'Politikamızda kavga var, sanat yok'

Suna Kan, her konuda olduğu gibi sanat yaşamında da daha önce yapılan iyi işlerin devamının getirilemediği kanısında. Kan, günümüzde gençlerin klasik müzik konserlerini izlemediğinden de yakınıyor.

cumhuriyet.com.tr

Devlet sanatçımız Suna Kan’a göre bugün ne yazık ki ülkenin bir sanat politikası yok. Kan, sanat adına yapılan iyi işlerin de bir türlü devamının getirilemediğine dikkat çekerek “Televizyonda duyuyorum, sporcular da şikâyetçi. Onlar da spor politikasının olmadığından dert yanıyorlar. Normal politikamızda kavga var ama sanat, spor yok. Ayrıca devlet, sanatçılarımızın elinden de tutmuyor” diyor.

Cumhuriyet’e, bugün Türkiye’deki kültür-sanat yaşamını anlatan Kan, “ülkede her konuda olduğu gibi sanat yaşamında da daha önce yapılan iyi işlerin devamının getirilemediğine” vurgu yaptı. Kanı “Harika Çocuklar Yasası”nın da bugünlerde işlevini yitirdiğine dikkat çekerek “Yasa yürürlükten kaldırılmadı ancak onun da devamını getiremedik. Zaten yasanın tam anlamıyla işlerlik kazanabilmesi için yalnız büyükşehirlerde değil, Anadolu çapında da taramalar yapmak lazımdı. Belli bir çağdaşlığa ulaşmış ülkelerde bu böyledir. Devamlılık esastır” görüşünü dile getirdi. Kan, ülkedeki klasik müziğin yaygınlaştırılması için 1960 ve 1970’li yıllarda yapılanları da anlatarak bugünü şöyle değerlendirdi:

“Seneler öncesinde, 1960-1970’li yıllarda, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) yurtiçinde sayısız turneler gerçekleştirdi. Rahatlıkla söyleyebilirim ki o dönem Türkiye’nin 4’te 3’ünden fazla yerde, şehirlerde ve kasabalarda, konserler verdim. Sonra televizyon yaşamda yaygınlaştı. Bu programlar da aksadı. Daha sonra, Bilkent Üniversitesi, Anadolu’da konserler gerçekleştirdi. Bir dönem de dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say, kendi çabasıyla, piyanosunu yüklendi ve Anadolu’da konserler verdi. Çok yararlı bir iş yaptı Say. Ama çalışmalar orada kaldı.”

Kan, gençlerin bugün klasik müzik konserlerini takip etmediğinden de yakındı:

“Anımsıyorum. Küçük bir çocukken, bugün Mamak Belediyesi tarafından kullanılan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk devlet konservatuvarı binasında, CSO konserler verirdi. Her cumartesi günü akşamı yapılırdı bu konserler. İsmet Paşa da gelirdi o konserlere. Paşa konsere geldi mi, bakanlar, genel müdürler de icabet ederlerdi haliyle. Böylece insanlar alışırdı, alıştırılırdı klasik müzik dinlemeye. Şimdi ben pek çok gençle konuşuyorum. ‘Konserlere gidiyor musunuz’ diye soruyorum. ‘Çok gitmiyoruz, anlamıyoruz zaten’ diyorlar. Oysa anlamak şart değil, alışmak gerek.”

Kan, orkestraların eskiye oranla Anadolu’da daha az konser verdiğinin de altını çizdi. CSO’nun 1970’li yıllarda, Eskişehir ve Bursa’da her hafta konserler verdiğine dikkat çeken Kan, “Konserler devam etseydi, bugün Eskişehir’de gelinen noktaya daha önce varılırdı” dedi. Ülkenin “sanat politikasının olmadığına” da değinen Kan, “Televizyonda duyuyorum, sporcular da şikâyetçi. Onlar da spor politikasının olmadığından dert yanıyorlar. Normal politikamızda kavga var ama sanat yok. Devlet, sanatçılarımızın elinden tutmuyor” görüşünü dile getirdi.