Prof. Dr. Murat Arslan: Bu salgın son olmayacak
Günümüzde insanlarda görülen enfeksiyonların yüzde 61’inin hayvansal kökenli, yani hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik hastalıklar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Murat Arslan, "Bu salgının son olmayacağı gerçeğini kabul eden ve salgınla mücadelede ciddiyetle önlem alan ülkelerin gelecekte avantajlı konuma geçecek. Bu da tüm sağlık disiplinlerinin koordineli çalışmasıyla mümkün olacak' dedi.
Sibel BahçetepeCovid-19 pandemisi, başta sağlık olmak üzere, eğitim, ekonomi ve sosyal yaşam gibi birçok alanda önemli sorunlara yol açarak adeta dünya gündemini esir aldı. Bu süreçte sıklıkla karşımıza çıkan konular; hastalığın kökeni, korunma önlemleri, aşılar, antiviral ilaç çalışmaları ile salgınlarda yeterli ve sağlıklı gıdanın üretilmesi olarak sıralanıyor. Bu konuların odağında ise veteriner hekimler bulunuyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi öğretim üyesi ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, bu salgının son olmayacağı gerçeğini kabul eden ve salgınla mücadelede ciddiyetle önlem alan ülkelerin gelecekte avantajlı konuma geçeceğini belirterek bunun tüm sağlık disiplinlerinin koordineli çalışmasıyla mümkün olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Arslan, salgın döneminde veteriner hekimlerin rolünü ve toplum sağlığı adına yaptıkları çalışmaları gazetemize anlattı. Salgınla mücadelede ciddiyetle önlem alan ülkelerin gelecekte avantajlı konuma geçeceğini vurgulayan Arslan, “Bu amaçla dünyada birçok meslek mensupları Tek Tıp Tek Sağlık konsepti içinde birlikte çalışmaktadırlar. Pandemi dönemlerinde en hayati konular olan salgının kökeninin tespit edilmesi, kontrolü, önlem alınması, hayvansal gıdanın temini gibi konuların odağında ise veteriner hekimlik mesleği yer almaktadır” dedi.
BARİYER OLUŞTURMAKTALAR
Arslan, günümüzde bireysel tıbbın çok geliştiğini, ancak kamu sağlığı alanının buna paralel gelişmediğini anımsatarak “Veteriner hekimler koruyucu hekimlik açısından çok iyi bir kamu sağlığı hizmeti vermektedirler. Bu anlamda, salgınlar ve toplum sağlığını tehdit eden diğer zoonozlara karşı deyim yerinde ise ilk bariyeri oluşturmaktadırlar” diye konuştu.
Günümüzde insanlarda görülen enfeksiyonların yüzde 61’inin hayvansal kökenli, yani hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik hastalıklar olduğuna dikkat çeken Prof. Arslan, “Son otuz yıl içinde insanlarda sıkça görülen SARS, MERS, Kuş Gribi, Domuz Gribi, Ebola, Deli Dana, Batı Nil Virüsü, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi hastalıkların ise yüzde 75’i hayvanlardan insanlara bulaşmaktadır. Dünyada başta şarbon olmak üzere biyolojik savaş ajanı olarak kullanılan mikropların yüzde 80’i hayvansal kökenlidir. Hayvanlarda sıklıkla salgınlara neden olan şap, sığır vebası, at vebası gibi hastalıkların etkenleri de virüsler. Neredeyse 100 yıldır veteriner hekimler gerek kamu gerekse özel sektöre ait laboratuvarlarda bakteriyel ve viral hayvan hastalıklarına karşı çok çeşitli aşılar üretmektedirler. Sonraki süreçlerde de özellikle hayvan sağlığında kullanılan aşılar üretilmiş hatta ihracat yapılmıştır. Ancak ilerleyen tarihlerde gerekli yatırımlar yapılmadığı için aşı üretim merkezleri işlevsiz hale gelmiştir. Covid-19 hastalığına karşı aşı üretmek amacıyla TÜBİTAK tarafından desteklenen projede üç virolog veteriner hekim profesör yer almaktadır. Benzer şekilde dünyada da stratejik bilimsel kurumların başında veteriner hekimler yer almaktadır” dedi.
MESLEK ADETA YOK EDİLİYOR
Arslan, şöyle devam etti: “1985’ten başlayarak Bakanlık ve taşra teşkilatlarında bulunan Veteriner Hekim yapılanmaları adeta yok edilmiş, işlevsiz hale getirilmiştir. Gelişmiş ülkelerde Tek Tıp Tek Sağlık Konsepti içinde tüm sağlık disiplinleri birlikte çalışmakta, kamu sağlığı için etkili politikalar üretmektedirler. Bu yok sayılma aynı zamanda özlük hakları konusunda da sonuçlar doğurmaktadır. Bu salgın son olmayacak. Ancak en az zararla atlatmak için önlemler zamanında alınmalıdır. Veteriner Hekimlik mesleği eğitimden başlayarak yeniden gözden geçirilmelidir. Bu salgın pandemik olarak seyreden salgınların önlenmesinde bir meslek grubunun tek başına başarılı olamayacağı gerçeğini somut biçimde ortaya koymuş, multidisipliner çalışmaların önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Zaman geçirilmeden Başta Tarım ve Orman Bakanlığı ve taşra teşkilatlarında özerk veteriner hekim örgütlenmesi yapılmalı, sağlıkla ilgili tüm kurumlarda veteriner hekimlere yer verilmelidir. Aksi takdirde çıkan salgınlarda kayıpları azaltmak için yoğun ve zorlu mücadeleleri vermeye devam ederiz.”
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi öğretim üyesi ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan