"Referandumda iktidarı ciddi bir sürpriz bekliyor"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidara Anayasa Mahkemesi korkusunun egemen olmaya başladığını ifade ederek "Anayasa Mahkemesi şu ya da bu şekilde aşılacak olursa göreceksiniz, bu defa halk korkusu egemen olmaya başlayacaktır. Hukuk ya da halkın oyları, referandum, millet, bu konuda gerekeni söyleyecektir. Ben her ikisine de tam bir güven içindeyim" dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Parti Meclisi(PM) Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında toplandı. Toplantı öncesi Baykal, gazatecilerin sorularını yanıtladı. Anayasa değişikliği sürecini değerlendiren Baykal, Anayasa paketinde siyasi partilerin hukuki denetimi ile ilgili maddenin paketten düştüğünü, kamuoyunda tartışma yaratan Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısını düzenleyen maddelerin kabul edildiğini anımsatarak "Anayasa paketi içinde yargıyla ilgili maddelerin böylesine gerginlik yaratmış olması, derin tartışmalara yol açmış olması, toplumu bir anlamda kutuplaştırmış olması üzerinde durulması gereken bir konudur" dedi.

Türkiye'nin halen köklü bir yargı krizi yaşadığını ifade eden Baykal, Türkiye'de bir süreden beri yürütülmekte olan Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının hukuki değil siyasi anlayışlarla yürütülmekte olduğu kanaatinin toplumda kökleştiğini dile getirdi. Bu soruşturmaların büyük hukuki zafiyetler içerdiğini söyleyen Baykal, 3. yılını tamamlamakta Ergenekon davasında düzinelerle insanın suçlandığını, buna karşın kendilerini kapsamlı bir şekilde savunamadığına dikkat çekerek "Pek çok kişi için 3 yıla kadar sarkan tutukluluk tablosu, bu davanın daha hüküm verilmeden ceza uygulaması şeklinde anlaşıldığını ve uygulandığını ortaya koymaya başlamıştır. Bu artık Türkiye'de görmemezlikten gelebileceğimiz bir konu olmayı çoktan geride bırakmıştır" dedi.

Baykal, Silivri'de yapılan yargılamada hala bir örgütün varlığının kanıtlanamadığını, tutuklanan insanlarla ilgili kanıtların ortaya konulamadığını ifade ederek "Bir anlamda insanların 'berat-ı zimmet asıldır' anlayışının tam tersine itham edilenin suçluluğu esastır, suçlu olmadığını kanıtlamak itham edilenin görevidir anlayışına dayalı bir hukuk sistemine çekilmek istenmesi gerçekten kabul edilebilir değildir" diye konuştu.
 

"Umudumu yitirmedim"

3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ile Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in sanık olarak yargılandığı Erzurum'daki davayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'in yerinde izlediğini anlatan Baykal, "Ortaya çıkan tablo çok derin bir hayal kırıklığıdır. Hukuka olan güven, yargılama sürecinin adil ve hukuki işleyeceğine yönelik bekleyiş çok ciddi şekilde darbe yemiştir. Şu anda yürümekte olan yargı süreçleriyle ilgili Türkiye'de çok ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmaya başlamıştır" diye konuştu. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir manzara karşısında şimdi bir Anayasa değişikliği çalışmalarını sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Hukuk çığırından çıkmış, hukuk siyasetin emrine girmiş. Türkiye, hiçbir dönemimizde yaşamadığımız kadar büyük hukuk ve adalet facialarına maruz kalmaya başlamış. Dışarıdan bakan gözlemciler Türkiye'ye yönelerek Türkiye'de kansız bir iç savaşın yaşanmakta olduğunu değerlendiriyorlar. Ne oluyoruz? Türkiye'de iki dönemdir rahat bir çoğunlukla iş başında bulunan bir Hükümet var. Niye yabancılar böyle değerlendirme yapmak ihtiyacını hissediyorlar? Nereye gidiyor Türkiye? Bu derin çatışma Türkiye'de demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, adaletin güvence altına alacağı bir noktaya mı Türkiye'yi taşıyor? Bunu söylemeye hangi dayanaklar izin veriyor? Çok acı bir manzara. Ne yazık ki böyle bir tablonun içindeyiz. Bunun üstüne de şimdi Anayasa'yı değiştireceğiz. Anayasa Mahkemesi'ni, HSYK'yı iktidara hükmeden Başbakan'ın kişisel hegemonyasına emanet edeceğiz. Allah muhafaza. Bunu gerçekten Türkiye için çok karanlık bir tablo olarak görüyorum. Ve umudumu yitirmedim. Hukuk ve siyaset süreçleri bu konuyu umut ediyorum ülkemizin hayrına, yararına, bunca yıl emek verilmiş bir devlet olmaya, bir hukuk devleti, demokratik bir devlet olmaya yönelik yaşanmış olan bu 80 yıllık tarihi sürecin israf edilmeyeceği bir noktaya Türkiye'yi taşıyacaktır. Buna güveniyorum. Bugünkü iktidar maalesef ne siyaset ne hukuk denetim mekanizmalarını bertaraf etme kararlılığı içinde siyaset yapmaktadır. Çok büyük ölçüde bu mekanizmaları bertaraf etmiştir. Elde kalan iktidara dur deme imkanına sahip bazı temel kurumları da bu Anayasa değişikliğiyle ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.Umarım Türkiye'nin kendisini, demokrasiyi, hukuk devletini, cumhuriyeti savunma refleksi bu süreç içinde ortaya çıkacaktır."
 

"Sivil darbe süreci"

AKP'nin Anayasa değişikliği oylaması için bazı milletvekilleriyle anlaştığı ve bu anlaşmalarda paraların konuşulduğu iddialarına ilişkin bir soru üzerine Baykal, "Bu konunun bir güven veren, açık, şeffaf, dürüst bir süreç olarak yaşanmadığı ortadadır. Her aşamasında çok değişik değerlendirmeler ortaya atılmıştır. Maalesef amaca ulaşmak için her şey mubahtır anlayışı bu olayda da kendisini göstermiş, öyle gözüküyor" dedi.

Baykal, referandum süresinin 60 güne çekilmesinin olası bir referandumda uygulanıp uygulanamayacağıyla ilgili olarak kararı Yüksek Seçim Kurulu'nun vereceğini söyledi.
Baykal, dün katıldığı bir televizyon kanalında yaşanan sürecin bir "darbe süreci" olduğu yönündeki sözlerine de açıklık getirerek şöyle konuştu:

"Bir darbenin mutlaka askeri nitelikte ortaya çıkması zorunluluğu yoktur. İlla tanklar ve üniformalar darbe yapar diye bir şey söz konusu değildir. Zaman zaman meşru yollarla iktidara gelmiş olanların, kendilerini iktidara getiren mekanizmaları, Anayasal sistemleri, hukuk güvencelerini bertaraf ettiklerine, biçimsel olarak yetkilerini kullanarak bunu yaptıklarına tanık olunmuştur. Türkiye'de de maalesef şu anda hukukun çok ciddi şekilde askıya alındığı açıktır. Şu yargılama süreçleri neyin ifadesidir, basının içinde bulunduğu tablo neyin ifadesidir? Göz göre göre yapılan yolsuzluklar, iktidar yakınlarının kendilerine, yakınlarına devlet olanaklarını kullanarak sağladıkları olanaklar, yolsuzlukların çığırından çıkmış olması ve bunlar karşısında sergilenen resmi duyarsızlık, resmi himaye, resmi anlayış neyin ifadesidir? Bu bir demokratik tablonun, bir hukukun üstünlüğü tablosunun, insan haklarına saygı anlayışının egemen olduğunu göstermiyor."

Herkesin sabah kalktığında gözaltına alınabileceğini, herkesin özel konuşmalarının da kayıt altına alınıp yayımlanabileceğini söyleyen Baykal, "Türkiye'deki düzen, insan haklarının, demokrasinin, hukukun çok büyük ölçüde zaafa uğratıldığı bir düzendir. Bu sürece de bir sivil darbe süreci adının verilmesi hiç de yanlış değildir" dedi.
 

"AKP'yi Anayasa Mahkemesi ve referandum korkusu sardı"

Baykal, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne götürülürse hem gidenler hem de bu kararı verenler kaybeder" sözünü neye bağladığının sorulması üzerine "Bir paniğe ve telaşa" dedi. Baykal, "Şimdi Anayasa Mahkemesi korkusu iktidara egemen olmaya başlamıştır. Anayasa Mahkemesi şu ya da bu şekilde aşılacak olursa göreceksiniz, bu defa halk korkusu egemen olmaya başlayacaktır. Hukuk ya da halkın oyları, referandum, millet, bu konuda gerekeni söyleyecektir. Ben her ikisine de tam bir güven içindeyim. Bu referandumun kendi tercihleri doğrultusunda bir sonuç vereceğine yönelik bekleyişlerin hiçbir haklı temeli, zemini yoktur. Referandumda, eğer gerçekleşirse, iktidarı çok ciddi bir sürpriz bekliyor. İçine girdikleri hayal uykusundan bu referandumda uyanacaklardır" diye konuştu.
 

"Gezmiş'in idamına karşı çıkanların başında İnönü geliyordu"

Baykal, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarının yıldönümü dolayısıyla duygularını da paylaştı. "Yaşanmış acı günlerin bir anısı olarak bugün 6 Mayıs'ta Türkiye'nin kendi kendisiyle hesaplaşmasına ihtiyaç var" diyen Baykal, şunları kaydetti:

"Ne yazık ki Deniz Gezmiş ve arkadaşları çok tartışmalı bir sürecin içinden geçerek bir acı sonla karşı karşıya kalmışlardır. Bugün artık geriye yönelerek bakınca hepimiz çok daha iyi görüyoruz ki bu çocukların sergiledikleri tavır, yurtsever duygularla halkın, ülkenin mutluluğu, bağımsızlığı için verilmiş bir mücadeleyi temel alan bir anlayışa dayanıyordu. Yaşanan acı olaylar bugün çok iyi görüyoruz ki o insanların idam edilmesi, ölüme gönderilmesi kararını haklı göstermiyordu. Bunu tabii daha o noktada tespit edenler vardı. Tespit edenlerin başında da CHP'nin o zamanki Genel Başkanı İsmet İnönü geliyordu. Toplumda bir büyük baskı yaratılmak istenirken o çok derin bir sorumluluk duygusuyla bunun çok yanlış olacağını, buna izin verilmemesi gerektiğini bütün gücüyle parlamentoya anlatmaya çalışmıştı. Ne yazık ki bu sese parlamento kulak vermemişti. Bugün bunun ne kadar yanlış bir uygulama olduğunu hepimiz çok daha iyi görüyoruz. Türkiye siyasi tartışmalarını böylesine kararlarla noktalamaması gerektiğini artık öğrenmiş olmalıdır. Çünkü o alınmış olan kararın bugün geriye dönüşü yoktur. Hüzünle, acıyla hatırlıyoruz."
 

Trabzonspor'a kutlama

Baykal, Turkcell Süper Lig'deki şampiyonluk yarışını kimin kazanacağı tahmininin sorulması üzerine "Tahmin beni aşan bir konu, bu konuda temenni bile ifade etmek istemiyorum, iyi oynayan kazansın" dedi. Baykal, Türkiye Kupası'nı kazanan Trabzonspor'u da kutlayarak "Trabzonspor da Türk sporunun daha yüksek başarıları hak eden, daha iyi yerlerde bulunmayı hak eden, hakkını ne yazık ki her zaman alma imkanı bulamayan mağdur, boynu bükük takımlarımızdan biridir. Bu yönüyle de hepimizin, bütün Türkiye'nin gönlünde çok özel bir yeri vardır. Bu son maç sadece Trabzon'da değil, inanıyorum bütün Türkiye'de hatta bakınca görüyorum, Fenerbahçeli insanların gönlünde de bir anlayışla, sevgiyle, saygıyla karşılanmıştır" diye konuştu.