Rıza Türmen: Tutuklama hukuksuz, dava AİHM'de dökülür

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasıyla ilgili olarak “Tutukluluğa itirazların reddedilmesi durumunda hemen Anayasa Mahkemesi’ne ve arkasından da AİHM’ye gidilir. Bu dava AİHM’de mutlaka kazanılır” dedi.

Türey Köse

Eski AİHM yargıcı ve CHP milletvekili Rıza Türmen, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasıyla ilgili olarak “Alkışlanmaları gerekirken yapılan suçlamalar komik, tutuklama hukuksuz. Tutukluğa itirazların reddedilmesi durumunda hemen Anayasa Mahkemesi’ne ve arkasından da AİHM’e gidilir. Bu dava AİHM’de dökülür, mutlaka kazanılır” görüşünü dile getirdi.

Rıza Türmen, Dündar ve Gül’ün tutuklanmasıyla ilgili olarak şu değerlendirmeleri yaptı:

“Hukuken 2 problem var. 1. Yapılan tutuklama hukuka aykırı. Tutuklamanın hukuka uygun olabilmesi için bir makul şüphenin bulunması lazım. Makul şüphenin kriteri de şudur: Üçüncü kişileri suç işlendiğine ikna edici somut bir takım deliller olması lazım. Burada atılan suç o kadar anlamsız, o kadar komik bir suç ki. Terör örgütü, yok efendim devlet sırlarını casusluk amacıyla vermek. Bu suçların işlendiğine dair ortada hiçbir somut veri yok. Casusluk suçu nedir? Sırrı bir başka devlete ajanlar gizli olarak verir. Gazetede yazıp açıklar mısınız? Yani açıklanmasıyla casusluk birbiriyle çelişen kavramlar. 2. Böyle bir tutuklamanın yapılmış olması doğrudan doğruya basın özgürlüğünün ağır bir biçimde ihlalidir.

 

‘Hiçbir şüphem yok’

AİHM’in Taner Akçam kararı var. Orada tutuklama falan da yok. Savcı takipsizlik kararı veriyor. Ama AİHM “savcılık takipsizlik kararı vermiş olmasına rağmen böyle bir soruşturmanın yapılmış olması dahi yaratacağı caydırıcı etkiden dolayı basın özgürlüğünün ihlalidir” der. Burada tutuklama da var. AİHM’de bu dava dökülür, mutlaka kazanılır, o konuda hiçbir şüphem yok.

Gizli belgelerin açıklanması konusunda AİHM’in Norveç kararı var. Gazeteci foklara işkence yapılmasıyla ilgili bir gizli devlet raporunu elde ediyor açıklıyor. AİHM, eğer kamu yararı varsa gazetecinin kamuyu bilgilendirmekle yükümlü olduğuna karar verdi. Ayrıca burada zaten gizlilik yok ki, savcı TIR’ları durdurmuş, soruşturma başlatmış. Ortada devlet sırrı yok ki, hangi devlet sırrı.

 

‘AİHM’de dökülürler’

Türmen, öncelikle tutuklamaya itirazın sonucunun beklenmesi gerektiğini, itiraz reddedilirse Anayasa Mahkemesi ve AİHM’e başvuru yollarının açılacağını söyledi. Türmen, “İtiraz reddedilirse 30 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne gitmek lazım. Dava esasından tamamen ayrı bir şeydir bu tutuklama.Tutuklama haksızdır, basın özgürlüğü ihlal edilmiştir, sadece tutuklamayla ilgili başvuru yapılır. Anayasa Mahkemesi’nden sonuç çıkmazsa o zaman AİHM’e gitmek lazım diğer davayı beklemeden” görüşünü dile getirdi. Türmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

‘Görevlerini yaptılar’

“Tabii bunları yapmak lazım ama öbür taraftan da hukukun bittiği yerde, hukukun olmadığı yerde hukuk mücadelesi sürdürmek çok absürt bir mücadele gibi gözüküyor. Hukukun bittiği yerde, artık direniş hakkı doğar. Bütün hukuki hakları yine kullanalım ama yani sokak, meydanlar kaçınılmaz bir hale geliyor. Ortada bir hakikat vardır. Hakikat şudur; devlet MİT operasyonuyla TIR’ları Suriye’ye geçirmektedir gizlice. Burada gazeteci görevini yapmıştır. İç hukuka da aykırıdır, MİT’in böyle operasyon yapma yetkisi yoktur. Uluslararası hukuka da aykırıdır. Savaşan asilere yardım yapmak o devlete, iç işlerine müdahaledir. Burada bütün hakikati ortaya çıkaran gazeteciler var. Yani bunu alkışlamak lazım. Yani hakikatin ortaya çıkmasından niçin bu devlet bu kadar korkuyor?”