Rock müzik piyasa şartlarına bağlı ilerliyor
Gece, iki yıllık bir aranın ardından “İyi Niyetli Bir Gün” albümü ile döndü. Piyasanın popüler rock formlarına inat ne istediğini bilen bir albüm yapmışlar. İnandıklarına yaklaştıkları da ortada. Algıları da açık ufukları da. O yüzden “benzer kötü rock şarkıları” arasından sıyrılıyorlar.
Ali Deniz Uslu / Cumhuriyet
-Gece iyi müzik yapıyor, işin aslı ben de geç keşfettim sizi. Türkiye'deki rock müziğin yolculu da hep sancılı. O yüzden iyi müzik yapanların hak ettiği yere gelmesi zaman alıyor. Siz bu anlamda yolun neresindesiniz?
Müzik yaparken ilk amacımız; sevdiğimiz, dinlediğimiz müziği insanlara sunmak. Bu amaç yolculuğun tamamını oluşturuyor aslında. Fakat ne yazık ki son yıllarda Türkiye’deki ana akım rock müziğin samimiyetten kopuk bir çizgide, piyasa şartlarına bağlı ilerlediğini düşünüyoruz. Bizim hedefimiz ise inat ederek inandığımız müziği yapmak. Dinleyicilerin de zamanla bunu algıladığını düşünüyoruz.
- Belki de çok popüler olsanız yanlış bir şeyler yaptığınızı düşünmeniz gerekebilir. Ne dersiniz?
Aslında şu anda yanlış bir şeyler yapsak çok popüler olma ihtimalimiz daha fazla gibi gözüküyor!
-Pop müziğin basit ve klişe formüllerini rock müzikte iyice benimsedi. Ortalıkta “benzer kötü rock şarkıları” var. Siz buradan nasıl sıyrılıyorsunuz?
Şarkı yaparken, kaydederken tek amacımız kendimizi, toplum ve dünya algımızı en düzgün şekilde ifade etmek. Evet, etrafta duyduğumuz rock şarkılar gitgide tektipleşen bir çizgiye doğru gidiyor. Fakat biz o tektipleşme içinde kendimizi ifade etmemizin imkansız olduğunu düşünüyoruz. Aslında işin özü kendiniz olmak, kendinizi ifade etmek, dinlediğiniz, sevdiğiniz müziği yapmak. Müzisyenler bunu yaparsa doğal olarak daha fazla farklı ve özgün ses olacaktır.
- “Ankara sound” diye bir şey olduğuna inanıyorum, hatta bir adım daha gidip Ankara'nın Türkiye'nin Seattle'ı olduğunu düşünüyorum. Nedir Ankara'nın sırrı?
Ankara’dan çok fazla grup çıktığı doğru fakat bu grupların Seattle’da olduğu gibi tek bir soundu temsil ettiğini düşünmüyoruz. Genelde çıkan grupların sesleri rock kategorisi altında toplansa da, rock müziğin çok farklı alt dallarını yansıtıyor. Ankara’dan fazla grup çıkmasının ise farklı pek çok nedeni var. Bunların başında Ankara’nın bir öğrenci şehri olması ve pek çok müzisyenin burada bir araya gelebilmesi, bu grupların çıktığı dönemlerde canlı müzik yapılacak çok fazla mekan olması ve grupların kendini buralarda göstermesi, Ankara seyircisinin sahnedeki grupların bestelerini merak etmeleri ve dinleme istekleri, orta sınıfın daha fazla olması gibi pek çok faktör geliyor.
-İstanbul büyük bir araf. Ne ararsanız onu bulabilirsiniz burada! İstanbul'la ilişkiniz nasıl?
İstanbul’a 2008 yılında geldik. Ankara gibi biraz daha içine kapanık bir şehirden buraya gelmek ilk etapta bizim için bir zorluktu. Sonuçta evimizden, ailelerimizden ve bildiğimiz ortamdan çok daha kozmopolit ve kaotik bir yere gelmiştik. Bu süreci daha çok birbirimize tutunarak geçirdik. Fakat zamanla İstanbul’a alıştık ve şehri benimsemeye başladık. Sonuçta şehrin bütün enerjisinden doğan bir büyüsü de var. Sanatsal üretim için çok uygun ve besleyici bir yer olduğunu düşünüyoruz.
- “İyi niyetli bir gün” iki yıl bir moladan sonra geldi. Bu albümü hazırlayan koşullar ve albümün ruh iklimi nasıldı?
Önceki albümümüzü 2011 yılında çıkarmıştık. Onun çıkışından beri yeni şarkılarla uğraşıyorduk. Asıl çalışmamıza ise 2012 yılının sonuna doğru başladık. Eren’le Can aynı evde yaşıyordu. Evin salonunu küçük bir ev stüdyosuna çevirdik ve her gün prova yapmaya başladık. Sürekli bir arada olup üretmeye çalışmak, genel olarak sektör ve toplumsal umutsuzluğumuza karşı bir umut ışığı oluşturdu içimizde. Albüm, adını da bu umuttan alıyor. “İyi Niyetli Bir Gün” gelecek için bir temenni aslında. İyi günler olacağını ve her durumun daha güzele gideceğine inanıyoruz.
- “İyi niyetli bir gün” umutlu ve mutlu bir melankoli verdi bana. Doğru tadı mı almışım? Ya da sizin bu albümdeki derdiniz neydi?
Evet, az önce de belirttiğimiz gibi umut barındıran bir albüm. Mutlu melankoli de sanırız ki bu umuttan geliyor. Evet kötü durumlar var; hem kendi içimizde, hem toplumda bu melankoliyi yansıtırken, umudumuz da biraz mutluluğu yansıtıyor.
- Gece'nin albümü dinleyince tamamıyla akustik bir performans canlanıyor gözümde. “Gece Unplugged” tadında. Var mı böyle bir fikir?
Çeşitli programlarda akustik performanslar veriyoruz. Youtube’da da yeni albümümüzün bir kaç şarkısının akustik versiyonu var. Akustik icra etmeyi biz de seviyoruz ve tabi ki gelecekte bu tarz bir konser projesinde bulunabiliriz.