Reklam dediğin böyle olur!

Kitapta AKP politikaları övüldü, "Son on yılda, sorunlara çözüm bulma noktasında yeni bir yaklaşım benimsenmiştir. Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük yolculuğunda, 2002-2012 arasındaki süreçte keskin virajlar dönülmüştür" ifadeleri yer aldı.

cumhuriyet.com.tr

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı “Sessiz Devrim-Türkiye’nin Demokratik Değişim ve Dönüşüm Envanteri” adlı kitabıyla reklam ajanslarına “taş çıkardı”.

Müsteşarlığa bağlı Demokratikleşme Politikaları Çalışma Grubu tarafından hazırlanan 255 sayfalık kitapta yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
- Türkiye’de demokrasiye geçiş sonrasında yaşanan gelişmelere ve demokratik rejimin işleyişine bakıldığında göze çarpan önemli bir özelliğin “vesayet” olduğu görülmektedir. Vesayet olgusu, hem askeri darbe ve muhtıralarda hem de 1961 ve 1982 anayasalarının işleyişinde kendisini göstermektedir.

 

‘Vesayetçi anlayış yargıyı şekillendirdi’

- Türkiye’deki vesayet olgusu bağlamında Silahlı Kuvvetler dışındaki erkler ve bürokratik aktörler de unutulmamalıdır. Bunlar içerisinde yargı özel bir önem taşımaktadır. Türkiye’de yüksek yargı organlarının, geçmişte Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın bazı kararlarında daha bariz biçimde görüldüğü üzere, söz konusu vesayetçi anlayış doğrultusunda hareket ettikleri ve kararlarını şekillendirdikleri pek çok örnekle karşımıza çıkmaktadır.

- Demokratikleşme süreçlerinin başlangıç aşamasında, başta AB olmak üzere uluslararası dinamiklerin oldukça önemli etkisi olmuştur. Ülkeye hâkim olan içe kapanmacı, dünyadan kopuk, milletinden korkan politikaların aşılmasında, evrensel düzeyde bir demokrasi ve insan hakları kabulünün yerleşmesinde AB’nin ve AB uyum sürecinin etkisi yadsınamaz.

 

‘Yersiz korkular...’

- Yakın tarihimizde devlet yöneticilerinin davranışlarını belirleyen en önemli reflekslerden birinin, yersiz korkular ve tabular olduğu söylenebilir. Özellikle “bölünme korkusu” ve “topluma güvensizlik” nedeniyle son derece masum ve demokratik talepler endişe ve tepkiyle karşılanmıştır.

- Son on yıllık zaman diliminde, geçmişten bu yana karşı karşıya bulunulan sorunlara çözüm bulma noktasında yeni bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yaklaşım, alışılagelmiş güvenlik paradigmasının dışına çıkan ve ülke sorunlarının çözümünde evrensel demokratik değerleri ön plana çıkaran bir bakış açısını yansıtmaktadır. Geride kalan on yıllık zaman diliminde Türkiye, demokratikleşme açısından adeta makas değiştirmiş ve geçmişin yanlış politikalarını terk ederek büyük reformlar gerçekleştirmiştir.

- Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük yolculuğunda, 2002-2012 arasındaki süreçte keskin virajlar dönülmüş ve güçlü adımlar atılmıştır. Bununla birlikte, değişen Türkiye’de ve dünyada yapılması gerekenler, kuşkusuz yapılanlarla sınırlı değildir. Vatandaşlarımızın daha fazla özgürlük, güvenlik, demokrasi ve huzur taleplerinin karşılanması ve dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmayan bir kamu bürokrasisi için reformlar aynı kararlılıkla sürdürülmelidir.