Pırlantada butik tasarım modası

Geçmişte zenginlik simgesi sayılan pırlanta takıların, zincir mağazaların seri üretimi sonucu her bütçeye uygun hale gelmesiyle üst gelir grubu alıcıların, kişiye özel butik tasarımlara yöneldiği bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

İzmir'de 70 yıllık baba mesleğini sürdüren mücevherci Erhan Özusta, Türk kadınının, yıllar boyunca elmas ağırlıklı takılar tercih ettiğini, elde yapılan tek üretim mücevherlere ilgi gösterildiğini belirtti. Yıllar içinde kuyumculukta önemli değişimler yaşandığına işaret eden Özusta, ''Kuyumculuk geniş bir alana yayıldı. Zincir mağazalarla birlikte seri ve fabrikasyon üretimler yapılmaya başlandı. Bununla birlikte pırlanta daha kolay ulaşılır hale geldi'' dedi.

Günümüzde pırlanta gibi değerli taşlarla işlenmiş mücevherlerin, seri üretimle birlikte çeşitli gelir gruplarına hitap eder hale geldiğine anlatan Özusta, şunları kaydetti:
''Zaman içinde teknolojinin de gelişimiyle alım gücü değişti, dünya globalleşti, tüm dünyadan ürün alır hale geldik. Bununla birlikte pırlanta bence biraz değerini yitirdi. Zincir mağazalarda, aldığımız takıdan yüzlerce, binlerce üretiliyor. Son yıllarda çok daha günlük, çalışan kadının çok kolayca taksitle alıp, işe giderken dahi takabileceği bir takı kültürü ortaya çıktı. Bu çok güzel, çünkü takıyı daha gündeliğe indirebildik. Eskiden takılar alınırdı, belki özel bir günde takılırdı sonra kasaya kaldırılırdı. Artık böyle bir şey yok, daha kolay elde ediliyor, daha kolay takılıyor ve sürekli el altında bulunduruluyor. Kadınlar, günlük kıyafetine göre bir gün siyah taşlı bir yüzük, bir gün mavi taşlı bir yüzük takıyor. Mücevher sektörü, fiyatlandırma konusunda bijuteri takılarla yarışır hale geldi.''
 

Butik mücevhercilik

Özusta, bununla birlikte pırlanta takılara kolay ulaşılmasının, üst gelir grubu alıcıları mücevherde farklı arayışlara yönelttiğini belirten Özusta, şöyle devam etti: ''Eskiden meslek grubumuzda sarraflar ve kuyumcular vardı. Sarraf, 22 ayar altın, Reşat altın, bilezik, kuyumcu ise pırlantalı takı satardı. Bugün baktığımızda ise sarraf, kuyumcu ve mücevherci olduğunu görüyoruz. Gerçek mücevher, tek olan, elde yapılan, evlatlarınıza kalan takılardır. Kuyumculukta ise çok büyük cirolu büyük firmalar söz konusu. Takının butik olması ürüne özellik kazandırıyor. 1 karatlık bir pırlantanın, 100 ayrı fiyatı var. Aynı taşı, 500 dolara da 50 bin dolara da alabilirsiniz. Üst gelir grubu, butik, özel üretilmiş mücevher alarak, kendini bu şekilde ayırıyor.''

2012'nin taşı pembe kalsedon

Mücevher modası hakkında da bilgiler veren Erhan Özusta, bundan 70 yıl önce elmasla çalışılan pembe altının, son 5 yıldır modern tasarımlarla yeniden tüketicilerin gözdesi olduğunu, günlük yaşamda çok tercih edilir hale geldiğini söyledi. Takıların, çağın kadın modasının önemli bir parçası haline geldiğine dikkati çeken Özusta, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Takı tasarımında, doğal taşlar arasından her yıl farklı bir taş moda oluyor. Kimi yıl pembe taş, mavi ametist ya da topaz gibi. Her yıl bu moda değişiyor. Bugün yaygın kullanılan pembe altın, modern tasarımlarla günlük kullanımda önemli bir yer tutuyor. 2012'de de doğal taşlarda yumuşak renkler ön plana çıkıyor. Özellikle pembe kalsedonu sıklıkla kullanıyoruz. Altında yaygın kullanılan renk pembe altın olduğundan, 2012'de pembe altınla uyumlu yumuşak renklerle çalışıyoruz.''

Tüketicinin talepleri doğrultusunda takı tasarımlarında değişimler yaşandığını, ancak belli serilerin her zaman revaçta kalacağını anlatan Özusta, ''Burç simgeleri, nazar boncuğu, isim kolyeler ve resimli kolye serileri her zaman olacak. Üst takı grubu devam edecektir ancak hafif takılar ise her zaman satışta olacak'' dedi.