Prof. Dr. Tufan Tükek: 2022’de maskesiz hayatın başlayacağını düşünüyorum

İstanbul Üniversitesi-İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, salgında son duruma ilişkin konuşurken "2022'den itibaren de artık maskesiz hayat başlayacağını düşünüyorum" dedi. Tükek, "Hindistan virüsü ülkemize girerse bunun nasıl seyredeceğini kestiremiyoruz" diye de ekledi.

İHA

İstanbul Üniversitesi-İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de aşılama çalışmaları ve salgında son duruma ilişkin konuştu.

Son dönemde görülen Hindistan varyantıyla ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi - İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Bir tek bizi endişeye sevk eden, çok dikkat edilmesi gereken şey, Hindistan varyantı. Biraz daha dikkat edilmesi gereken bir virüs. Biontech aşılarına karşı duyarlı ama Sinovac ile ilgili aynı şeyi henüz bilmiyoruz.

Dolayısıyla Hindistan varyantıyla tekrar bir salgın yaşama ihtimali ufak da olsa var. O yüzden bu dönemde en çok dikkat etmemiz gereken şey bu Hindistan virüsünün ülkemize girmesini önlemek olmalı. Havayolu ile Hindistan'dan buraya gelebiliyor insanlar, Hindistan'a giden bizim vatandaşlarımız tekrar döndüğünde buraya virüs getirebiliyorlar, tabi o kişilerin izole edilmeleri gerekiyor.

En azından 14 gün ya da 10 gün bir karantina süreleri ya da PCR testlerini sürekli olarak tekrarlayarak gelmeleri gerekiyor. Bu açıdan buna çok dikkat edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Bunun dışında diğer varyantların şu an için herhangi bir artış göstereceğini ben düşünmüyorum. Hızlı bir şekilde aşılamanın tamamlanması gerekiyor” dedi.

“İNSAN YAPIMI OLMA İHTİMALİ VAR”

Koronavirüsün laboratuvar ortamında üretildiği iddialarının yeniden gündeme gelmesine ilişkin konuşan Prof. Dr. Tükek, “İspat edilmeye de ihtiyaç duyan bir konu ama birtakım ipuçlarından yola çıkarak sanki bu virüsün doğal olarak oluşmayacağı ya da doğal olarak oluşma ihtimalinin çok düşük olacağını ben kendi adıma söyleyeyim.

Dünyada da yavaş yavaş öyle bir kanı oluşmaya başladı. Siyasi de olabilir böyle bir kanı ya da insanlar birtakım gerçekten ipuçlarına sahip olabilir. Sürekli mutasyonlar yani bunlar sanki doğal olarak kendiliğinden olabilecek şeyler değilmiş gibi insanı düşündürmüyor değil. İnsan yapımı olma ihtimali var” dedi.

Üniversitelerin açılma tarihine ilişkin de konuşan Tükek, “YÖK 13 Eylül kararını açıkladı. Zannedersem seneye yükseköğretimde bir sorun yaşamayacağımızı düşünüyoruz. Tekrar dalgalar ve varyant virüslerle karşılaşırsak o zaman tekrar bir değerlendirme yapılır” şeklinde konuştu.

“YOL AÇACAĞI BAŞKA SOSYAL SORUNLAR OLABİLİR”

Aşı kararsızlığı yaşayan yurttaşlar ve aşı olmayan kişilere yönelik kamusal alanlarda kısıtlamaya gidilmesi önerilerini değerlendiren Tükek,“Onların toplum için bir tehlike oluşturmasını engelleyecek birtakım yöntemlere başvurulabilir. Kapalı alanlara belki onları alırken birtakım kısıtlamalara gidilebilir.

Topluma en az zararı olması yönünde birtakım tedbirler mutlaka alınacaktır. Aşı olmayanlar kendilerine zarar verecekler gibi gözüküyor. Demokratik toplumlarda bu tarz kısıtlamalar çok hoş karşılanmayabilir. Tabi o hükümetin karar vermesi gereken bir şey çünkü onun yol açacağı başka sosyal sorunlar olabilir.

Dünyayı takip etmek lazım. Gerçekten bir kısıtlamaya gittiğiniz zaman o kişinin öfkesini ve nefretini arttırmaktan başka bir şeye ulaşmıyorsunuz. Bence biraz izleyip muktedir gitmekte fayda var” dedi.

"AŞILARI ÇAPRAZLAMA UYGULAMAK LAZIM"

Aşıların karıştırılması yorumlarına ilişkin konuşan Tükek, "Biontech aşılarında duyduğumuz ve bildiğimiz kadarıyla antikor oranları çok yüksek. Sinovac ile aşılananların bir grubunda da çok yüksek antikorlar oluştu. Ama onlar içerisinde hiç antikor oluşmayan bir grup da var.

Sinovac yapmanın aslında bir anlamı yok çünkü iki dozdan sonra antikor yapmamış bence bu kişilerin tespit edilip mutlaka Biontech aşısının olması gerekir. Tersine Biontech'te de sıfır antikor varsa ona da Sinovac yapmak lazım. Yani aşıları böyle çaprazlama uygulamak lazım. Ya da antikor düzeyi orta veya hafif düzeyde artmış kişilere tek doz Biontech ile rapel yapmak çok daha etkili olacaktır" şeklinde konuştu.

"KAPANMA BUNDAN SONRA ÇOK OLMAYACAKTIR"

Çocuklarda koronavirüs geçirmelerinin ardından görüldüğü belirtilen MIS-C ile ilgili de konuşan Tükek, "Çocuklarda biraz daha geç dönemde, sonra ortaya çıkabiliyor. Ölümcül oluyor hakikaten, gerçekten uzun da sürebiliyor bu süreç bazen tam atlatılamayabiliyor" dedi.

Tükek salgının gidişatına yönelik, "Umutluyuz, ekimde ufak bir pik, kıpırdanma olur diye düşünüyorum ama sonrasını ben iyi görüyorum. 2022'de tamamen kafamızdan atamasak da bu maske olaylarını veya toplantı yapmama, kalabalık ortamlarda bulunmama gibi şeyleri biraz aşacağımızı düşünüyorum.

Aşıları etkisiz kılacak bir virüs ortaya çıkmazsa ben umutluyum. 1 yıldır annesini görmeyen insanlar olduğunu biliyorum. Kapanma artık bundan sonra çok olmayacaktır diye düşünüyorum. Tam kapanamadığımızı gördük çünkü çok insani değil ama hastalığı yatıştırabiliyorsunuz. Hastalıkla birlikte yaşamayı öğreneceğiz" ifadelerini kullandı.

"BEN OLSAM BU YASAĞI KALDIRMAM"

Maske zorunluluğunun kalkabileceğine ilişkin görüşleri yorumlayan Tükek, "Yaz dönemi olabilir ama sonra tekrar nasıl maskeye alıştıracaksınız insanları, maskeye alıştırmak için çok zorlandık şu anda bile açık alanlarda kimsenin maske taktığı yok onu da söyleyeyim. Devlet yasak olarak söylüyor şu anda dışarıda maske takma zorunluluğu var. Bunu kaldırabilir.

Bakanlığımız bu konuda çok hassas. Yurt dışında da var öyle ama o gruplar Biontech ile aşılanan gruplar. Bizde çift doz aşılama 30 milyona gelene kadar riskli olabilir bu. Ben olsam bu yasağı kaldırmam ama hoşgörülü davranabilirim bir süre daha. Toplumun yarısına yakınını aşılamadığımız müddetçe maskenin çıkartılması bir risk olabilir ama yaz aylarında bunun tamamlanacağını öngörüyoruz. 2022'den itibaren de artık maskesiz hayat başlayacağını düşünüyorum.

Hindistan virüsü ülkemize girerse bunun nasıl seyredeceğini kestiremiyoruz. Bu yazı iyi geçireceğimizi düşünüyorum, ekim ayında ufak bir yukarı yönde yükseliş olabilir" ifadelerini kullandı.