Prof. Dr. Kaboğlu: ‘OHAL için düzenleme söylemi bir tuzaktır’

CHP milletvekili ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, OHAL’in bitmesinin ardından yapılması gerekenin dönemin tortularını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi

Hilal Köse

Anayasa hukukçusu, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu “‘OHAL’i kaldıracağız ama OHAL’in kaldırılmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurucu düzenlemeler yapacağız’ şeklindeki söylem bir tuzak söylemidir” dedi. Cumhuriyet’e değerlendirme yapan Prof. Kaboğlu, OHAL’in bitmesi durumunda yeni bir düzenleme yapmaya gerek olmadığını vurgulayarak “Zaten Olaganüstü Hal Kanunu yürürlükte. Dolayısıyla zaten İç Güvenlik Yasası adını verdiğimiz 2015 Nisan’ında yürürlüğe giren yasa yürürlükte. 6638 sayılı İç Güvenlik Yasası yürürlüğe girdiği döneme ben ‘fiili OHAL Nisan 2015’te ilan edildi’ diye görüş öne sürmüş ve bunu yazmıştım. Esasen anayasal OHAL’in 20 Temmuz 2016’da ilan edildigini söyledim. Bu nedenle şu andaki yürürlükte olan mevzuatta, OHAL’e ilişkin düzenlemeler, yani kamu düzeni, kamu güvenliğini sağlayıcı düzenlemeler var. Kaldı ki bu 6771 sayılı Anayasa Değişikliğine Dair Kanun 25 Haziran yürülüğe girdiğine göre, bu konuda Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşması, yemin edilmesi, Cumhurbaşkanı’nın yardımcılarını belirlemesi ve bakanları ataması gibi anayasal organların işlemeye başlamasıyla yeni düzenleme yapmaya gerek yok” diye konuştu. Kaboğlu, şöyle devam etti:

“OHAL döneminde yapılan düzenlemelerin ele alınması söz konusu ki bunların başında OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) geliyor. Bunların sayısı 35 - 36 kadar. Ve bunların önemli bir kısmı o zamanda söyledik anayasaya aykırı. Dolayısıyla bana göre onların elden geçirilmesi gerek. Bu nedenle şimdiden ortaya atılan ‘OHAL’i kaldıracağız ama OHAL’in kaldırılmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurucu düzenlemeler yapacağız’ şeklindeki söylem bir tuzak söylemidir. Çünkü Türkiye’de zaten OHAL’in altyapısı mevcuttur. Yapılması gereken tam tersine OHAL döneminin bıraktığı, tam iki iki yıldır uygulanan OHAL’in bıraktığı derin tortuları kaldırmak, temizlemektir. Tarihimizde hiç görülmediği kadar güçlü bir yürütme söz konusu olacak. 1909’dan bu yana, kesintiler dikkate alınmazsa hep hükümet, parlemento önünde sorumlu oldu. Osmanlı’da bile. 100 yıllık, hükümetin parlemento önünde, Meclis önündeki sorumluluk ilkesi ortadan kalktı. Bu esasen hükümetin daha rahat olduğu anlamına geliyor. Hükümetin siyasal zorunluluğu yok. Hükümetin kime karşı sorumluluğu var. Tek sorumlu olduğu kişi Cumhurbaşkanı’dır. Muhalefete önemli görevler düşüyor. Bu görevler şöyle: Bir; OHAL çerçevesinde yapılan düzenlemelerin OHAL’in kaldırılması nedeniyle, sonucu doğabilecek varsayımsal boşluklar dikkate alınarak yapılacak yasal düzenlemeler konusunda muhalefet çok uyanık olmalı. Görev, yetki ve ihtiyaç açısından bu konuda gerek anayasaya uygunluk, gerek var olan yasaların yeterliliği bu açıdan tabii ki muhalefete olduğu kadar, iktidarı da kendi içinde ittifak olmaya davet etmek açısından önemli. Çünkü ‘OHAL’i kaldıracağım diyorsunuz’ ama yürülükteki düzenlemeler yetmiyormuş gibi OHAL’den daha ağır düzenlemeler yapma yetkisi olmamalı diye düşünüyorum.”