Refik Durbaş'tan 'Efsaneler Kenti İstanbul'

Refik Durbaş, “Efsaneler Kenti İstanbul” kitabında, önemli tarihsel kitaplardan yararlanarak İstanbul’un tarihsel yapıtlarını ve söylencelerini derli-toplu bir biçimde, yalın, akıcı bir dille sunuyor.

Hasan Akarsu

İstanbul’a dair...

Refik Durbaş, Efsaneler Kenti İstanbul adlı kitabında, bugün nüfusu yirmi milyona ulaşan İstanbul’u tarihsel yapılarıyla ve söylenceleriyle tanıtıyor. Burcu Yılmaz’ın resimleriyle de kitap ilgi çekici bir özellik kazanıyor.

İstanbul, kuruluşu MÖ 658’e uzanan bir kent. Bir bilicinin sözü üzerine “Körler Ülkesi” olarak bilinen Kadıköy’ün karşısına kurulur. Evliya Çelebi, kentin her dilden adını belirtir. İstanbul’un kuruluşu için öngörüler de vardır. Sözgelimi; bir karganın kesilen kurbandan kaptığı et parçasıyla Sarayburnu’na konması kentin oraya kuruluşuna işaret sayılır. Yazar, İstanbul’un yedi tepesini, eski meydanlarını, adlarını sayarak belirtir. İstanbul’un yüzakı olarak belirttiği on yokuşu da tanıtır. Bunlardan en önemlisi Bâbıâli Yokuşu’dur. Bedestenlerden söz ederken, bu adın bez tecimlerinden geldiğini anımsatır. Kentin bugün de yaşayan hanlarını, su kemerlerini, göllerini vb. tanıtır. Terkos, Küçük ve Büyük Çekmece göllerinin özelliklerini belirtir. Riva Çayı, Ağva Çayı (Yeşilçay), deniz hamamları (plajlar), balık çeşitleri vb. tanıttıkları arasındadır. Yenikapı’nın öyküsü ilgi çekicidir. VI. Murat, kılık değiştirip kayıkla karşıya geçerken falcıyla tanışır ve o anda padişahın nerede olduğunu sorar. Falcı da deniz üzerinde olduğunu ve karşısında bulunduğunu söyler. Bu kez padişah, hangi kapıdan gireceğini sorar. Falcı bu kez yanıtını kâğıda yazıp verir. Padişah ise muhafızlarına yeni bir kapı açtırıp içeri girer ve kâğıdı o zaman okur ki: “Yeni kapınız uğurlu olsun!” yazmaktadır. Yenikapı adını verilir o bölgeye.
 
ŞEHRİN DÖRT BİR YANI

İstanbul söylenceleriyle zengin bir kenttir. Çuvallardaki toprakların altın olması gibi olağanüstü olaylar çoktur. Yedikule Zindanları’nın öyküsü, yangın habercilerinin durumları, Beyazıt Kulesi’yle ilgili bilgiler, tulumbacılar, bayram yerleri, cirit oyunları, Bizans döneminde sarnıç olarak kullanılan Çukur Bostanlar, Fatih’in camileri, Ayasofya’nın söylenceleri, canlanan balıkların söylencesi, Topkapı Sarayı Haremi, Aya İrini, Eski Şark Eserleri Müzesi, Sultanahmet Camisi (Mavi Cami), İstanbul’un en eski anıtı Yılanlı Sütun, Alman Çeşmesi, Yerebatan Sarnıcı (366 sütunlu), Çemberlitaş’ın Gizemi, Beyazıt Camisi’nin öyküsü, Sahaflar Çarşısı (1460), 61 sokağı olan Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, Cerrahpaşa Hastanesi’nin gizemi, Haliç (Altın Boynuz), Cebe Ali’nin öyküsü (Cibali), Balat semtinin özellikleri, Eyüp Sultan Türbesi’nin yapılışı, Piyer Loti Tepesi’nin nasıl turistik yer olduğu, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın, Galata Kulesi’nin özellikleri vb anlatmakla bitmeyecek ölçüde ayrıntılı bilgiler var yapıtta.
Sözgelimi; Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın 1928’de İtalyan yontucu Pietro Canonica’ya yaptırıldığı, Atatürk’ü ve devrimlerini simgelediği, on bir metre yüksekliği olduğu verilen bilgiler arasında.İstanbul’da elli iki güneş saati olduğu ve kırk dokuzunun bugüne ulaştığı, Dolmabahçe Saat Kulesi’nin II. Abdülhamid tarafından yaptırılmış olup bugün de çalışması ilgimizi çekiyor. Yıldız Sarayı’na niçin bu adın verildiğini, o yıllarda orada on iki bin kişinin yaşadığını öğreniyoruz.Arnavutköy, Bebek, Kız Kulesi, Hazerfen Ahmet Çelebi, Beykoz, Haydarpaşa Garı, Prens Adaları (dokuz ada) önemli özellikleriyle tanıtılıyor. “Atı alan Üsküdar’ı geçti,” deyiminin kaynağı da ilgi çekicidir.

Refik Durbaş, Efsaneler Kenti İstanbul kitabında, önemli tarihsel kitaplardan yararlanarak, İstanbul’un tarihsel yapıtlarını ve söylencelerini derli-toplu bir biçimde, yalın, akıcı bir dille sunuyor. Böylece İstanbul’da yaşayanların, tarihe ve sanata ilgi duyanların severek okuyacağı bir yapıt çıkıyor ortaya.
 
Efsaneler Kenti İstanbul / Refik Durbaş / Resimleyen: Burcu Yılmaz / hep kitap / 190 s.