Polonya'lı yönetmen filmi ''...Adına''yı anlattı

Altın Lale Uluslararası Yarışma’nın bu yılki jüri üyelerinden yönetmen Malgoska Szumowska, Berlinale’de Teddy Ödülü kazanan filmi “...Adına” nın Pazar akşamı 21.30 seansındaki gösterimin ardından sinemaseverle buluştu.

cumhuriyet.com.tr

Geçen yıl festivalde Elles / Kadınlar adlı filmi gösterilen yönetmen Malgoska Szumowska´nın bu son filmi Polonya´da din ve cinsellik tartışmalarının odağına yerleşti.

Küçük bir kasabaya atanan genç bir rahibin arzularına yenik düşme hikâyesi olarak kabaca özetlenebilecek film yönetmeni ve eşi Baş rol oyuncularından Mateusz Kosciukiewicz’yu dinledik.

Ülkesi Polonya’da filmin tartışıldığını, kesinlikle sansüre uğramadığının, kendisinin de otosansür yapmadığını ifade eden Szumowska, “Filmde  kilise, eşcinsellik yer alıyor. Amacım bunlar üzerine yargıda bulunmak değil iki erkek arasında olan “sevgi” yi işlemekti. Bu sevgi üzerine bir filmdir”. Eşini eşcinsel rolünde oynatmanın zor olup olmadığı sorusuna ise, “Hayır, bu yarım saatlik bir sahneydi. Ve biz teknik sorunlarla uğraşıyorduk” diye yanıtladı. Daha önce tamamlamasa da tiyatro eğitimi almış, yoksul, sorunlu bie ailenin babasız oğlu rolünü çok iyi canlandıran eşi ise, “Malgoska’nın dediği kadar kolay olmadı, papaz rolündeki arkadaşla espiriler yaparak kendimizi rahatlatmaya çalıştık” sözleriyle rolün güçlüklerini dile getirdi.

Eşcinselliği değil sevgiyi ana tema olarak işleyen film bu bağlamda kadın, erkek ve gençte yalnızlık ve sevgi ihtiyacı ile ıslahanede yaşayan çocuk, öksüz çocuk, eğitim, inanç ve kilise arasındaki fark gibi birçok alt başlığı başarıyla iç içe, şiddete sapmadan  sokmuş.

  
…Adına’nın künyesi ve konusu

Yönetmen: Malgoska Szumowska / Oyuncular: Andrzej Chyra, Mateusz Kosciukiewicz, Lukasz Simlat, Maja Ostaszewska, Maria Maj, Tomasz Schuchardt, Kamil Adamowicz, Mateusz Gajko / Polonya / 2012 / DCP / Renkli / 96´ / Lehçe; Türkçe altyazılı
 
Rahip Adam (Andrzej Chyra) ıssızlığın ortasında bir yerde kilise cemaatinin başına geçer ve yoldan çıkmış genç çocuklar için bir merkez kurar. Yaklaşımı herkesten kabul görür, kasabalılar onu bağırlarına basar. Bir süre sonra, sıra dışı, sessiz bir genç adamla (Mateusz Kosciukiewicz) kurduğu yakınlık yüzünden, uzun süredir bastırdığı tutkuları ve taşıdığı ağır yükle yüzleşmek zorunda kalır. Kasabalıların en tatsız kuşkuları doğrulanırken Adam eşcinsel olarak tescillenir.