı.

HalkTv’deki “Özlem Gürses ile Kayda Geçsin” programına katılan yorumcu Murat Ağırel'in, "Parsel Parsel" isimli kitabıyla ilgili konuşurken "FETÖ'nün siyasi ayağı ve destekleyicisi olma, belediyede çeşitli yolsuzluklar yapma" gibi yargıyı ilgilendiren son derece ciddi iddiaların dile getirilmesine aracılık ettiğini tespit etmiş.

Vah vah vah...

Yargının görev alanına dair hüküm veren iddiaları meğer yayın ilkesi ihlaliymiş.

Diğer yandan TELE 1 yayınlandığı "18 Dakika" programında Emre Kongar'ın kullandığı "İslami terör" ifadesini "toplumun dini hassasiyetlerine aykırı" olduğu için ceza almış.

Bunlar dışında Tele 1 kanalında Merdan Yanardağ'ın ifadeleri, Halk Tv’ de “Medya Mahallesi” ve “İki Yorum” programındaki ifadeler nedeniyle ceza aldı.

Detaylara girmek istemiyorum fakat alınan kararları kabul etmek çok güç.

Aynı RTÜK değil mi darbe tartışmalarıyla ilgili "15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediklerimizi yapamadık. Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür. Benim listem hazır” diyen zat-ı muhterem nedeniyle Ülke Tv'ye sadece program durdurma cezası veren.

Peki konu muhalif televizyonlar Halk Tv ve Tele 1 olunca kararlar neden bu kadar sert?

Aslında niye şaşırıyoruz ki!

Sözcü Tv'nin logo değişikliği talebini anayasa aykırı bir şekilde bir yılı aşkın süredir gündeme almayan bir kurumdan bahsediyoruz.

Ayrımcılık, çifte standart ve hukuksuzluğun bu kadarı da olmaz.

Ama ülkemde oluyor işte.

Çünkü basın özgürlüğü açısından ülkemizin durumu ortada.

Muhalif olanı susturma, cezalandırma, haberlerin manipülatif yönlerinin öne çıkarılıp halkı eğlendirme - uyutma politikasının güdülmesi destekleniyor.

Muhalif basın ve yayın organlarının da böyle olması isteniyor işte.

Doğrular yerine iktidarın borazanı olması isteniyor.

Buna başta Tele 1 ve HalkTv izin vermeyeceği gibi halkımız da müsaade etmez, etmeyecektir.

Verilen bu cezalar eleştirel yayıncılık yapan kanalların halkın haber alma özgürlüğü için yoğun mücadelesine kesinlikle sekte vurmayacaktır.

RTÜK iktidarı rahatsız eden kanalları cezayla, program durdurmayla susturabileceğini, hizaya getirebileceğini düşünüyor ve var gücüyle üzerlerine geliyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar demokrasiye, hukuka olan inancımız tamdır.

Bu ülke ne hukuksuzluklara ne antidemokratik uygulamalara şahit olmuş, eninde sonunda içinde bulunduğu girdaptan çıkmayı başarmıştır.

Güzel günler yakındır.

İnanıyorum ki yapılacak ilk seçimde halkımız bu kadar antidemokratik uygulamalara ve hukuksuzluğa izin veren bu iktidara kırmızı kart gösterecektir.

Ve o gün geldiğinde RTÜK medyayı sansürlemek ve medya mensuplarını korkutmak için bir araç olarak hizmet etmeyi bırakacak, görev tanımındaki gibi tarafsızlık ve çoğulculuk içinde çalışarak iktidara yakın yahut uzak tüm sözlü ve yazılı basın organlarına eşit mesafede duracaktır.

Türkiye'de ifade özgürlüğü sağlanacak, medyanın oluşturulan ekonomik güçle el değiştirmesi önlenecektir. 

Gün gelecek günahların, haksızlıkların, adaletsizliklerin ve zulmün muhasebesi elbet yapılacaktır.

Büyük Atamız Mustafa Kemal Atatürk ne demiş:

“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”

İşte bizlerde demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve sosyal adalete dayalı yaşama olan umudumuzu yitirmeyecek ve bunun için var gücümüzle mücadele edeceğiz.