Popun kralı, dansın prensi
Hayranları onu hep yoktan yarattığı ritimler, orijinal dans hareketleri, masum ve mükemmeliyetçi ruhu ve engel tanımaz yeteneğiyle hatırlayacak. Çünkü o milyonların kalbinde, manşetlerin acımasızlığına meydan okurcasına, Popun Kralı, Dansın Prensi olarak çok uzun süre önce taht kurmuş bir sanatçı.
Hande Eagle /CumhuriyetBir Garip Dâhi, Dedikodu Kurbanı, Çocuk Tacizcisi, Çocuk Kalmış Koca Adam, Deli Kral, Estetik Ameliyat Tutkunu gibi başlıklar gazetelerin sayfalarına Michael Jackson’ın hayatı boyunca taşınmış olmasına rağmen hayranları onu hep yoktan yarattığı ritimler, orijinal dans hareketleri, masum ve mükemmeliyetçi ruhu ve engel tanımaz yeteneğiyle hatırlayacak.
Çünkü o milyonların kalbinde, manşetlerin acımasızlığına meydan okurcasına, Popun Kralı, Dansın Prensi olarak çok uzun süre önce taht kurmuş bir sanatçı.
Bu anma yazısını, 25 Haziran 2009’da ölümünden bu yana Michael Jackson’ın üzerinden binlerce yalan yanlış dedikodu haberiyle kendilerine pay çıkaran, para kazanan tüm kuruluşlar ve kişileri kınamak için yazıyorum.
Yanlış anlaşılmasın, amacım Michael Jackson’ın yaptıklarını ya da yapmadıklarını savunmak değil, tam tersine dünya müziğine ve dansına büyük bir tutkuyla kazandırdığı büyük değerin anısını korumak.
Kelimelerim sayılı olduğu için ben bu yazıda sadece ölümünden sonra piyasaya sürülen albümleriyle ilgili birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Michael Jackson’ın ölümünden sonra 2011’de piyasaya sürülen karma “Michael” albümü ve ardından Mayıs 2014’te müzik ve elektronik devi Sony Music Entertainment’ın bir parçası olan Epic Records’ın yönetim kurulu başkanı L. A. Reid’in baş yapımcılığı ve Amerikan albüm yapımcısı Timbaland’ın emeğiyle bir araya getirilen “The Best You’ve Never Heard: Xscape” piyasaya sürüldüğünden beri çeşitli eleştiri yazıları yayımlandı.
The Independent, The Times ve Guardian gibi önde gelen gazetelerin müzik eleştirmenleri albümü, “garip, vasat, ortalama” olarak damgaladılar. Fakat hep gözden kaçırılan önemli bir nokta var. Bu şarkılar, Michael Jackson’ın yazdığı, ama mükemmeliyetçi tavrı nedeniyle daha önce albüm haline getirmediği eserler.
Tahminen, ölümünden sonra ailesinin Michael Jackson’un ardında bıraktığı borçları kapatmak amacıyla yapımcılarla paylaştığı bu şarkılar daha çok “MJ hayranlarına” bırakılmış bir miras niteliğinde. Eğer Michael Jackson hayatta olsaydı şarkıları albümde oldukları şekilde piyasaya sürmek ister miydi?
Öte yandan bu yeni albüm doğal olarak Jackson’ın önceki albümleri gibi müzikalitesi yüzünden ses getirmiş bir albüm değil; öyle olması zaten beklenemezdi. Bu yeni albümde “Off the Wall” (1979), “Thriller” (1982), “Bad” (1987) albümlerindeki Michael Jackson’ı arayanlar şüphesiz hayal kırıklığına uğramışlardır.
Günümüz yaşamı ve insanının 1970’leri 1980’lere bağlayan yılların değer ve anlayışından çok farklı bir tavra sahip olduklarını söylemek yeni bir fikir değil, ama yaşadığımız son 50 yıl içinde kişisel anlamda değişen, farklı deneyimler yaşayan, skandallarla gündeme taşınan, yaşadığı evrimleri müziğine yansıtan Michael Jackson’ın 50 yaşında hayata gözlerini yumduğunda artık ne 1970’ler ve 1980’lerdeki Michael Jackson olduğunu söylemek gerekli.
Neden ve nasıl öldüğü konusunda da hayranları tarafından hâlâ birçok rivayet ve komplo teorisi ortaya sürülen Michael Jackson, 5 yaşında başlayan 45 yıllık müzik kariyeri boyunca toplam 8 orijinal albüm piyasaya sürmüş, yüzlerce konser vermiş, onlarca ödül sahibi benzersiz bir yetenekti.
Hayatı hakkındaki ipe sapa gelmez fikirleri bir kenara bırakıp, bu sene 5. ölüm yıldönümünde onu anmak ve sanatını yaşatmak için hep birlikte o müthiş albümleri bir kez daha dinleyip paylaşalım.
Son olarak, Jackson’ın diğer birçok şarkısı gibi yaşadığımız dünyayla ve yönetim tarzıyla ilgili farkındalığını kendi hayat deneyimleriyle harmanlayarak ortaya koyduğu “They Don’t Care About Us” (1996) şarkısının sözlerini özellikle şu günlerde hatırlamanızı isterim:
“Beat me, hate me / You can never break me / Will me, thrill me / You can never kill me /Jew me, sue me / Everybody do me / Kick me, kike me /Don't you black or white me / All I wanna say is that / They don't really care about us .”
(“Döv beni, nefret et/ Asla haklayamazsın beni / İster emret, ister korkut / Asla öldüremezsin beni / Kazık at, dava aç / Herkes becersin beni / Tekmele beni, dışla beni / Sakın ha siyah ya da beyaz diye ayırma beni / Söylemek istediğim tek şey / Kimse umursamaz aslında bizi.”)