Polisin saçlarını yolduğu Gülnaz Bozkurt: Boynumu kıracak sandım
Ankara Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” protestosunda, eylemciler gözaltına alınırken polis, görevlerinden ihraç edilen kamu çalışanlarına destek veren Gülnaz Bozkurt’un saçını yolmuştu. O günden bu yana eylemine devam eden Bozkurt, “Annem temizlik, babam taksicilik yaparak 4 kız okuttu. Emekçi bir ailem var. Tek isteğim bu korku imparatorluğunu hep birlikte yerle bir etmek” diyor.
Zehra ÖzdilekYüksel direnişine 20. gününde destek vermeye başlayan Bozkurt, oraya ilk gittiğinde kardeşinin arkadaşı Veli Saçılık ile karşılaştığını dile getiriyor. “Sorgulamaya başladım. Nuriye ve Semih’le tanıştım. Uğradıkları haksızlıkları öğrendim. Bir kaç gün geçmeden kardeşim de ihraç edildi. İzinli günlerimde ya da nöbet çıkışlarında gidip video çekiyordum. Medya kör, sağır olduğu için kendimiz direnişi yaymaya karar verdik. Gün geçiyordu ihraçlar çoğalıyordu. Acun hoca, Mehmet Dersulu Alev ve Malatya direnişçileriyle tanıştım; her birinin hikâyesi o kadar can yakıcıydı ki bu kadar güzel insanlara bunların yapılması çok ağırıma gidiyordu” diyor. Bu süreçte işini aksatacak ya da çalıştığı kuruma zarar verecek hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Bozkurt, şöyle devam ediyor: “Açlık grevi başladı. Çekim yapmayı bırakıp doğrudan eylemlere katılmaya başladım. Evime ve iş yerime polisler gelmeye başladı. İşyerime gelen polislerin işten çıkarılmam konusunda baskı yaptığını öğrendim. Yönetimin polislere ‘özel hayatı bizi ilgilendirmez bize yansıyan olumsuz bi getirisi yok’ dediğini öğrendim. Çalıştığım hastanede polislerle sıkça karşılaşır olduk. Bu yaptıkları gözdağıydı. Çünkü aynı zamanda Nuriye’nin açlık grevindeyken refaktçisiydim. Nasıl eridiğini, nasıl acılar içinde geceleri kalktığını bilen biri olarak tek bir geri adım atmadım.” İşten çıkarıldığı 28 Mart günü olanları anlatıyor: “Sabah işe gittim. İnsan kaynaklarından çağırdılar. Hastanenin avukatı ve uzlaştırma uzmanı olduğunu söyleyen biri daha vardı. Bana hastane bünyesinde küçülmeye gittiklerini söyleyip işime son verildigini açıkladılar. Oysa çalıştığım birime birçok yeni eleman alındı. İşten neden atıldığımı bildiğim için onur duyduğumu söyleyip hazırlanmış evrakları imzalayıp çıktım.”
Bir ton cezam var
İşten çıkarıldığının ertesi günü soluğu Yüksel’de alan Bozkurt, o gün gözaltına alınmış ve daha önce yaşamadığı özel bir işkenceye maruz kalmış: “Beni arabaya attılar. Sonra arkamdan yumruk atıldığını acılar içinde anlayıp arkamı döndüğümde bir polis saçıma yapıştı. O kadar öfkeli çekiyordu ki boynumu kıracağını düşündüm. Bütün saçlarımı avucuna dolamış olanca gücüyle çekiyordu. Saçlarımın derimden kopma sesini duydum. Kopma sesi kulağımdan gitmiyor. Başka bir polis ise sağ orta parmağımı ıssırıyordu. Bizi hastaneye götürdüler. İşkence izlerini tek tek yazdılar...” İşsiz olduğunu, üniversiteye hazırlanan bir oğlu olduğunu söyleyen Bozkurt, “Bu süreç nasıl geçer bilmiyorum. Ödemem gereken bir ton ‘kabahat’ cezam da var” diyor.