"Rehn talihsiz bir açıklamada bulundu"

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in Türkiye'nin, Danimarka Başbakanı Rasmussen'in NATO genel sekreterliği adaylığına karşı çıkmasını, Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkileyeceği yönündeki sözlerine Cumhurbaşkanı Gül'den tepki geldi. Gül, Rehn'in açıklamasının talihsiz bir açıklama olduğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

NATO Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, zirve sonrasında açıklamada bulundu. Toplantıda çok önemli konuların ele alındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, zirveye ev sahipliği yapan ülkelerin yanı sıra Arnavutluk ve Hırvatistan'ı da tebrik ettiğini kaydetti. Makedonya'nın da bu "çıtanın" içine gireceğine yönelik inancını diye getiren Gül, NATO'nun en güçlü işbirliği ve savunma teşkilatı olduğunu belirtti. NATO'nun barış için önemli çabalar içinde olduğunu kaydeden Gül, "NATO, dünya barışı için gayret sarf etmektedir. Türkiye, 1952 yılından beri bu faaliyetlerin içinde gururla yer almaktadır. Uzlaşma kültürüne bağlı mutabakat çerçevesinde kararlar alınmaktadır. Bunlar bazen uzun bazen sancılı olmaktadır. Ama neticede mutabakatla kararlar alınmaktadır. Yeni genel sekreterde çok önemli bir noktadır. Bu çerçeve içinde gerek sayın Başbakanımız, gerek ben görüşlerimizi bazen basının önünde bazen özel olarak ilgili muhataplarımıza aktardık" dedi.


Açıklama talihsizlik

Bir gazetecinin Rehn'in açıklamalarına işaret etmesi üzerine Gül, öncelikli hedeflerinin NATO'nun geleceğine en iyi katkıyı sağlamak olduğunu ifade ederek, dün geceden bugün akşama kadar görüşmeleri sürdürdüklerini Türkiye'nin ileri sürdüğü argümanları ise "müttefiklerin" kabul ettiğini vurguladı. Bugün sabah ABD Başkanı Barack Obama ile ikili görüşmelerinin olduğunu ve görüşmenin çok olumlu sonuçlandığını kaydeden Gül, "Daha sonra bu görüşmeye Rasmussen de katıldı. Ve Türkiye'nin sakıncaları ve endişeleri giderildi. Bu konuda sayın Obama'nın önemli katkıları oldu ve bizim argümanlarımıza garantör oldu. Biz, NATO toplantısına katıldık, biz Avrupa Birliği toplantısına katılmadık. Bu konuyu ilgilere ilettim. NATO ile AB'yi birbirine irtibatlandırmamak gerekmektedir. Her iki yapı da birbirinden farklıdır. Türkiye'nin NATO içindeki konumu çok farklıdır. AB, bu konuyu NATO ile ilişkilendirirse biz o zaman başka konuları gündeme getiririz. Olli Rehn'in yaptığı açıklama talihsiz bir açıklamadır" diye konuştu.

Yeni Genel Sekreter'in Türkiye'nin çekincelerine gereken önem vereceği garantisinde bulunduğunu söyleyen Gül, "Bizim çekincemizi haklı bulan ülkeler de ikna olmuştur. Bundan sonraki dönemin bu açıdan önemli olacağına inanıyoruz. Sorunların çözümü mutlaka silaha bağımlı değildir. Ülkeler arası ilişkileri düzeltecek başka argümanlar da vardır. Medeniyetler İttifakı da bu argümanlardan biridir. Türkiye ve İspanya bu alanda önemli adımlar attılar. Bu süreç içinde biz kaygılarımızı Rasmussen'le çok açık olarak konuştuk. Ama Rasmussen bütün bunları dikkate aldığını söyledi. İslam dünyası ile sıkı bir diyalog içinde olacağını, yapıcı bir çalışma içinde olacağını söyledi. NATO'nun başarılı olması için de öyle davranmak gerekir" dedi.

Gazetecilerin bu süreçte İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin rolünü sorması üzerine Gül, "Problemleri konuşmamak lazım. Geleceğe bakmak lazım. Öne çıkarttığımız kayıpları giderici bir sürecin içine giriyoruz. Berlusconi de büyük arzusu neticeye ulaşmaktı. O da elinden gelen her türlü çalışmayı yaptı. Kendisine teşekkür ederiz" yanıtını verdi.


"Türkiye'nin yeterli birikimi var"

Bir gazeteci, Gazze saldırıları konusundaki tavrından dolayı Türkiye'nin destek gördüğünü hatırlatarak İsrail-Türkiye ilişkilerinin bu noktadan sonra nasıl ilerleyeceğini sorması üzerin Gül, dünyanın en büyük problemlerinden birinin Ortadoğu olduğu yanıtını verdi. Ordadoğu'daki sorunların aşılmadan diğer sorunların çözülemeyeceğine işaret eden Gül, Gazze'de yaşananların herkesin vicdanını "sızlattığını" ifade ederek "İsrail'deki yeni hükümet, muhalefetteki söylemlerini bırakır bundan önceki anlaşmaları ve kabul edilen ortak ilkeleri kabullenir, Filistin'le barış görüşmelerine başlar. Bu da, iki bağımsız devletin yan yana yaşaması demektir. Bunun için de zamana ihtiyaç vardır. Türkiye de bu konuda elinden geleni yapacaktır. Türkiye'nin bu konuda birikimi vardır" dedi.

İkinci bir sorunu ise Lübnan, Suriye ve İsrail arasındaki sorun olduğunu kaydeden Gül, "Suriye ve İsrail arasındaki sorunu çözmek için Türkiye önemli gayretler sarf etti. Bu çalışmaların başlatılmasını da İsrail ve Suriye talep etti. Çok ciddi bir noktaya kadar da gelindi. Kırılma noktasına gelindiğinde Gazze'de yaşanan olaylar görüşmelerin askıya alınmasına yol açtı" dedi.