Romanya'da Çavuşesku diktasını deviren Noel Devrimi'nin açık yaraları

Romanya'da, Nikolay Çavuşesku'nun komünist diktası tam 30 yıl önce bugün, 1989'da eşi Elena'yla birlikte infaz edilmesiyle sonuçlanan devrimle son nefesini verdi. Ülke, aradan geçen 30 ylıda büyük mesafe kaydetse de, bazıları için 1989 devriminin yaraları hala taze.

BBC Türkçe
Getty Images
Ceaucescu ve Elena, askeri mahkemedeki göstermelik bir davadan sonra, idam mangası tarafından infaz edilmişti.

Romanya'nın komünist diktatörü Nikolay Çavuşescu, 30 yıl önce Noel günü göstermelik bir mahkede yargılandıktan sonra, eşiyle birlikte idam mangası tarafından kurşuna dizilmişti.

Romanya'da Aralık 1989'da yaşanan kanlı çatışmalar, Avrupa'nın en baskıcı rejiminin sonunu getirdi.

Çavuşesku'ya meydan okuyan Romenler için, hayatlarına damga vuran bir andı.

O dönem 19 yaşındaki bir jeoloji ögrencisi olan Traian Rabagia "Savaştı. Burası bir savaş alanıydı. Özgürlük, biz halkız! Kahrolsun Çavuşesku" diye bağırıyordum" diyor.

Getty Images
Silahlı kuvvetlerdeki birçok kişi, taraf değiştirip, göstericilere katıldı.
BBC

Devrim nasıl yayıldı?

Çavuşesku'ya karşı isyan, Aralık ortasında ülkenin batısındaki Temeşvar kentinde başlamış ve diktatörün emirleriyle sert bir şekilde bastırılmıştı.

Ancak muhalefet hızla ülke geneline yayılmıştı ve 21 Aralık 1989'da yönetim tarafından dikkatle hazırlanan, ancak bir fiyaskoyla sonuçlanan, Bükreş'te yüzbinlerce kişinin dinlediği konuşma gerçekleşti.

Çavuşesku, konuşma yaptığı kalabalığın ruh halini hiç anlayamamıştı ve Temeşvar'daki isyandan "Faşist kışkırtıcıları" sorumlu tuttu.

Ancak kalabalık, yuhalamalar ve "Temeşvar, Temeşvar" diye bağırarak karşılık verdi .

Tepkiden şoke olan Çavuşesku, kalabalığı maaş zammı vaadiyle sakinleştirmeye çalıştı, ancak muhalefet giderek büyüdü. Devlet otoritesinin yeniden tesis edilmesi amacıyla, devlet televizyonundan canlı yayınlanan konuşma birden kesildi.

Çavuşesku'nun fiyaskoyla sonuçlanan konuşmayı yaptığı gün, Traian Rabagia sokaklarda komünist yanlısı güçlerle karşı karşıya kalan göstericilere katıldı.

Stephen McGrath
Rabagia, 1989'da Bükreş'in merkezinin bir savaş alanı olduunu söylüyor.

Bükreş'in merkezindeki InterContinental Oteli'nin önünde duran Rabagia, BBC'ye yaptığı açıklamada "Bu kaldırımda olduğu gibi kan vardı." dedi.

Çavuşesku'nun 21 yıllık dikta yönetimi ve Romanya'yı 42 yıldır idare eden komünist iktidarın sonunu getirecek devrim başlamıştı.

Ertesi gün, diktatör ve eşi Elena, göstericiler parti merkezini girerken, Bükreş'teki Merkez Komitesi binasından helikopterle kaçtı. Çift, 50 kilometre ötedeki Targoviste'de yakalandı.

BBC

Çavuşesku neden devrildi?

Ülkesinin dış borçlarını ödemeyi takıntı haline getiren Çavuşesku, ülkeye ve halka büyük ekonomik zorluklar yaşatan bir kesinti programına girişti.

Çavuşesku'nun bugün bile hala dünyanın en büyük binası olan Halk Sarayı gibi megalomanyak projelere harcadığı para, durumu daha da kötüleştirdi.

Palatul Primeverii
Bükreş'te Bahar Sarayı'ndaki yemek odasında görülen, Çavuşesku'nun yaşadığı bu şatafat, Romen halkını öfkelendirdi.
Palatul Primeverii
Çavuşeskular'ın Bahar Sarayı'ndaki kapalı yüzme havuzu.

Rabagia "80'i yılların yoksulluğunu hatırlıyorum. Bükreş'i hatırlıyorum, birahaneler, restoranlar, her şey karanlıktı, izbeydi." diyor.

Gıda, ısınma ve aydınlatma gibi temel ihtiyaçların karşılanamaması nedeniyle, Nikolay ve Elena Çavuşesku lüks saraylarda yaşarken izolasyonist ülkede öfke büyüyordu.

"Diğer ülkelerde yaşayan insanların daha çok şeyi olduğunu, daha iyi yaşadıklarını biliyorduk. Bir şeyler olacağı belliydi, ancak kimse bundan bahsetmiyordu."

Romanya, Doğu Bloğu'nun en çok korkulan gizli polis gücü Securitate'ye sahipti. Çavuşesku rejiminde özgürce konuşmak, tehlikeli bir işti.

1980'li yıllarda her dört Romen'den birinin Çavuşesku'nun gizli polisine muhbirlik yaptığı düşünülüyor. Securitate, binlerce muhalifin işkenceden geçirilmesinden ve ölümünden sorumluydu.

Eski öğrenci "1980'li yılların başlarından beri konuşmaktan duyulan korku vardı." diyor.

25 Aralık'ta, Noel günü Çavuşesku çifti, insanlığa karşı suç işlemekle itham edildikleri göstermelik bir yargılamadan sonra, infaz edildiler.

Rabagia "Rahatlamıştım, insanları sakinleştirmek için iyi bi şeydi. Benden daha akıllıları, böyle olayları sonuçlandırmak için kan dökülmesi gerektiğini söylüyor." diyor.

BBC

Romenler neden geçmişi geride bırakmadı?

Komünizmin çökmesinden bu yana 30 yıl geçti ve şu anda Romanya, büyüyen bir ekonomisi olan, işleyen, demokratik bir AB üyesi ülke. Ancak bazıları için 1989'un kanlı günlerinin izleri duruyor.

Bükreş'teki Yüksek Mahkeme binasının önünde duran 46 yaşındaki Alexandru Catalin Giurcanu, devrim sırasında vahşice öldürülen babası için adale arıyor.

"30 ylı sona adalet sistemi, devrim sırasında o insanları kimlerin öldürdüğünü, suçluların kimler olduğunu bulmakta zorlanıyor. Bugün 90'lı yıllardan bu açık kalan bir davanın başlangıcı için buradayız," diyor.

Stephen McGrath
Alexander Giurcanu (solda) ve Aurel Dumitrascu (sağda) 1989 devrimini Yüksek Mahkeme'nin önünde andı.

Davada, Cavusescu'dan sonra iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı Ion Iliescu, insanlığa karşı suç işlemekle itham ediliyor.

Savcılar, şu anda 89 yaşında olan ve sağlık durumu bozulan Ion Iliescu ve iki eski çalışma arkadaşını, 1989 devrimi sırasında 862 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Davada 5 binden fazla kişinin ifade vermesi bekleniyor.

Romanya'nın 1989 devriminde 1.100'den fazla kişi ölmüştü.

Alexandru Catalin Giurcanu
Vasile Giurcanu, 1989'da öldürüldüğünde 50 yaşındaydı.

1989 devrimi sırasında, sadece 16 yaşındayken sokaklara çıkan Giurcanu, 23 Aralık 1989 gecesi yaşadıklarını hatırlıyor;

"Babam eve gelmediğimi fark edince, beni aramaya çıkmış. Eve dönerken sokakta ölüsünü buldum. 13 mermiyle öldürülmüştü. Otomatik bir silahtı. Korkunçtu, hayatlarımızı tamamen değiştirdi ve 30 yıl sonra hala babamı kimin vurduğunu biliyoruz."

44 yaşındaki Aurel Dumitrascu da adalet arıyor. Devrim sırasında 14 yaşındaydı.

Sağ kolunun dirseğini sıyırıp, kolundaki mermi yarasını gösteriyor.

"Kaldırımdaki herkesi vurdular. Daha 12 yaşındaydım."

"Devrim Davası" Şubat 2020'ye ertelendi.

BBC

Bazı Romenler neden yoksul kaldı?

Devrimin ardından gelen çalkantılı yıllar, Iliescu yönetimindeki hükümetle geçildi. Romanya 2007'de AB üyesi oldu ve bu değişen seviyelerde refahı beraberinde getirdi.

Romen ekonomisi etkileyici bir şekilde büyüse de, bugün dahi Avrupa'nın en yoksul ülkelerinde. Bükreş dahil birçok şehir kalkınırken, nüfusun yüzde 45'inin yaşadığı kırsal kesim, geride kaldıklarını düşünüyor.

Transilvanya'nın uzak köylerinden Cris'te, 40'lı yaşlarındaki çiftçiler Marcel ve Niculina Taropa, komünizmin yıkılmasından sonraki 30 yılı şöyle değerlendiriyor;

"Mutluyduk, çünkü daya iyi bir dönemin geleceğini düşündük. Ama çok fazla şey değişmedi. İyi yollarımız, otobanlarımız yok ve sağlık sistemi daha da kötüleşiyor. Komünizm dönemi daha iyiydi, çünkü işimiz sabitti."

Stephen McGrath
Niculina ve Marcel Taropa, umdukları daha iyi yaşamın hala gelmediğini söylüyor.

Taropa çifti, ifade özgürlüğünün komünist döneme göre değerli bir değişiklik olduğunu kabul ediyor, ancak aynı zamanda 1980 devriminin ekonomik faydalarının, umdukları kadar olmdığında da hemfikirler.

"Kanalizasyon, su ve gaz, köyümüzde olması gereken üç şey. Gaz olmadan birçok köylü evlerini odun yakarak ısıtmak zorunda. Tıpkı ülkedeki 3,5 milyon diğer ahne gibi.

Dünya Bankası'nın istatistiklerine göre, Romen kırsal nüfusunun yüzde 70'i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Taropa "İnsanlara burada, Romanya'da yeterli para ödenmiyor. Köylerdeki nüfus yaşlandı ve gençler ülke dışına gitti." diyor.

BBC

Noel neden eski yaraları açıyor?

Romanya'nın başındaki en büyük sorunlardan biri, yüksek düzeydeki göç.

Ülke AB'ye katıldıktan bu yana, dört milyon daha iyi bir yaşam umuduyla ülkeyi terk etti. Yaygın yolsuzluk da bir başka neden.

Son yıllarda, yolsuzlukla mücadale önlemlerini sulandıran ve yargı bağımsızlığının altını oyan Sosyal Demokratlar'ın öncülüğündeki hükümetlere karşı gösteriler yapıldı.

2017'deki kitlesel gösteriler, 1989'dan bu yanaki en büyük eylemlerdi.

Getty Images
1989'da, Bükreş Cumhuriyet Meydanı'nda binlerce kişi eylem yaptı.

Sayısız soruna karşın, Traian Rabagia "Romanya'nın tarihindeki en uzun ve en güçlü demokrasi bu." diyor.

Bükreş'in merkezinde, dondurucu bir Aralık akşamında, halk kapitalizm ve Noel'in parlak ışıklarının altında, yoğun trafiğe girip, çıkarak alışveriş yapıyor.

30 yıl önce böyle bir sahne düşünülemezdi bile.

Ancak babasını devrim sırasında kaybeden Giurcanu gibileri için, Noel kapanmayan yaraları yeniden açıyor.

"Başka herkes için Noel sadece Noel. Ancak bizim için babalarımızın, oğullarımızın, annelerimizin nasıl tabuta girdiğini hatırlamak demek. Babamın ailemiz için satın aldığı noel ağacı, çiçek gibi tabutuyla birlikte gömüldü."