Piyasalarda ana endişe AKP’nin terör oyunu
İsviçreli UBS’ye göre piyasaların en büyük endişesi ne Fed ne de IŞİD-PKK. Ana risk AKP’nin askeri harekâtı kullanarak koalisyon sürecini etkilemesi ve ülkeyi erken seçime götürmesi
Pelin ÜnkerSeçim sonrası koalisyon hükümetinin henüz kurulamaması ve artan erken seçim ihtimali piyasalar üzerinde etkili olmayı sürdürürken bugün gözler Moody’s’in Türkiye için yapacağı not güncellemesinde. Nisan ayında yaptığı yılın ilk değerlendirmesinde, Türkiye’nin notunu güncellemeyen kuruluşun ajandası bu kez iç ve dış risklerin yükseldiği bir döneme denk geldi.
Dört taraf risk
Türkiye piyasaları yurtdışında Fed’in yıl bitmeden faiz artırımına başlaması, Yunanistan’daki borç krizi ve jeopolitik gerginlikler; yurtiçinde siyasi belirsizlik, terör ve ekonomik kırılganlıklar gibi pek çok sorunla karşı karşıya. Yurtdışı ve yurtiçinden piyasa uzmanları, bu risklerin hangilerinin piyasalar üzerinde daha etkili olduğunu ve Moody’s’in not kararının bundan nasıl etkilenebileceğini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Uzmanlara göre pek çok risk içinde siyasi belirsizlik ortamı başı çekiyor. Asıl önemli endişe ise hükümetin askeri harekatı kullanarak AKP’nin popülerliğini artırması ve erken seçime gidilmesi. Moody’s’ten ise şu an için not indirimi beklenmiyor. Bir sonraki gözden geçirme tarihi olan 4 Aralık’ta indirim gelebilir.
İsviçre’nin en büyük bankası UBS’nin Gelişmekte Olan Piyasa Stratejileri Direktörü Geoffrey Dennis, Türkiye piyasaları için şu öngörülerde bulundu:
Gelişen ülke piyasaları içinde Türkiye piyasalarının karşılaştığı iki büyük risk var. Bunlardan birincisi siyasi. Türkiye’de koalisyon hükümetinin kurulması zor görünürken erken seçim olasılığı artıyor. İkincisi de Türkiye, ABD faizlerinin yükselişine karşı savunmasız.
Koalisyona etki
Lira üzerinde etkili olan ana jeopolitik risk, bizim görüşümüze göre, koalisyon hükümeti kurmakla igili zorluktan kaynaklanıyor. Ortadoğu’daki tüm kargaşa göz önüne alındığında Türkiye’nin IŞİD’e, PKK ya da Kürtlere müdahalesinin hiç biri tek başına büyük bir olumsuzluk teşkil etmiyor. Bu olaylar koalisyon kurma sürecini etkiliyor. Bu daha büyük bir endişe. Yıl içinde yeni bir seçim ihtimali artarken hükümetin askeri harekâtı AKP’nin popülerliğini tekrar artırmak için kullandığına dair bir olasılık var.
Yurtdışında ise Fed Türkiye üzerinde en büyük risk. Türkiye’nin hala yüksek bir cari açığı var ve sıcak paraya bağımlı. Cari açık sıcak parayla finanse ediliyor. Bu da Fed’e karşı kırılganlığı artırıyor.
Not ‘şimdilik’ inmez
Dennis, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, mevcut riskler nedeniyle oldukça muhtemel gözükse de, Türkiye’nin notunu şu an itibariyle düşürmesini beklemediklerini söyledi. Dennis, “Derecelendirme kuruluşları gecikmeli göstergeleri yansıtır. Piyasaların zayıflığı, yakın zamanda gerçekleşebilecek herhangi bir not indiriminin zaten bu yıl büyük ölçüde fiyatlandığını gösteriyor” dedi.
4 Aralık kritik
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi de not indirimi beklemiyor. Bürümcekçi, şöyle konuştu: “Görünüm negatifte olmasına rağmen bu gözden geçirmede not indirimi gelmesini beklemiyoruz. Yatırım yapılabilir kategorisi önemli bir eşik olduğundan derecelendirme kuruluşlarının kararlarını normale göre daha dikkatli ve ihtiyatlı olarak almalarını bekleriz. Bir sonraki gözden geçirme tarihi olan 4 Aralık daha kritik bir tarih olabilir.”
Bürümcekçi, not indirimi gelirse siyasi belirsizliğin uzayacağını belirtti. Bunun da Türkiye üzerindeki riskleri artıracağına dikkat çekti. Bürümcekçi piyasalardaki riskleri şöyle değerlendirdi:
Türkiye’de siyasi belirsizlikler yüksek ve dış borç ödeme kapasitesi kırılgan. Brezilya’nın yatırım yapılabilir ülke notunu kaybetme ihtimalinin artması da aleyhimize bir gelişme. Avantajlar ise güçlü mali performans, sağlam bankacılık sistemi ve petrol fiyatlarının düşüş eğiliminde olması.
Kaçış hızlanır
Not indirimi halinde piyasalar negatif etkilenecek. Zaten bir süredir TL cinsi varlıklar yoğun satış baskısı altındaydı. Kesin olan yatırımcı tabanının daralacak olmasıyla beraber piyasaların daha dalgalı olacağı ve sıcak para hareketlerine daha fazla mahkum olacağı.
Son yıllarda zaten daha düşük bir platoya gerileyen büyüme hızının daha da düşerek istihdam artışlarını engellemesi durumunda yurt içinde çarkların dönmesi çok zorlaşabilir.
Ağır satış baskısı
Piyasalar üzerinde koalisyon belirsizliği, çözüm sürecinin sekteye uğraması ve jeopolitik riskler net bir şekilde olumsuz etkide bulunuyor, kimisi kısa vadeli kimisi ise orta vadeli görünüm üzerinde daha kalıcı etkiler gösterme potansiyeline de sahip. Her ne kadar küresel piyasalar Fed’in faiz artırım sürecine 2013’e göre daha hazır görünse de, bu faktörlerde görünümün daha da negatife gitmesi, özellikle finansal piyasalarda ağır satış baskısı olarak kendini gösterebilir.