Rötarlı bir vefa gecesi

1973 yılında çıkardığı “Gençlik ile El Ele” albümünün, Belçika Orkestrası eşliğinde Babylon’da yapılan -ülkemizdekirötarlı galasında, yılların besteci, aranjör ve gitarcısının, belki de hayatındaki en fantastik hayali gerçekleşti.

Murat Beşer

Nasıl ki Ferhat dağları deldiyse, Mecnun çöllere düştüyse, Kerem küle döndüyse, Mustafa Özkent de bu konseri tam 43 yıl bekledi. O şimdi (gündelik olmamasını ümit ettiğimiz) bir merakın ve geç de olsa ödenmeye hazır bir vefanın nesnesi.

1973 yılında çıkardığı “Gençlik ile El Ele” albümünün, Belçika Orkestrası eşliğinde Babylon’da yapılan -ülkemizdekirötarlı galasında, yılların besteci, aranjör ve gitarcısının, belki de hayatındaki en fantastik hayali gerçekleşti.

Konsere dakikalar kala, salonunun fuayesi konserlere küsmüş inzivadaki bir kesimle sonraki kuşakların aynı heyecanı duyarak toplaştığı bir kalabalığı ağırladı. Hararetli sohbetleri, hal hatır sormaları sonlandıran konser, “Üsküdar” ile açıldı. Anlaşıldı ki, parçalar plaktaki sırayla çalınacak. Ancak arada iki yeni sürpriz düzenleme vardı: “Misket” ve “Kasap Havası.”

Memleket ezgileri

Memleket ezgilerinin Latin-disko-funkcaz sarmalında işlendiği düzenlemeler aynı şablonun üzerine yerleştirilmiş, her birinde -solo gitarın dışında- bir ya da iki çalgıya söz hakkı tanınmış. Parçalar albümdekinden bir iki dakika daha uzun çalınıyor sahnede; çalgısal pasajların eklenmesi nedeniyle.

Tanıdıkları ile göz temasına girmekten, onlara sahneden bir selam vermekten çekinmiyor Mustafa Özkent, tatlı bir gülümsemeyi esirgemiyor, geldikleri için teşekkür ediyor:

“Hoş geldiniz, safalar getirdiniz.” O sahne hayatınızda bir devrin anlayışının yaşayan temsilcisi. Bir yandan kırmızı gitarını tıngırdatırken öte yandan da işaret parmaklarıyla orkestrayı yönetiyor, oturduğu yerden.

Yeni albüm yapmalı

Davullarda Louis Evrard ile Yannick Dupont, tuşlu çalgılarda David Pickard, basta Sofiane Remadna ve vurmalı çalgılarda Romain Duykaerts ile Tadzio Boudoux’ın yer aldığı Belçika Orkestrası, genç yetenekli müzisyenlerden oluşuyor ve sahnede üstlendiği vazifeyle emektar müzisyenin işini kolaylaştırıyor, yükünü üzerinden alıyor. Topluluğun gitarcısı bir sebeple gelememiş, onun yerine de eski dost Berç “Berco” Yeremyan monte edilmiş. Berco’nun tek parçada yaptığı Santana’vari gitar solosu dikkat çekerken, eski kılabırlarla, yeni hipsterler kendilerine açtıkları güvenli bir kesişim kümesinde göbek atıyor, kalça sallıyor.

Bu gece bir kez daha işaret ediyor ki; Mustafa Özkent -üzerindeki ilginin dinleyicileri açısından geçici bir gençlik hevesi olarak kalmaması için- yeni bir stüdyo albümü yapmalı. Hiç değilse en azından konser kayıtlarından oluşan bir çalışma yayınlamalı.

Bıçak sırtında yükselen bir dalganın parçası olarak izlediğimiz bu konser, plağın tozlu eskici dükkânlarından çıkıp, evlerimize dönüşünün, sahnelerimizdeki izdüşümüydü. Mustafa Özkent bundan 43 yıl önce gençlik ile el ele tutuşamamıştı, ama bu kez tüm gençler onun elini tutmak için sahnenin ön tarafına doğru koşuyordu. (muratbeser@muratbeser.com)