"PKK ve Öcalan siyasi muhatap değil"
Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin başkanlığını yaptığı Bağımsız Türkiye Komisyonu, ikinci Türkiye raporunda "Kürt Açılımı"nda PKK ve hapisteki Öcalan'ın meşru siyasi muhataplar olamayacağını söyledi.
cumhuriyet.com.tr2004 yılında kurulan ve Ahtisaari'nin yanısıra Fransa eski Başbakanı Michel Rocard, Hollanda ve İspanya eski Dışişleri Bakanları Hans van den Broek ve Marcelino Oreja ve Avrupa Komisyonu eski Üyesi Emma Bonino gibi tanınmış Avrupalı politikacıların görev yaptığı Bağımsız Türkiye Komisyonu, ikinci Türkiye raporu yayınladı.
"Avrupa'da Türkiye. Kısır Döngüyü Kırmak" başlığını taşıyan raporda çeşitli bölümlerinde Türkiye'nin reform sürecinde attığı adımlar ve eksiklikler, üyelik müzakerelerinde sorunlar ile bazı AB ülkelerinin Türkiye'ye takınan olumsuz tutumların yanısıra "Kürt sorunu", "Türkiye'nin Ermenistan açılımı", "İslam ve laik Türk devleti", "Kıbrıs", "Türkiye ve bölgesi" ile "Ekonomik dayanıklılık" gibi konular da değerlendiriliyor.
Katılım sürecinde Türkiye'ye eşit muamele yapılması gereğine vurgu yapıldığı raporda "Avrupa'dan gelen olumsuz tepkilerin, Türkiye'ye Avrupa kapılarının açık olmadığı izlenimi verdiğinin altı çiziliyor. Bazı AB ülkelerinin "imtiyazlı ortaklık" taleplerine değinilirken de, "Ahde Vefa" ilkesine uyumun taşıdığı önemine işaret ediliyor.
Raporda "Üyelik alternatif başka düzenlemelerin söz konusu olması, Türkiye'ye verilen sözün tutulmaması demektir" uyarısı da yapıldı. Raporda "Türkiye'nin AB'ye girmesini engellemek isteyen Avrupalı siyasetçiler genellikle kendi ülkelerindeki kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan yaklaşımları izlemeye çalışıyorlar" deniliyor.
AB ülkelerine sert PKK eleştirisi
BTK, raporunun "Kürt sorunu" ile ilgili bölümünde Türkiye'nin Kürt vatandaşlarını kimin temsil ettiği sorusunun kolay bir cevabının bulunmadığını belirtirken, "PKK ve hapisteki Öcalan meşru siyasi muhataplar değillerdir ve Türkiye'de gelecekte yasal olarak var olamayacak kadar çok terör eylemi gerçekleştirmişlerdir" ifadesi kullanıyor. Raporda PKK'nin kullandığı yöntemler ve gerçekleştirdiği terör eylemlerin suç oluşturduğuna dikkat çekiliyor.
AKP'nin çabaları ile ilgili olarak "AKP Kürtlerin durumunu iyileştirme konusunda bugüne kadarki bütün hükümetlerden daha fazla yapmıştır" diyen BTK, Kürtlere yönelik bazı yasakların kaldırılması gibi "olumlu gelişmelerin her zaman Avrupa tarafından takdir edilmediği" eleştirisine de yer verdi. Komisyon ayrıca AB devletlerinin bazılarının PKK ile ilgili tutumlarını da kınanırken şunları söyledi:
"Bazı AB devletleri, istihbarat birimlerinin bilgi karşılığı örgütün elemanları ile anlaşmalar yapmasına izin vermiş, bilinen PKK elemlerinin AB üyesi ülkelerin kanunlarını çiğnedikten sonra adaletten kaçmalarına göz yunmuş ve bu kişilerin Türkiye'ye geri gönderilmesi veya ilgili ülkede mahkemeye çıkartılması konusunda Türkiye ile işbirliğinden kaçınarak PKK'ya çok müsamaha göstermiştir."
Diaspora radikal davrandı
BTK, raporunda Türkiye'nin Ermenistan açılımı da üzerinde duruluyor. "Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde yapılan mezalim ile hiçbir zaman yüzleşmedi" savına da yer verildiği değerlendirmede diasporanın "soykırım"ın tanınması talebinde "ısrarcı olmak konusunda radikal davrandığı"na, diaspora teröristlerin Türk diplomatlarını hedef alan saldırıların sonucunda 30 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekiliyor.
Bazı ülkelerde parlamentoların aldığı "soykırım" kararların olumlu bir katkı yapmadığı, daha çok "iç siyasi baskılar ürünü" olduğu vurgulanan raporda Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik olarak geçen Nisan ayında geniş bir çerçevede mutabık kalındığı da belirtilirken de ilişkilerin normalleşmesinin "geçmiş ile uzlaşmayı kolaylaştıracak" görüşü savunuluyor. Raporda iki ülke cumhurbaşkanlarının "önemli bir siyasi cesaret"i göstererek "tabuları kırdıkları" da ifade ediliyor.
İslam ve Laik Türk Devleti
Laik Türkler ve bazı Avrupalıların son yıllarda Türk toplumunun giderek artan bir biçimde "İslamlaştığını" düşündüğü kaydedilen raporda "Kent merkezlerindeki başörtülü kadın sayısı artmış görünmektedir ve muhafazakar semtlerde artık başın ve vücudun tamamını kapatan çarşafın kullanımı daha yaygın hale gelmiştir" deniliyor.
AKP hükümetinin "gizli gündem"i olduğu savlarına da dikkat çekilirken Anayasa Mahkemesi'nin kararı da üzerinde duruluyor. AKP'nin bu konudaki görüşlerinin de aktarıldığı raporda başka ülkelerde gibi Türkiye'de de dinin öneminin arttığı belirtildikten sonra şu yorumu yapıldı:
"Türk toplumu şu anda laik bir temel üzerinde oturmaktadır. Tarihsel olarak ülkenin gittiği yönü belirleyen batı kentlerindeki halkın 2007'de laik ilkeleri desteklemek amacıyla barışcı gösteriler yapmaları ve 2009 belediye seçimlerinde laiklik savuncusu partilere güçlü bir şekilde destek vermiş olmaları, bunu bir kez daha göstermiştir."
Kıbrıs ile ilgili bölümde adadaki sürecin başarısız olması halinde Türkiye ile üyelik müzakerelerin tamamen durabileceği uyarısı da yapıldığı raporda Kıbrıs'ta çözüm olmamasının tüm taraflar için bir maliyeti olacağı, adanın bölünmesinin AB içinde de "çok bölücü" etki yapacağına dikkat çekildi.
BTK raporunda Türkiye'nin bölgedeki sorunların çözümüne yönelik girişimlere de değinilirken de "Türkiye olmadan AB'nin bölgedeki işi çok daha zor olur" değerlendirmesi de yapıldı