Proje4L, çağdaş sanatın genç isimlerini destekliyor

Maslak’taki yeni mekanında Elgiz ailesinin koleksiyonun sergilemeye yoğunlaşan Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, sergi açma olanağı bulamayan genç sanatçıları bekliyor.

cumhuriyet.com.tr

Müzenin kurucusu Can Elgiz, Türkiye’de çağdaş sanat alanında çalışmalar yapan gençlerin en büyük engelinin kar amacı gütmeyen galerilerin azlığı olduğuna dikkat çekerek “Genç sanatçıların bizden haberdar olması bizi Türkiye’deki diğer koleksiyoner ya da sanatseverlerin duymasından daha önemli” diyor.Koleksiyoner Can Elgiz, 1980’lerden itibaren çağdaş sanat koleksiyonu yapmaya başladıklarını ve 2000’lerde bu eserleri herkesle paylaşmaya karar verdiklerini belirterek 2001 yılında küratör Vasıf Kortun ile Levent’teki Harmancı Plaza’da açtıkları müzenin 10 yıllık macerasını anlatıyor. Başlangıçta kendi koleksiyonlarını sergilemediklerini genç sanatçıların önünü açmak için süreli sergiler yaptıklarını dile getiren Elgiz, “2003 yılında aramıza Fulya Erdemci ve Melih Fereli katıldı. Yine küratöryel sergiler yapmaya devam ettik. 2005’te ise asıl çıkış noktamız olan koleksiyonerliğe dönüp önce Harmancı Plaza’da Elgiz koleksiyonunu sergilemeye başladık” diyor. 2009 yılının mart ayında da Maslak’ta daha önce otomobil showroomu olan binaya taşındıklarını ifade eden Elgiz, ışıklandırma ve sergileme açısından “süprizli” bir alan olan yeni mekanlarında genç sanatçılar için proje odaları ayırdıklarını söylüyor.
 

Ticari galeriler

Elgiz, çağdaş sanatla uğraşan gençlere verdikleri önemin nedenini de şöyle açıklıyor: “Genç sanatçıların galerilerde yer bulması zor. Çünkü galeriler satılabilir sanatçıları tercih ediyor daha çok. Türkiye’de halka açık olup kar amacı gütmeyen galerilerin olmaması nedeniyle genç sanatçılar su yüzüne çıkmakta zorlanıyor. Genelde ticari galerilerin ellerinde kalıyorlar. Ticari galeriler de genç sanatçıları ancak tanındıktan sonra sergilemek istiyor. 2001’de başladığımızda kar amacı gütmeyen ilk çağdaş sanat müzesiydik. İstanbul Modern ve Pera Müzesi daha sonra açıldı. Biz yola çıktığımızda kimseler yoktu.”
 

Kulvarımız farklı

Uluslararası bir koleksiyona sahip olmaları nedeniyle müzeye daha çok yabancı sanat meraklılarının geldiğini ifade eden Elgiz, “Koleksiyonerler ve çağdaş sanat meraklıları da geliyor. Farklı bir kulvardayız. Kapsama alanımız çağdaş sanat” diye konuşuyor. Çağdaş sanatın dünyadaki tanımının 1950’den sonrası olarak yapıldığını anımsatan Elgiz, “Zaman ilerledikçe 1980 sonra çağdaş sanat olarak adlandırılmaya başlandı. Zamanla bu yine değişecek. Biz de 80’den itibaren çağdaş sanat toplamaya başladık” diyor.

Türkiye’de çağdaş sanat var mı?

İlk olarak Türk sanatçıları toplamaya başladıklarını anlatan Elgiz, şöyle devam ediyor: “Sanatta sınır olmaması gerek diye düşünüyorum. O yüzden yavaş yavaş yabancı sanatçılara da açılmaya başladık. Türk sanatçıların eserlerini Türk koleksiyonerler alıyor, Türk müzayedelerinde satılıyor ya da Türk galererinde sergileniyorlar. Bu bir kısır döngü ve çok kapalı bir dünya. Türk koleksiyonerin dışarı gidip birşey alması gerekiyorki Türkiye’de koleksiyoner olduğu öğrenilsin. Türk koleksiyonerler bilinsinki Türkiye’de sanatçı olduğu görülsün. 10-15 yıl önce yurtdışında fuarlara gittiğimizde bize en çok ‘Türkiye’de çağdaş sanat var mı?’ diye soruyorlardı. Türkiye’deki çağdaş sanatın dışarıya açılması koleksiyonerleri fuarlarda gitmesi ile oldu. Dradaki galericiler de buradaki sanatçıları farkedip onları görmeye gelmeye başladılar.”
 

50 yıl sonrasının Picassoları

Elgiz, koleksiyonların genişletmeye devam ettiklerini ancak ekonomik krizin kendilerini de etkilediğini söylüyor. Uluslararası piyasının yüksek olduğuna ilişkin görüşe katılmayan Elgin şunları söylüyor:

“Yurtdışındaki eserler çok pahalı diyenler Picasso’ya Chagall’a gidiyor. Onlar tabiki pahalı. Ama onlar benim babamın döneminin eserleri. Tabiki çok değerliler ve bugünün güncel sanatçılarının baz aldığı etkilendiği eserler. Ama biz çağdaş sanat müzesiyiz. Kendi dönemimizde olmayanlara yönelirsek ulaşamayız. 20, 30, 40 yaşlarında bazen de 20’nin bile altında sanatçılara gidiyoruz. Picasso’nun 1955-60 yıllarında alanlarla eşdeğerdeyiz. Belki 50 yıl sonrasının Picassolarını buluyoruz. Amacımız bu değil tabiki alırken beğenilerimiz kriter oluyor. Yatırım gibi bakmıyoruz.”
 

Türkiye’de çağdaş sanat yükseldi

Elgiz, dünyada, ekonomik kriz nedeniyle fiyatların düştüğünü ancak Türkiye’de çağdaş sanat piyasasının yükseldiğini söylüyor. Bunu, sayılarının azalması nedeniyle modern eserlere ulaşmanın zorlaşmasına bağlayan Elgiz, “Herkes ileriye dönük olarak çağdaş sanatın ön plana çıkacağını gördü, duydu, hissetti. Onun için talep yükseldi” diyor.Türkiye’deki genç sanatçıların eserleri ile yabancıların eserlerinin değerinin birbirine yakın olduğunu ifade eden Elgiz, aynı durumun modern dönem sanatçıları için geçerli olmadığını belirtiyor. Elgiz, “Picasso’nun jenerasyonundaki Türk sanatçılarına döneminde ilgi o kadar yüksek olmadığı için bugünkü değerleri de birbirlerine yakın değil. Onlar Picasso, Chagall olma şansı bulamadı. Çok sonradan tanındılar. Zaten resimin heykelin yasak olduğu bir toplumuz” diye konuşuyor.