"Rektör atamalarında YÖK aradan çekilsin"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, mesleki eğitimde yeni düzenlemeler ile ilgili düzenlenen basın toplantısında rektör atamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Özcan, 'Cumhurbaşkanı böyle bir yetkiyi kullanmak istemediğini söyledi. YÖK'ün değil de benim fikrimi sorarsanız, ben YÖK'ün de aradan çekilmesini isterim'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, mesleki eğitimde yeni düzenlemeler ile ''Farabi Değişim Programı'' konularında bilgi vermek amacıyla düzenlenen basın toplantısında, görevde bulundukları 1 yıllık süreçte gerçekleştirdikleri çalışmalardan önemli gördüğü bazılarını anlatmak istediğini söyledi.

Yükseköğretimdeki en önemli problemin ''her yıl ortalama 1.2 milyon lise mezununa üniversitelerde yer bulmak'' olduğunu kaydeden Özcan, ''En acil ve çözülmesi gereken öncelikli problem budur'' diye konuştu.

 

Gül'ün rektör ataması

İstanbul Üniversitesi rektör adayları arasında birinci sırada yer alan aday yerine ikinci sırada yer alan adayın isminin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderildiğinin hatırlatılması üzerine Özcan, ''İstanbul Üniversitesinin rektör seçimi Cumhurbaşkanımıza yollandı. İstiyorsanız Cumhurbaşkanımız karar vermeden bir şey söylemeyelim. Biz tercihimizi yaptık, yolladık'' diye konuştu.

Özcan,  ''Cumhurbaşkanı böyle bir yetkiyi kullanmak istemediğini söyledi. Bu bir Anayasa değişikliği meselesi. YÖK'ün değil de benim fikrimi sorarsanız, ben YÖK'ün de aradan çekilmesini isterim. Cumhurbaşkanımız da böyle bir irade belirtti. Anayasa değişikliği gerektirdiği için belki zor olabilir bu'' diye konuştu. Bu konuda nasıl bir yol önerdiği sorusuna karşılık Özcan, ''Üniversiteler halletsin veya başka bir yol bulunsun'' yanıtını verdi.

 

Geliştirme ödeneği

Bir gazetecinin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görev yapan öğretim üyelerinin geliştirme ödeneğinin iyileştirileceğini söylediğini anımsatması üzerine Özcan, ''O zaten var ama oradaki rakamları yükselttik'' dedi.

Konuya ilişkin söz alan YÖK Başkanvekili Ömer Demir, şöyle konuştu: ''Üniversitelerin geliştirme ödeneğinin bir limiti var. Kanunun verdiği yüzde 500'e kadar artırılabilir. Yeni kurulan üniversitelerde bizim önerimiz, bu aynı limitin kullanılması. Şu ana kadar yüzde 350 limit kullanılıyordu. Bunun yüzde 500 limite çıkarılması... Bu, değişik öğretim üyesi aşamalarında fark yaratıyor. Bir profesör için 600-700 milyona kadar fark getirebiliyor.
Geliştirme ödeneğini kanunun verdiği en üst sınırda ödeme şeklinde bir teklifimiz oldu. Milli Eğitim Bakanlığı sanırım bu teklifi Bakanlar Kurulu kararına dönüştürecek.''

 

Celal Şengör dosyası

Bir gazetecinin, Celal Şengör dosyasını hatırlatarak, konunun Yüksek Disiplin Kurulu'nda ne zaman ele alınacağını sorması üzerine Özcan, ilk toplantılarında konunun ele alınacağını söyledi.

''Celal Şengör'ün cezasının neden yetersiz bulunduğu'' sorusuna karşılık Özcan, Şengör'e atfedilen suçun disiplin yönetmeliğinde bir karşılığı olduğunu, daha önceden aynı durumda olan öğretim üyelerine ceza verildiğini hatırlattı. Özcan, şunları söyledi:
''Celal Şengör'ün hiçbir ayrıcalığı olduğuna inanmıyorum. Başkalarına ceza veriliyorsa Celal Şengör'e de böyle bir ceza verilebilir. Benim iddiam oydu. Yaptığım çok olmadık bir şey değildir. Her zaman yapıyoruz. Denetleme Kurulundan geldi, çoğu zaman Disiplin Kuruluna havale ediyoruz bu tip dosyaları. Ben de Disiplin Kuruluna havale ettim tekrar bakılsın diye. Her zaman yaptığımız mutat işlerden birisidir.''

YÖK Başkanvekili Ömer Demir, bir soru üzerine, YÖK Denetleme Kurulu üyelerinin sayısının yetmediğini belirterek, şöyle konuştu:
''Denetleme Kurulu üye sayımız hakikaten şu andaki üniversite sayıları karşısında yetersiz. Çalışma usulünde çok önemli bir değişiklik yapmadan, çünkü çalışma usulünde sorun yok, sayıda sorun var. Sayının artırılması için düzenleme yapılabilir. Bu da çok büyük teknik bir çalışma değil. Bir yasal düzenleme aşamasında. Parlamentoya bir kanun gideceği zaman orada bu sayının artırılmasıyla ilgili bir şey yapılabilir.''

 

Vakıf üniversitelerini destekliyoruz

''Vakıf üniversitelerine bakışlarının, devlet üniversitelerine bakışlarıyla aynı olduğunu'' belirten Özcan, ''Kapasite yaratılmasında onların da çok büyük bir rolü olacağına inanıyoruz ve onların hem açılmalarını hem de faaliyetlerini destekliyoruz. Onlardan beklediğimiz sadece kontenjan artışları değil, aynı zamanda öğretim üyesi yetiştirilmesinde de devlet üniversitelerimize yardımcı olmalarıdır'' diye konuştu.

Özcan, ''Yeni açılan üniversitelerin kontenjanları, ikinci öğretimdeki gelişmeler, Açıköğretimin bütün bölümlerinin ilerleyen zamanda herkese açık hale gelmesi ve yeni uzaktan öğretim programları sayesinde önümüzdeki yıllarda inanıyoruz, dışarıda üniversiteye giremeyen hiçbir öğrencimiz kalmayacaktır'' dedi.

 

Gazetecilerin soruları

Özcan, Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki rektör atamasına ilişkin ise şu ana kadar kendilerine tebliğ edilmiş bir konunun olmadığını bildirdi.

Yardımcı doçentlerin atanmasında nasıl bir düzenleme yaptıklarının sorulması üzerine Özcan, yasa çıkarttıklarını, atamalarda üniversitelerin kendi kriterlerini kendilerinin koyacağını söyledi.
''Mesleki yüksek eğitimde öğrencilerin ABD'ye gideceğini söylediniz. Hangi alanlardaki öğrenciler gidecek?'' sorusuna Özcan, ''Alanlar belli değil ama şöyle bir yol izlemeyi düşünüyoruz: Tespit ettiğimiz 7 meslek yüksekokulu var. Buralarda biraz daha İngilizce bilen öğrenci olduğunu öğrendik. Bu 7 okulu, 'pilot okul' alarak çok küçük ölçekli başlayacağız. Bu denemeden sonra yaygınlaştırılmasına çalışacağız ama büyük ölçekle başlamak gibi bir planımız yok'' yanıtını verdi.

Bir gazetecinin, ''ÖSS yerine tamamen yeni bir sınav sisteminin getirilmesine ilişkin çalışma''nın hangi aşamada olduğu sorusuna Özcan, ''Öyle olabilir ki bizim bu sene yapacağımız değişiklikler herkes tarafından beğenilir. Belki başka bir şey de yapmayız. Onun için şimdiden bir şey söylemem mümkün değil'' dedi.

Prof. Dr. Özcan, meslek yüksek okullarında sınavsız geçişin kaldırılmasına ilişkin bir soruyu, ''Sınavsız geçişin kaldırılması, ÖSS'de yapılacak değişikliklerle ilintili olduğu için o meseleyi Ocak'ın ortasına kadar bırakıyoruz. Üniversiteyle ilgili ne değişiklik yapacağımız belli olduktan sonra o meseleye karar vereceğiz'' diye yanıtladı.

''(Özür diliyoruz) kampanyasına çok sayıda öğretim üyesi imza attı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna karşılık Özcan, projeler dışında bu tür sorular sorulmasını uygun görmediğini söyleyerek, cevap vermedi.