'Recep Bey sen kral mısın?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "bitaraf olan bertaraf olur" diyerek, iş dünyasından tavrını açıklamasını istediğini belirterek, işadamlarına "Korkmayın. Güçlü olun" dedi.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nca Çağlayan Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, İstanbul'un kendisi için çok önemli bir kent olduğunu, İstanbul'a hizmet etmek için 2 dönemdir milletvekilliği yaptığını belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için mücadele ettiği yerel seçimlerde kendisine destek veren İstanbullular'a teşekkür etti. ''Türkiye, İstanbul ile gurur duyacak. İstanbul, haramilerin iktidarını alaşağı edecek, bunu biliyorum'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''AKP'nin iki gövdesi var. Finansal gövdesi İstanbul'da, siyasal gövdesi Ankara'da. İki gövdeye de kurt düştü, iki gövdeyi de silkeleyeceğiz. Şimdi çıkmışlar milletin önüne diyorlar ki, 'biz yeni bir Anayasa getiriyoruz'. İstanbul'dan soruyorum; 12 Eylül olduğunda Recep Bey, sen 26 yaşındaydın. Ne yaptın? Hapishaneye mi düştün? İfade mi verdin? İşkence mi gördün? Onların 12 Eylül'de, Kenan Paşa tarafından sırtları sıvazlandı. Ağladın mı 30 yıldır? Hadi sesin çıkmadı, 8 yıldır Başbakansın. 12 Eylül'ün acılarını sömürmek için ortaya çıktın. İstanbul'da siyasetle uğraşıyordun, ondan önce gelmiyor muydu aklına 12 Eylül? Acıları biz biliriz, yiğitlik bizde. Haramilere bunu bırakamayız. Acı bizim acımızdır, yürek bizim yüreğimizdir. Recep Bey'e sordum, dedim ki 'sen 12 Eylül Anayasası için nasıl oy verdin?' Ben çıktım söyledim. O dönem memur Kemal'dim, sizin memur Kemal'inizdim ve ben 'hayır' oyu verdim. Şimdi çıksın söylesin bakalım, 12 Eylül Anayasası'na ne verdi? Hesabını soracağız.''
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bizi inançlarımızı sömürerek kandırdılar, 'din', 'iman' diyerek kandırdılar. Şimdi geçmişte yaşadığımız acıları sömürerek bize gol atmaya çalışıyorlar, bizden oy almaya çalışıyorlar. Millet bu hapı yutmayacak, yutturmayacağız. Beraber mücadele edeceğiz'' dedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şimdi Recep beyin bir ünvanı daha var; 'Şantajcı Recep'. Niye 'Şantajcı Recep' diyorum? 'Bitaraf olan bertaraf olur' diyor. Kimsin sen? Sen kral mısın, padişah mısın, imparator musun yoksa başbakan mısın? Hem demokrasiden, özgürlükten bahsedeceksin, 'Ben Anayasa'yı getiriyorum, özgürlük var' diyeceksin, sonra işverene, işçiye, emekliye 'Ya evet dersiniz, bitaraf olmayacaksınız, yoksa ben sizi bertaraf ederim' diyeceksiniz. Recep bey, kimseyi bertaraf edemezsin. Buradan bütün iş dünyasına sesleniyorum; güçlü olun, yiğit olun, ezilmeyin, korkmayın. Çünkü diyorum ki halkın, doğrunun, düzgün siyasetin ayak sesleri geliyor.''
Başbakan'a TV'de gazetecilerle konuşma daveti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasının 9 kanalda canlı olarak yayınlandığına değinen Kılıçdaroğlu, ''Geçen gün arkadaşlarım bakmışlar, 9 Tv kanalı canlı vermiş. Neden acaba? Biz de konuşuyoruz. Baskıyı üzerlerinde hissediyorlar ama size söz veriyorum, halkın iktidarında bizi eleştirenlere özgürlük tanıyacağız, eleştirilmekten korkmayacağız'' dedi. Erdoğan'ın 'bitaraf olanı bertaraf edeceğiz' dediğini, bir Bakanının ise 'hayır diyenin aklından şüphe ederim' ifadesini kullandığını, kendilerinin ise korku toplumuna son vereceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: ''İstanbul'dan sesleniyorum sayın Başbakan; yiğitsen, güçlüysen, kaçmıyorsan seni istediğin Tv kanalında, istediğin gazetecilerle konuşmaya davet ediyorum. Üstelik sadece Anayasayı konuşacağız ama Başbakan buna 'evet' der mi? Demez. Sayın Başbakan ister ki kendisine çanak soru soran gazeteci olsun, kendi Tv kanalı olsun, 'orada bana soru sorsunlar, bende onlara cevap vereyim.' Ben gazeteci sınırlaması getirmiyorum, Tv kanalı sınırlaması getirmiyorum, istediğin Tv kanalı olsun. Hatta Deniz Fenerinden beslenen Kanal 7'de olsun, ona da razıyım.'' Başbakan Erdoğan'ın, mitinglerinde İsmet İnönü'ye ve CHP'nin tarihine sataştığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Sen önce tarih öğren, tarihi bil, dersini çalış ama sen bırak geçmişi erkeksen benimle uğraş çık karşıma. Konuşalım seninle'' dedi.
'Grev hakkı yok'
''Bu Anayasa, Recep Bey'in Anayasasıdır'' diyen Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği paketinin, halkın değil, Bakanların ve köşeyi dönen çocuklarının anayasası olacağını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, ''İşverenlerimiz, çalışanlarımız, sanayicilerimiz cesur olsunlar, onları Türkiye'nin kamu görevlileri yapacağız. Onların önündeki her türlü engeli kaldıracağız'' dedi. AKP'nin demokrat olmadığını da savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Memurlara toplu sözleşme hakkı verdik' diyorlar ama grev hakkı yok. Peki bu uluslararası sözleşmelerin altına neden imza attın? Grev hakkını niye vermezsin? Hani sen demokrattın, demokrasiden yanaydın, özgürlüklerden yanaydın? Grev hakkı olmayan bir anayasaya 'evet' diyecek miyiz? mesele bu kadar. Recep Bey'in anayasası. Memuru sürecekler. Memur sürülse, üye olduğu sendika dava açıyor, haklı olduğu zaman geri dönebiliyor. Anayasa değişiklik paketi kabul edilirse sendika dava açamayacak. Memur dava açabilecek. Memur dava açacak parayı nasıl bulacak? Demek ki sürgünü doğal bir şey olarak kabul edecek.''
Kılıçdaroğlu, memura sürgünü doğal bir uygulama kabul eden düzenlemeye 'hayır' diyeceklerini kaydetti. Anayasa'nın 26 maddesinin değiştiğini, bu konuyla ilgili hiç üniversitenin konuşamadığını savunan Kılıçdaroğlu, yurttaşlara 12 Eylül'de sandık başında olmaları çağrısında da bulundu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ''12 Eylülde 'hayır' deyin ki, değişimin yolu açılsın, alın teri değerini bulsun, özgür ve bağımsız bir ülke olsun, bu coğrafyada hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, yolsuzluklar tartışma konusu olmaktan çıksın, özgür bir ülkeyi beraber kuralım. Hep beraber 'hayır' diyeceğiz, halkın iktidarının yolunu açacağız'' diye konuştu. İşsizliğin büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Kılçdaroğlu, ''İşsizlikten bahseden, ekonomiyi nasıl düzelteceğinden bahseden bir Başbakan var mı? Ama millete gelince hakaret eden bir Başbakanımız var. Birde sayın Başbakan diyor ki; 'daha kötü şeyler söyleyeceğim de, terbiyem müsait değil.' Ben merak ediyorum sayın Başbakan terbiyeli olsaydı ne olacaktı halimiz'' şeklinde konuştu.
'Türbanı da biz özgür kılacağız'
Sandıktaki oylara sahip çıkacaklarını aktaran Kılıçdaoğlu, ''Sonra, 'oylar çöpten bulundu' diye yakınmayalım. Oylara sahip çıkacağız ve halkın iktidarını kuracağız'' dedi. Engellilerin de oylarını almak için Anayasaya madde koyulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, 63 bin engelli kadrosunun boş olduğunu, engellileri işe başlatmak için Anayasa engelinin bulunmadığını belirtti. Adım adım bütün Türkiye'yi gezdiğini 58 ile gittiğini, bundan sonra da mücadele edeceğini ve halkla iç içe olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, ülkede herkesin, işçinin, memurun, esnafın, sanayicinin yüzünün gülmesini istediklerini, bunun için siyasette kavga istemediklerini, ancak siyasetçilerin halka hesap vermeyi onurlu bir görev olarak kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
Barışı ve hoşgörüyü sağlayacaklarını, kardeş kavgasını, terörü sona erdireceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sayın Başbakan siz türbanı da engellediniz. Söz veriyorum türbanı da biz özgür kılacağız. Görecek sayın Başbakan. O yapmadı, biz yapacağız. Sayın Başbakan gibi söz verip, sözün arkasında durmayan insan değiliz. Benim adım Recep değil, adım Kemal. Halkın Kemali'yim ben. Sözümün arkasında duracağım. İnanç sömürüsüne de son vereceğiz. AK Partinin elinden bütün kozları alacağız. Özgür bir ülke, mutlu, üreten Türkiye'yi beraber inşa edeceğiz. Toplumda sevgiyi egemen kılacağız. Sevgisiz toplum olmaz. Bunlar halka hizmet için geldiler, şimdi halka hükmediyorlar. Siz telefonlarınızın dinlenmediğinizden emin misiniz? Telefonlarınız dinleniyor değil mi? Buna 'demokrasi' diyorlar. Özgürlüğü getireceğiz, dinleme saltanatına son vereceğiz. AK Parti'nin maskesini indirmek, yöneticilerin maskesini indirmek boynumun borcudur. Bunu yapacağım. Emin olun Bütün mücadelemiz halk için olacak. Mutlu bir ülke için çalışacağız.''
Mitingten notlar
Çağlayan Meydanı'ndaki miting, partililer ve yurttaşların ''Halkçı Kemal'', ''Başbakan Kemal'' sloganlarıyla başladı. Miting alanına, üzerine ''İşsizliği, yoksulluğu kader yapanlara hayır'', ''Kaşıkla verip, kepçeyle alanlara hayır'' yazılı pankartlar asıldı. CHP bayrakları taşıyan partililerin üzerlerine ''AKP Anayasasına doğrusu Hayır'' yazılı tişörtler giydiği görüldü. Mitinge, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, parti yöneticileri, milletvekilleri ile bazı sanatçılar da katıldı.
Öte yandan, miting öncesi Çağlayan'daki Adliye Sarayı inşaatında çalışan bir grup işçi ile partililer arasında gergin anlar yaşandı. Araya giren CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, partilileri yatıştırdı. Polis, işçileri uzaklaştırarak inşaatın yapıldığı şantiye alanında güvenlik önlemi aldı.
Kılıçdaroğlu Kırklareli'ndeydi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nde Dingiloğlu Meydanı'nda düzenlenen mitingde yurttaşlara hitap etti.
Miting alanında ''Başbakan Kemal'' diye atılan sloganlara karşılık Kılıçdaroğlu, partililerini ''İnsan Kemal aranızda, merhaba'' diye selamladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın soy sop konuştuğu için insanları böyle selamladığını belirterek, ''Biliyorsunuz Recep beyin ezberini, kimyasını bozduk. Referandumda da inşallah Recep beylerin kimyasını bozacağız. Ezberi bozunca soy sop konuşan Recep beye gönderme yaparak 'insan Kemal'im' diye sizleri selamladım'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın insanları hor gördüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Çiftçiye 'al ananı git diyor', 'ağırını söylerim ama terbiyem müsaade etmiyor' diyor. Sevsinler senin terbiyeni. Üreten, alın teri döken çiftçi 'hazır başbakanı buldum, derdimi anlatayım' diye başbakanın yanına yaklaşıyor. Başbakan onu külhanbeyi gibi davranıyor. Şimdi biz ne yapacağız, sandığa anamızı, bacımızı, komşumuzu, sülalemizi de alıp gideceğiz. Onlar ülkenin rantını paylaştı, sorunlar size kaldı. Efsane liderimiz Ecevit'in dediği gibi 'Ne ezen ne ezilen, insanca, halkça bir düzen' kuracağız.''
Başbakan Erdoğan'ın sözünde durmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Kimseye hesap vermem diyor Recep bey, elbette hesap verecek. Yolsuzluk yapmak günah değil mi? Kul hakkı yemek günah değil mi? Yetim hakkı yemek günah değil mi? Recep bey, dokunulmazlıkları kaldırıp senden de hesap soracağız. Yedirmezler Recep bey, dokunulmazlığı kaldıracağız. Sen de adam gibi hesap vereceksin. Benim ağrıma giden, söz veriyor sözünde durmuyor. Televizyonlarda, meydanlarda, AK Parti parti programında 'dokunulmazlıkları kaldıracağız' diye söz veriyor. Hani, 8 senedir iktidarsın, neden sözünde durmadın. Adam gibi adam, yiğit adam sözünde durur. Anayasa değişikliğine 'dokunulmazlıkların kaldırılacağı' maddesini koysaydın sana 'yiğit', sana 'adam gibi adam' derdik, alkışlardık, diyemedik. Sözünün arkasında durmayan adamdır o.''
Anayasa değişikliğinin yurttaşın önüne geleceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Şimdi anayasa değişikliği gelecek 12 Eylülde, referandum. Değişiklik yapılmak istenilen maddelerden birisi de ekonomik sosyal konseyle ilgili. Konsey başkanı başbakan. 3 ayda bir toplanması gerekiyor. 3 ay geçti, 6 ay geçti, 1 yıl geçti. 3 yıla yaklaşıyor toplanmadı. Anayasaya koyuyorsun. Ondan sonra mı toplanacaksın. Yasayı uygulamıyorsun. Yasayı uygulamayan insan anayasayı uygular mı? Anayasayı değil önce kafayı değiştirmek lazım. Halk için çalış, halk için üret. Şimdi size bir şey soracağım. Anayasa değişikliği çiftçiye, esnafa, sanayiciye, sanatçıya bir şey getiriyor mu? Peki neden geliyor. Recep bey kendisini kurtarmak için. Evet derseniz Recep bey kurtulacak, hayır derseniz demokrasi kurtulacak. Karar yüce milletin. Anayasa değişikliği için demokrasi diyor. Cep telefonları dinleniyor. Recep bey düzeninde cep telefonları dinlenir, yoksullar, işçi, memur fakirleşir, Recep beyler zenginleşir. Bu düzeni yıkacağız. Denizli'ye, diğer illere gidiyor. Ben de sizden birisiyim, su, simit sattım diyor. Çay, simit, su satarak dolar milyarderi olan bir başbakan dünyada var mı? Bir yerde var canım, biliyorsunuz, Türkiye'de var. Alın teriyle kazanılan her kuruşa saygımız var. Recep bey, orada dur bakalım, sana hesap soracağız.''
''Kömürcü Tayyip'' sloganlarıyla sözleri kesilen Kılıçdaroğlu, partililerine ''Keşke kömürcü olsaydı'' diye seslendi.
"Bu düzeni yıkmak için tek umudum sizlersiniz"
Geçim sıkıntısı ve borç dolayısıyla intihar edenlere de değinen Kılıçdaroğlu, ''Biraz önce arkadaşlarım bana bir not verdi. Uzunköprü ilçesine bağlı Kurtbeyli köyünde bir çiftçi eşine 'borçlardan kurtulacağız' dedikten sonra kendisini asıyor. Denizli'de bir sanayici borcundan, Sincan'da bir seyyar satıcı yiyecek yemeği olmadığı için kendini astı. Recep beylerin düzeni bu. Bu düzeni yıkmak için tek umudum sizlersiniz. Ayağa kalkın artık. Size güveniyorum. Sizinle yürümek istiyorum. Sizinle Türkiye'yi ayağa kaldırmak istiyorum. Birlikte olalım, ayrışmayalım, haramilerin iktidarını birlikte yıkalım'' dedi.
Yargı bağımsızlığının önemine de değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Yargının siyasallaşmasına izin vermeyin. Yargı siyasallaşırsa bedelini toplum öder. Geçmişte gördük, 27 Mayısta Adnan Menderes ve arkadaşları, 1970'lerde Deniz Gezmiş ve arkadaşları asıldı. 80'lerde 16 yaşındaki çocuğun yaşını büyüttüler ve idam ettiler. Hepsi siyasi mahkemelerdi. Siyasi mahkemelerden topluma hayır gelmez. Hakimin arkasında 'adalet mülkün temelidir' yazar. Mülk Recep beyin mülkü değil, orada 'mülk' devlet demektir. Adalet mülkün temelidir. Adaleti siyasallaştırdığınız zaman devletin tuzu kokar, toplum birbirine girer. Zaten ayrıştırıyorlar, bölmek için her şeyi yapıyorlar. Recep bey eline pergel, cetvel almış insanların kafatasını ölçüyor. Bu kafa ile 21. yüzyılda Türkiye yönetiliyor. Anayasa değişirse adalet zedelenir. Sabah 5-6, eviniz basılmış. Alıp sizi götürürler. Önce özgürlük, demokrasi. Baskıcı anayasaya, 12 Eylül ve AKP anayasasına hayır diyeceğiz.
'12 Eylülcülerden hesap soracağız' dediler. Adalet Bakanı çıktı, aradan 30 yıl geçti, 'zaman aşımı' dedi. Recep beye bir şey söyledim. Sen hesap soracaksın. Hesap sorma konusunda yürekli misin? Bak sana muhtara veren paşa duruyor orada. 27 Nisanda sana muhtıra verdi. Dolmabahçe'de kavga oldu. 2,5 saat konuştu. 'Benim konuşmam mezara gider', ne konuştun sen, niye mezara gidiyor. Biliyorsunuz sırların mezara gitmesi devlette olamaz mafya yönetimlerinde olur. Mafyaysa mezara gider, devlette, saygın devlette görüşme devletin arşivine gider. Bunlar devletin ne olduğunu da bilmiyorlar. Devleti de farklı yönetiyorlar. Bu önemli bir şey. Bunlara ne yaptılar, paşaya önce altına bir sıfır araba aldılar. 2008'de Bakanlar Kurulu kararıyla üstün hizmet madalyası verdiler. Tam bir çıkar iş birliği. Sen bana muhtıra ver, ben mağdur edebiyatına yatayım. Hemen erken seçime gideyim. Ondan sonra ben de sana üstün hizmet madalyası vereyim. Hepsi oldu, hepsi gerçekleşti. Onun için bunlar ikiyüzlü bunlara güvenmeyin, bunların derdi başka, bunların derdi halkın sorunu değil, halkın sorunları çözmek değil.''
"Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ders vermek zorundasınız"
CHP'nin çiftçinin alın terini değerlendireceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Ülkede sanayici olmak, üretmek kolay mıdır, binlerce çiftçiye istihdam yaratmak kolay mıdır, sabahın köründe dükkanını açık etrafı temizleyip bir kişiyi de yanında istihdam etmek kolay mıdır? Toplumun her kesimini kucaklayacaksınız. Sizin sorunlarınızı halkın iktidarı yani CHP iktidarı çözecektir. Bunun için yola çıktık, bunun için buradayız'' dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Emekli kardeşlerimle ilgili olarak Sayın Başbakan diyor ki 'Herkes hayatından memnun, herkes mutlu'. Benim bildiğim emeklilerin durumu o kadar iyi ki yaz tatillerini Kanarya adaları'nda geçiriyorlar, öyle mi, mutlu değilsiniz değil mi? 9 milyon emekli var, eşleriyle birlikte 13-14 milyon emekli. 9 milyon emekliye sesleniyorum. Sizi ikinci sınıf yurttaş durumuna sokan, size milli gelir artışından pay vermeyen ve emekli aylıklarınızdan yüzde 10 sosyal güvenlik destek payı kesen Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ders vermek zorundasınız. 9 milyon emekli tek yürek olsun, görecek, AKP dersini alacak. Ama emekliler birlik olmazsa, emekliye üç kuruş zam yapıldı diye koşa koşa gidip başbakana çiçek verilirse o zaman emeklinin durumu çok iyi demektir. Halkın iktidarında emekli birinci sınıf yurttaş olacak. Milli gelir artışından pay alacak. Esnafın emekli aylığından kesilen yüzde 10'luk sosyal güvenlik destek primi de kaldırılacaktır.''
''Ruhumuzda devrimcilik var'' diyen Kılıçdaroğlu, ''1968 kuşağından gelip de devrimci olmayan var mıdır? Size inanıyoruz, size güveniyoruz. Devrim halkın desteğiyle olur. Demokrasilerde devrim halkın gücüyle olur. Onun için söyledik. 'Bülent Ecevit'in, Deniz Baykal'ın, İnönü'nün izindeyiz' dedik. 'İnsanca, halkça bir düzen' dedik. Kamuda taşeron düzenini kaldıracağız. Herkes grevli toplu sözleşmeli kadroları olacak. Bu konuyla ilgili kanun teklifi verdim. Kanun teklifi hala parlamentoda duruyor, komisyonlara duruyor. Halkın iktidarında onu hayata geçireceğiz'' diye konuştu.
"YÖK kaldırılacak"
Halen atanmayan ve sözleşmeli öğretmenler olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Sözleşmeli öğretmenler var. Sözleşmeli sağlık çalışanları var. Herkesin alın terine destek vereceğiz. Alın terine değer vereceğiz. Yasalar devleti koruyacak. Yasalar çalışanları koruyacak. Size güveniyoruz. Size güvendiğim için buradayım. Bu yüzden Anadolu'yu geziyorum. Bu ülkenin üniversitelerine de güvenmek isterdim. Anayasa değişikliği var. Konuşan üniversite var mı? İşte yapacağımız işlerden birisi de bu. Her türlü düşüncenin özgürce dile getirildiği üniversiteleri ayağa kaldıracağız. YÖK denilen kabusu da gömeceğiz tarihe. Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Yüreğiniz insan sevgisiyle dolsun.''
Kılıçdaroğlu'nun Kırklareli'ndeki mitingine Tekirdağ ve Edirne'den de çok sayıda partili katıldı.
Kılıçdaroğlu, Kırklareli'nin Babaeski ve Lüleburgaz ilçelerinde halkı selamlayarak, karayoluyla İstanbul'a gitmek üzere kent merkezinden ayrıldı.
Bu arada, Kılıçdaroğlu, mitingden önce, Kırklareli'nde belediye tarafından yaptırılan Anıt Kültür Parkı'nın açılışını yaptı.
Kılçdaroğlu, Babaeski ve Lüleburgaz'a gitti
Kırklareli'de partisinin düzenlediği mitinge katıldıktan sonra Babaeski ve Lüleburgaz ilçelerine uğrayan Kemal Kılıçdaroğlu, her iki ilçede coşkuyla karşılandı. Babaeski girişinde Belediye Başkanı Abdullah Hacı ve CHP İlçe Başkanı İrfan Altınel tarafından çiçeklerle karşılanan Kılıçdaroğlu, seçim otobüsünden halkı selamladı. Fatih Caddesi'ni geçerek belediye binasının önüne gelen Kılıçdaroğlu, burada belediye bandosu eşliğinde marşlarla, karanfillerle, ''Başbakan Kemal'' sloganıyla karşılandı. Otobüsün üzerinden Babaeski halkına seslenen Kılıçdaroğlu, ''Karanlığın sonunda güneş doğacak. Güneş inşallah Babaeski'de doğacak ve Türkiye'ye yayılacak'' diye konuştu.
Siyasete girerken halka söz verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Siyasete girerken söz verdim. Bir, halka yalan söylemeyeceğiz. İki, kendimizi değil halkı düşüneceğiz. Üç, dokunulmazlıkları kaldıracağız. Dört, yetim hakkı yiyenden hesap soracağız. Nereye kaçarsa kaçsın yakalayıp hesabını soracağız. Bu ülkenin işçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi, herkes gülecek, herkes mutlu olacak'' dedi. ''Recep beyin düzeninden halk memnun mu?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Emekli, esnaf memnun mu? Memur Kemal'in sözünü veriyorum. Halkın iktidarında Recep beylerin düzenini bozacağız. Tarım bu bölge için çok önemli. Çiftçi sabahın köründe kalkar, tarlaya gider, ürününe bakar, değerine bakar, çocuğu gibi bakar, ürününü alır ve der ki ektiğim ürünün alın terinin karşılığını acaba alabilecek miyim? Trakya köylüsü ektiği ürünün yani alın terinin karşılığını alıyor mu? Yıllardır söylüyoruz, 'almıyor' diyoruz, 'ihmal edildi' diyoruz. Dünyanın en pahalı mazotunu çiftçiye satacaksın, en pahalı gübresini çiftçiye vereceksin, en pahalı ilacını çiftçiye vereceksin, elektrik borcu olacak, ondan sonra taban fiyatını doğru düzgün vermeyeceksin'' diye konuştu.
'Hesap veremeyen halkı düşünemez'
''Başbakan Kemal dedikçe Recep beyin de ezberi bozuluyor'' diyen Kılıçdaroğlu, Babaeski halkına ''Ne yapacağız?'' diye sorduktan sonra şunları söyledi: ''Recep beylerin önce ezberini, sonra kimyasını, sonra da inşallah düzenini yıkacağız. Bu düzen haramilerin düzenidir. Haramilerin düzenini yıkmak da bizim görevimizdir. AKP ayrıştıran bir partidir. AKP toplumu bölen bir partidir. O koltuktan onları indirmek bizim görevimizdir. Halkın düzeninde yurttaşa hesap vermek ılımlı bir görevdir. Recep bey, neden korkuyorsun? Kaldır dokunulmazlıkları korkmuyorsan, hesabını ver. Veremez, hesap veremeyen halkı düşünemez, cebini düşünür. Bunlar Ahmet Arif'in dediği gibi aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır. Bunları alacağız, layık oldukları yere göndereceğiz. Referandumda anayasa değişikliği gelecek önümüze. 26 soru soruyorlar tek cevap istiyorlar, evet mi, hayır mı? Hayırsızları mutlaka gerekli şekilde ödüllendirmemiz lazım sandığa gömerek. Hayırsızların bu milletin yakasından inmesi lazım. Şimdi o kadar korkuyorlar ki önceden hayırlara vesile olsun. Şimdi korkudan bunu söyleyemiyorlar. Hayırlı bir iş yapmaktan bile korkuyorlar. Bu ülkenin insanları herkesin aşının, işinin olduğu bir ülke istiyor.''
Ergene Nehri'nin kirliliği
Babaeski ve Trakya halkının yıllardır Ergene Nehri'nin kirliliğinden şikayet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Bu arada bir de sizin yıllardır şikayet ettiğiniz Ergene Nehri'nin kirliliği var değil mi? Recep bey ne diyordu 'ben çevrecinin daniskasıyım'. Ama nasıl çevreci bir türlü anlamadım. Ama halkın iktidarını göreceksiniz. Ergene Nehri'nde balık tutacaksınız. 12 Eylül anayasasından daha ağır bir anayasaya 'hayır' diyeceğiz ki değişimin yolu açılsın. Hayır diyeceğiz ki işçisi, çiftçisi, memuru mutlu olsun. Hayır diyeceğiz ki sosyal devletin yolu açılsın, refaha ulaşılsın. Çünkü biliyoruz ki bu topraklardan Nazım Hikmet'ler yetişti. Ne diyordu Nazım Hikmet, bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşayacağız.'' Daha sonra Lüleburgaz'a giden Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasa değişikliğini hap haline getirdiğini ve millete yutturmaya çalıştığını iddia etti.
Kılıçdaroğlu, ''O hapın içinde ne olduğunu biliyoruz. Recep bey 'anayasa beni kurtaracak, yoluma devam ederim' diye düşünüyor. Samimi söylüyorum, anayasaya 'evet' derseniz Recep Bey, 'hayır' derseniz memleket kurtulacak'' dedi. 12 Eylül'de bir sınav verileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Demokrasi mi diyeceğiz, baskı rejimi mi diyeceğiz? Özgürlük mü diyeceğiz, özgürlüğe karşı bir tavır mı takınacağız? Geleceğimiz güvenli ellerde mi olsun diyeceğiz yoksa baskıya teslim mi olacağız? Geleceğe umutla bakacağız, baskıya teslim olmayacağız, AKP'nin anayasasına 'hayır' diyeceğiz. İnsanlarımızın sorunlarını çözmek için yola çıktık. Ayrılık gayrılık yapmayacağız. Recep bey gibi elimize cetvel alıp insanların kafatasını ölçmeyeceğiz. Samimi söylüyorum, Kenan Evren bile onu düşünemiyordu. Hangi çağda yaşıyoruz? Adam diyor ki soy sop, elinde pergel, cetvel insanların kafatasını ölçecek. Sen önce kendi kafatasını çiz bakalım.''