Rektum kanserinde ameliyatsız dönem

Prof. Oktar Asoğlu, dünyada 2 bin 300 hastanın ameliyatsız yöntemle tedavi edildiğini, hastaların doğru seçilmesi halinde cerrahinin getirdiği sıkıntıların da yaşanmadığını söyledi.

SİBEL BAHÇETEPE

Sık tuvalete çıkma, dışkıda şekil bozukluğu veya kan, hemoroid, ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren, rektum kanserinde ameliyatsız tedavi seçeneği mevcut. Bu yöntemin özellikle metastazı olmayan, ileri evre kanser vakalarında etkili olduğunu belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, dünyada ve ülkemizde sınırlı merkezlerde son 3-4 yıldır rektum kanserinin son evresinde olan hastalara uygulanabildiğini, iyileşmenin ardından hastalığın büyük oranda tekrarlamadığını söyledi.

Ülkemizde ve dünyada 3. sıklıkta görülen rektum kanserlerinin cerrahi tedavisinde, özellikle kalıcı kolostomi (bağırsağın dışa alınarak torbaya bağlanması), işeme ve cinsel fonksiyon bozuklukları, dışkılama sorunları sık olarak görülebiliyor. Dünyadaki sayılı merkezler, ameliyatsız tedavi protokollerini araştırıyor. Günümüzde bu konuda yapılan multidisipliner ekiplerinin sonuçları oldukça ümit verici.

İleri vakalarda yapılabiliyor

Ülkemizde, 2015’ten bu yana ameliyatsız rektum kanseri tedavisi yapan Liv Hospital’dan Prof. Asoğlu, rektum kanserinin ülkemizde 10-12 bin kişiyi etkilediğini söyledi. Asoğlu, yöntem hakkında şu bilgileri verdi:

“Kalın bağırsak kanserleri en sık, bağırsağın dışkılama yapıldığı son 15 cm’lik bölgesine yerleşiyor. Buraya rektum deniliyor. Rektum, dışkılama, işeme ve cinsel fonksiyonlarımızı sağlayan sinirlerin geçtiği yerde bulunuyor. Bunların ameliyatları sırasında, tümörü çıkarırken bazen bu sinirlere zarar verilebiliyor. Bu da işeme ve cinsel işlev bozukluklarına yol açabiliyor. Ya da hastaya kalıcı torba takılmak zorunda kalınıyor. Bu durum ise hastalarda sorun yaratabiliyor. Rektum dediğimiz organ, aslında yumurtaya benzer. Kabuğu, içinde beyaz kısmı ve sarısı vardır. Tümör, sarı kısmı ifade eder. Beyaz kısmı ise bunun damarları ve yayıldığı alanları gösterir. En dış kısmında ise kabuk vardır. Biz yıllarca o yumurtayı kırmadan tümörü çıkarmayı, zarını bozmamayı hedefliyorduk. Çünkü bozarsak tümör etrafa saçılabilir ve nüksleri de oldukça kötü seyreder. Uzun yıllar bütün dünyada yumurtayı kırmadan çıkartma üzerine eğitimler yapılmaya başlandı. Bunun sonucunda özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri hastalığın nüksetmesini yüzde 30-40’lardan, yüzde 10’un altına indirmeyi başardılar. Ama hâlâ hastalık nüksediyordu, araştırmacılar ‘Biz bu yumurtayı pişirirsek, kırdığımızda saçılmaz’ dediler. Yani ışın tedavisi... Bu tedavilerin de yerleşmesi sonucu nüks oranlarında ciddi azalmalar izlendi. Bu arada teknolojik gelişmeler özellikle MR’ın kullanımı sonucunda tıpkı pişmiş bir yumurtanın dilimlenmesi ile oluşan birebir görüntüler elde edilerek tümörün ışın tedavisi sonucunda küçülebildiği, hatta yok olduğu ameliyat öncesi dönemde gösterildi. İlerleyen yıllar da ise PET/CT’nin de bu bulguya ciddi katkısı oldu. “

Kimlere uygulanabiliyor?

Prof. Asoğlu, ameliyat edilmiş olgularda tümörün tamamen kaybolmuş olmasının, tümörün tekrarlama olasılığını ortadan kaldırmasına ve çok iyi sağ kalım sonuçlarının elde edilmesi ile sonuçlandığını anımsatarak “Bilim adamları bir yandan tümörü tamamen yok etmeye yönelik ilaç ve ışın tedavi protokolleri geliştirmeye, bir yandan da bu tamamen silinen olguları MR, PET/CT kullanarak önceden seçmeye odaklandılar. Bu yöntem yalnızca ileri ve nüksetmemiş, metastazı olmayan (hastalığın başka bir organa sıçraması) rektum kanserlerinde uygulanabiliyor. Ameliyatsız tedavi sonrası sıkı bir takip gerekiyor” diye konuştu. Söz konusu tedavinin kolorektal cerrah, radyolog, nükleer tıp uzmanı, medikal onkolog ve radyasyon onkoloğunun çalışması ile tedavi edilebildiğini anlatan Asoğlu, 30 vakanın 15’inin ameliyatsız tedavi ile sağlığına kavuştuğunu kaydetti. Asoğlu, ABD’nin önemli kanser merkezlerinden biri olan Memorial Sloan Kettering Cancer Center’da da bu tedavinin yapıldığını anımsatarak, özetle şunları kaydetti:

“Ameliyatsız tedavi olan hastaların ve yüzde 80’inde rektum kanserinin hiçbir şekilde geri gelmiyor. Bu tedavi protokolünde hastalara belli aralıklarla kemoterapi ve radyoterapi veriyoruz. Sık aralıklarla değerlendiriyoruz. Ortalama 26 hafta süren bir tedavi. Hastaların uyumu ve sıkı takip protokolüne uyarlarsa tamamen ameliyatsız kurtulabilme şansları var. Uzun vadede ameliyata ihtiyaç ortadan kalkabilir. Geleceğin dünyası ameliyatsız tedaviye doğru gidiyor.”