Prekazi: Hakemler futbolu bilmiyor

Cevat Prekazi adı Galatasaray ve Türk futbolu için büyük önem taşıyor kuşkusuz. Özellikle de yaşı 50 civarında olanlar, 1989 yılında, Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde fırtınalar gibi esen Galatasaray’ın, 8 numaralı müthiş solağını çok ama çok iyi anımsarlar. Neuchatel maçında Tanju’ya yaptığı asistler, Almanya’da, Monaco’ya attığı frikik golü, şampiyonluklardaki gol pasları ve serbest vuruş golleri, hatta Bursaspor’a eski Ali Sami Yen’de iki direğe birden çarptırarak attığı penaltı golü..,

Ve Prekazi, geçen hafta Galatasaray’ın, “Retro” (nostaljik) forma sunumu için İstanbul’daydı. Birlikte Galatasaray TV’nin konuğu olduk. Çok şeyler anlattı; özellikle futbola dair. Şu an, “İki evimden biri” dediği Partizan’da 17 yaş takım hocalığı yapıyor. “Niçin” dedik, “Oyuncu yetiştirmek güzel şey” yanıtını verdi. Hatta, kendisi gibi frikik atan 2 oyuncusu olduğunu söyledi. Serbest atışın sırrını da “Dizden vuracaksın” diye açıkladı.

‘Hem iyi hem kötü’

“Galatasaray’ı nasıl buldun” dedik, “Hem iyi hem kötü” dedi. Savunmanın (o gün Sabri, Semih, Hakan, Carole oynamıştı) ağır kaldığına, çok düz oynadığına vurgu yaptı. Sınıfı biraz Carole’ün geçtiğini, öteki oyuncuların vasatı aşamadığını söyledi. Özellikle Sabri’ye kızmış, “Sen sağ beksin, önünde Yasin gibi bir uçak var, niye ileri çıkıyorsun, getir topu ver, arkadaşın gitsin, geri dönemiyorsun” dedi. Söz ileri uca geldiğinde ise yüzü güldü: “Portekizli (Bruma) ve Yasin gibi iki hızlı adamın varsa sen hücum sorunu yaşamazsın. Her takıma gol atarsın, yeter ki onları iyi kullan. Elbette Sneijder, Eren iyi futbolcu. Futbol karakteri var, daha Podolski var onu da hesaplarsak, Galatasaray’ı durduramazsınız. Özellikle Yasin, futbolu diklemesine oynuyor. Onu iyi kullanmak lazım.” Söz döndü dolaştı, oyun sistemine geldi. Suratı asıldı usta solağın. “Hollanda 20 yıldır 4-4-3 oynuyor. Riekerink niye tek forvette ısrar ediyor. Sen Galatasaray’sın, deplasman zor maç anlarım. Ama kendi evin, dön 4-3-3’e, 10 tane at. Hele geride Muslera gibi bir emniyetin varken. Sneijder bu sistemde daha yararlı olur, sola çekersin iş biter.” Stüdyoda gülüştük, sonra hep beraber, “Riekerink Hollanda’dan Çin’e gitti, orada mantığı değişti” diye şakalaştık.

‘Emre Çolak’a hayranım’

İspanya’daki maçları izlerken önceki yıl Amrabat, bu yıl da Emre Çolak’a hayran kaldığını söyledi. Amrabat için, “Nasıl bırakıldı anlamadım, çok iyi maestro. İngiltere’ye gitti. Şimdi de Emre. Tek başına Deportivo’nun patronu. Galiba, burada zaman alamadılar. Güven kazanamadılar. Şimdi Amrabat da Emre de bu takımda rahat oynardı. Yazık olmuş..” yorumunda bulundu.

‘Üzülüyorum’

Ve hakemler.. Suratını buruşturdu, kafasını salladı. “Bugünkü hakem (Halis Özkahya) futbolu bilmiyor. Ayağına top değmemiş adam hakem mi olur? Sırf bu hakem değil, özetleri izlerken verilen penaltı, verilmeyen penaltı ve faullere bakıyorum, üzülüyorum. Bileğe atılan tekmeleri görmüyorlarsa hakemlik yapmayacaklar. Şu an lider olan takımın (Başakşehir) önceki maçlarında çok hata yapıldı ve Beşiktaş’la Galatasaray’ın önündeler.”

‘G.saray benim evim’ Prekazi’nin son sözü futbolda dönen paralar ve niçin Türkiye’de çalışmadığı üzerineydi: “Çok şey söylerim ama susuyorum, para, para, kendine, ailene ve çocuklarına yetecek yatırımı yapıyorsun, fazlasına ne gerek var! Bizim orada da (Balkanlar) 2 metre çukura gömüyorlar, ölünce. Burada da. O yüzden, gelecek adına bir şeyler yapalım. Bana niçin Türkiye’ye gelmiyorsun dediler. 3 yıl önce altyapı projesinin başına geç dendi, telefonlar açıldı, tamam dedik. Sonra 3 yıl geçti, ses yok. Yönetimler değişti, giden gelenler oldu, şimdi Sayın Başkan, nostaljik forma tanıtımına çağırdı, geldim çünkü burası benim evim.”