'PKK'nin sol Alevi kesime baskı kurma çabası'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, PKK tarafından kaçırılan CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün insan hakları ve Alevi kimliği konusunda ileri söylemleri olduğunu belirterek, "PKK'nın bu eylemi, geçmişte Kürt meselesi üzerinde kurduğu baskıyı bugün sol Alevi kimliği çerçevesinde siyaset yapan kesimler üzerinde kurmaya çalıştığının göstergesi" diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

AKP MKYK'si öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ömer Çelik, CHP'li Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını ve PKK'nin izlediği yöntemleri değerlendirdi. Aygün'ün "Alevi kimliğini siyasallaştırarak siyaset yapan bir milletvekili" olduğunu beliren Çelik, "Bu milletvekilinin insan hakları ve alevi kimliği konusunda ileri söylemleri var. Aynı zamanda seçim döneminde PKK'nın baskısını yaşadığını söyleyen bir milletvekili" dedi.

PKK'nin öteden beri Alevi siyasileri ve kanaat önderlerini kendi müttefiki gibi göstermeye çalıştığını kaydeden Çelik, Aygün gibilerin PKK'ye mesafe koymasının PKK'yi rahatsız ettiğini ifade etti. "BDP bu stratejiye rağmen Tunceli'de istediği oyu alamadı. Arkasından da bir takım sol ve Alevi grupları kendi safına geçiremedi. Zaten muhafazakar Alevi kesimin üzerinde herhangi bir etkisi yok. Ama PKK'nın bir takım sol alevi kesimler üzerinde tasarrufta bulunma niyeti olduğunu kendileri de beyan ediyorlardı" diyen Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu yaparak geçmişte Kürt meselesi üzerinde kurduğu baskıyı bugün sol Alevi kimliği çerçevesinde siyaset yapan kesimler üzerinde kurmaya çalışıyor."

"Ergenekon'un yerine oturmaya çalışıyorlar"

PKK'ye yakın çevrelerin Kürt kimliğine karşı asimilasyon iddialarında bulunduğunu buna karşın hükümetleri döneminde tüm inkar, ret ve asimilasyon politikaları bitmesine rağmen PKK'nin "bin yıllık otantik Kürt kimliğini asimile etmeye çalıştığını" kaydeden Çelik, "PKK, dün eleştirdiği Ergenekon'un bıraktığı boşluğa oturmak istemektedir. Aynı stratejileri ve aynı siyasetleri uygulamaktadır" diye konuştu.

Referandum öncesi BDP farklı görüş sahibi siyasileri tehdit ettiğini, Ahmet Türk'ün kendileri gibi düşünmeyen Kürtleri ihanetle suçladığını hatırlatan Çelik, "Bu PKK'nın orada kurduğu asimilasyoncu, inkarcı, baskıcı ve Stalinist politikanın bir devamı" diye konuştu. PKK'nin bu politika çerçevesinde Alevi ve sol kimlikle siyaset yapan isimleri tasfiye ederek ya da baskı altına alarak doğuda kuruduğu Stalinist hakimiyeti Aleviler üzerinde de kurmaya çalıştığını ileri süren Çelik, "PKK 'gözaltına aldık, alıkoyduk' gibi ifadeler kullanarak bir 'mobil devlet' izlenimi vermeye çalışıyor. Ama ortada açık bir gerçek var. PKK'nın artık Kürt kimliğini savunması ya da Türkiye'de demokrasi ve özgürlük mücadelesi temelinde silaha sarıldığını söylemesi boşa çıkmıştır" ifadelerini kullandı. PKK'nin kendisine iş veren unsurların taşeronluğunu yapan bir yapı haline geldiğini anlatan Çelik, PKK'nin artık Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğinin kırılmasını amaçlayan odaklar tarafından kullanıldığını kaydetti. Şemdinli saldırısında Suriye bağlantısı konusunda açıklamalarının bazı çevrelerce gerçekçi bulunmadığını hatırlatan Çelik, "Körfez Savaşı zamanında ağır silahları Saddam Hüseyin'den almışlardı. 1991-1994 arasında Saddam aldığı silahlarla Kuzey Irak'ta hakimiyet kurmuştu. O zaman Türk ordusuyla Barzani birlikte PKK'yı Kuzey Irak'tan söküp atmıştı. Bugün çok açık bir biçimde Ortadoğu'da statükoyu destekleyen rejimler, bu statüko temelinde Türkiye'nin dış politika etkinliğine karşı olan rejimler PKK'yı desteklemeye çalışıyorlar" diye konuştu.

"CHP basiretsiz ve ferasetsiz "

CHP'nin TBMM Genel Kurulu'nu toplantıya çağırmasını da değerlendiren Çelik, CHP bu çağrıyla basiretsiz ve ferasetsiz davrandığını savundu. PKK'nin sözde eylem stratejisine göre gündem belirlemeye çalışmanın terörle mücadele konusunda zaafiyet ortaya çıkaracağını savunan Çelik, "Yapmaları gereken şudur, burada tok bir sesle tavır koymaktır" diye konuştu.