Polise SD karttan beraat

Rize Ağır Ceza Mahkemesi, 9 bin 103 polisin açığa alınmasına neden olan Garson adlı gizli tanığın savcılığa verdiği SD kartla (bilgisayar verisi depolama kartı) ilgili dikkat çeken bir karara imza attı.

Alican Uludağ

Bu kartta adı yer aldığı için hakkında FETÖ üyesi olmak suçlamasıyla dava açılan Ayten Y. adlı polisle ilgili davada beraat kararı veren mahkeme, hafıza kartı içinde polisle ilgili “FETÖ içerisinde olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen ancak bazı zaafları olan” şeklinde kodlanmasını örgüt üyeliği için yeterli bulmadı.

KHK ile ihraç edilen polis memuru Ayten Y. hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla Rize Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Eski polis memurunun örgüt üyeliği suçlamasına delil olarak Garson isimli gizli tanıkta ele geçirilen SD tipi hafıza kartında EA (FETÖ’de olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen, ancak bazı zaafları olan “himmet verme, kampa kalma, her çağrıldığında gelme, sigara, karşı cins, namaz” kişileri ifade ettiği) olarak kodlanması, bazı tanık ifadeleri aleyhine delil olarak gösterildi.

‘Ev oturması gibiydi’
Ayten Y. savunmasında, SD kartta yer alan hakkındaki kodlamayı kabul etmediğini belirterek, “Evdeyken herhangi bir sohbet, namaz kılma ve Fetullah Gülen’in kitaplarını okuma gibi bir durum olmadı, sadece ev oturması şeklinde çay içip oturuldu” dedi. Emniyet, dosyaya gönderdiği Veri İnceleme Raporu’nda, sanığın örgüt tarafından EA (FETÖ içerisinde olup ‘örgüt benim örgütüm’ diyen ancak bazı zaafları olan ‘himmet verme-kampa kalma-her çağrıldığında gelme-sigara-karşı cins-namaz’ kişileri ifade ettiği) olarak kodlandığını bildirdi. Mahkeme, yargılama sonucunda Ayten Y’nin beraatına karar verdi.

Gerekçeli kararda masumiyet karinesine dikkat çekilip özetle “Sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olup örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda hareket ettiğine dair mahkûmiyet kararı vermeye yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, yasal ve inandırıcı delilin elde edilemediği anlaşılmıştır. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Yüksek de olsa ihtimale dayanarak sanığın mahkûmiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir. Ceza Muhakemesi Hukukunun temel prensiplerinden birisi de şüpheden sanığın yararlanacağı ilkesidir” denildi.

Rize Cumhuriyet Başsavcılığı, “kanuna aykırı” olduğu gerekçesiyle beraat kararına itiraz ederek konuyu Samsun Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı.