''Pippa Bacca" davasında şok gelişme

İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina Di Marineo davasında cinayetten yargılanan tutuklu sanık ifade değiştirdi. Sanık, Bacca cinayetini tehditle üstlendiğini, cinayeti kendilerini takip eden 3 kişinin işlediğini savundu.

cumhuriyet.com.tr

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde aracına aldığı ''Pippa Bacca'' ismiyle tanınan İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina Di Marineo'yu tecavüz ettikten sonra boğarak öldürdüğü iddia edilen Murat Karataş'ın yargılanmasına devam edildi.

Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' istemiyle yargılanan tutuklu sanık Murat Karataş (39), ''Pippa Bacca''nın ablası müşteki Antonia Giuseppina Beatrice Pasgualina Di Marineo, avukatı Mehmet Eke katıldı.

Mahkemede ilk kez ifade veren Marineo, kızkardeşi ''Pippa Bacca''nın nişanlısı Gıovannı Chıarı'ya cep telefonu aracılığıyla sürekli SMS gönderdiğini, bu sayede nerede olduğunu öğrendiklerini söyledi.

Gıovannı Chıarı'nın 31 Mart 2008'de ''Pippa Bacca''dan haber alamadığını kendilerine söylediğini ifade eden Di Marineo, ''Biz de ailesi olarak kuşkulandık, bunun üzerine Türkiye'ye geldim, İtalyan Konsolosluğu'na uğradım. Oradan kız kardeşimin güzergahını öğrendim. Son olarak görüldüğü benzin istasyonunda karşılaştığım polis memurları olayı ilettiler'' dedi.

Birkaç gün sonra polislerin kendisine cesedin bulunduğunu ilettiklerini dile getiren Di Marineo, ''Cesedi teşhis ettim. Ablamın yüz ifadesi büyük korku ve şaşkınlık yansıtıyordu. Polisle yaptığım görüşmede ablamın tecavüz edildikten sonra hunharca öldürüldüğünü öğrendim. Failden şikayetçiyim. Bu tip düşünce sahiplerine örnek olacak en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum'' diye konuştu.

 

Adli Tıp Raporu

Mahkeme Heyeti Başkanı Fazlı Aksoy, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı raporun mahkemeye ulaştığını, dava dosyasına konulduğunu söyledi.

Rapora göre, maktulün, birden çok kişi tarafından tecavüz edildikten sonra öldürüldüğünün anlaşıldığını bildiren Aksoy, bu konuda Di Marineo'ya görüşünü sordu.

Raporla olayın ne vahamette olduğunun görüldüğünü belirten Di Marineo, ''Sanık da anlaşılıyor ki gerçeği olduğu gibi anlatmamıştır. Ümit ederim ki tecavüz eden diğer kişileri adalet bulur ve cezalandırır'' dedi.

 

Sanık Karataş ifadesini değiştirdi

Daha önce suçu itiraf eden sanık Murat Karataş, ''Pippa Bacca''yı Gebze yakınlarında yolda gördüğünü, elinde Ankara yazan tabela bulunduğunu belirtti.

''Pippa Bacca''yı arabasına aldığını, TEM Otoyolu'na çıkarak İzmit yönüne doğru ilerlediğini ifade eden Karataş, şunları söyledi:
''Arkamızdan beyaz renkli, plakası olmayan bir minibüs bana sellektör yaptı. Acaba yanlış bir hareket mi yaptım diye düşündüm. Aynı araç beni bir iki yerde sıkıştırdı. En son İzmit yakınlarında tünellerden birinde minibüs önümü kesince durdum. Minibüsten ellerinde tabanca olan 3 kişi yanıma geldi. Tünelin içi karanlıktı, eskallerini belirleyemedim. Araçtan indim, anlamadığım bir şeyler söylediler. Ensemde bir ağırlık hissettim. Kendime geldiğimde maktulün cesedinin bulunduğu yerde, ormanlık alandayım. Arabamın dışında çimenlerin üzerinde yatıyorum. Maktul de aracın arka koltuğunda çıplak vaziyette yatıyordu, elbiseleri de koltuğun arasına sıkıştırılmıştı. Olay üzerime kalmasın diye cesedini çalılıklara bıraktım.''

Karataş, daha sonra olay yerinden ayrıldığını, aracını temizlerken koltuğun altında kamera, fotoğraf makinesi ve cep telefonu bulduğunu, ardından Çerkezköy'e gittiğini anlattı.

Araçta bulduklarını atmayı planladığını, ancak bu sırada polisin kendisini yakaladığını söyledi.

''Pippa Bacca''ya kimin tecavüz ettiğini, kimin öldürdüğünü bilmediğini savunan Karataş, bunları soruşturma aşamasında da anlattığını, ancak kendisine inanmadıklarını söyledi.
Raporun Adli Tıp Kurumu'ndan gelmesini beklediğini dile getiren Karataş, ''rapora göre, maktulün birden fazla kişi tarafından ırzına geçildiği yolundaki tespitin takdiri mahkemenindir'' dedi.

 

"Cep telefonu kayıtları incelensin" talebi

Mahkeme heyetinin, maktulün giysileri ve bedeninden alınan sperm örneklerinde sanığa ait DNA örneklerinin tespit edildiğini hatırlatması ve düşüncesini sorması üzerine Karataş, bu tespiti kabul etmediğini belirtti.

Adli tıp raporuna göre olaya Karataş'ın dışında birkaç kişinin daha karıştığının anlaşıldığını dile getiren müdahil avukatı Mehmet Eke, mahkeme heyetinden olayın ardından sanığın cep telefonu ile olaya karışan diğer kişileri aramış olabileceğini, bu kişilerin tespiti için sanığın kullandığı cep telefonlarının kayıtlarının belirlenmesini istedi.
Avukat Eke'nin maktule ait fotoğraf makinesindeki fotoğrafların kim tarafından silindiği yönündeki soruya sanık Karataş, makineyi aldığında fotoğrafların silinmiş olduğunu, SIM kartını maktulun telefonuna kendisinin değil, birlikte yaşadığı kadının taktığını söyledi.
Sanığın tutukluluk halinin devam etmesini talep ettiklerini dile getiren Avukat Eke, ''Sanığın son anlattıkları geniş bir hayal gücüne sahip olduğunu göstermektedir'' dedi Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, sanığın tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti başkanı Fazlı Aksoy, TEM Otoyolu'nda olayın geçtiği güzergahta kamera olup olmadığının araştırılmasına, varsa kayıtlarının istenmesine, Gebze Ağır Ceza Mahkemesi'nce ifadesi alınan tanık Fatma Tekgül'ün ifadesinin beklenmesine, sanığın beyanında geçen telefon numaralarının kendi adına kayıtlı olup olmadığının, ayrıca adına kayıtlı başka telefon bulunup bulunmadığının telefon operatörlerinden sorulmasına ve görüşme kayıtlarının istenilmesine karar verdi.

Aksoy, sanığın birlikte yaşadığı kadının cep telefonunun bulunup bulunmadığını sorulmasına, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu gözününde bulundurularak sanık Murat Karataş'ın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

 

İddianame

Gebze Cumhuriyet Savcısı Kemal Bayık, Milano'dan sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile 8 Mart 2007'de ''barış ve güven'' mesajı verme amacıyla gelinlikle yola çıkan, Balkan ülkeleri ve Türkiye üzerinden kara yoluyla otostop yaparak Tel Aviv'e ulaşmayı hedefleyen İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina Di Marineo'yu Gebze yakınlarında tecavüz ettikten sonra boğarak öldürdüğü iddia edilen Murat Karataş hakkında ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' istemiyle hazırladığı iddianameyi Gebze Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Gebze Ağır Ceza Mahkemesi, dava dosyasını, olayın meydana geldiği TEM Otoyolu Dilovası Tüneli'nin doğu kısmının Gebze ilçesi sınırları dışında kalmasından dolayı görevsizlik kararıyla Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi.

İddianamede, Di Marineo'nun Silvia Moro'dan İstanbul'da ayrıldığı, Ankara'ya gitmek için üzerinde gelinliğiyle Gebze'de D-100 kara yolunda otostop yaptığı sırada İzmit yönüne giden Murat Karataş'ın Di Marineo'yu aracına aldığı, seyir halindeyken Marineo'nun zanlının fotoğrafını çektiği belirtildi.

TEM Otoyolu'ndan İzmit'e giderken Karataş'ın Di Marineo'nun bacaklarını tuttuğu, Marineo'nun karşı koyduğu ifade edilen iddianamede, Karataş'ın İzmit'e varmadan tünelde aracı durdurduğu, inmek isteyen Marineo'yu saçından çekip içeri aldığı, ırzına geçtikten sonra kendisini şikayet eder korkusuyla boğazını sıkıp öldürdüğü kaydedildi.

Karataş'ın daha sonra İzmit gişelerinden çıkış ve ardından giriş yaptıktan sonra Gebze'ye yöneldiği, Dilovası gişelerinden çıkarak Demirciler köyü ormanlığına geldikten sonra maktulün üzerindeki parayı, cep telefonunu, fotoğraf makinesini, kamerasını, pasaport ve kimliğini aldığı, üzerindeki gelinliği çıkarıp cesedi ormana, gelinliği cesetten uzak bir yere attığı, eve gidip kimlik ve pasaportu yaktığı, fotoğraf makinesi ile kameradaki kayıtları sildiği belirtildi.

 

Cep telefonuna kendi sim kartını takınca yakalandı

Karataş'ın maktulden aldığı cep telefonuna kendi sim kartını takıp kullandığı, daha sonra cep telefonunu sattığını ifade edilen iddianamede, Karataş'ın, cep telefonu kayıtlarının araştırılması sonucu yakalandığı, işlediği tüm suçları kabul ettiği, yer göstermesi üzerine cesedin bulunduğu, maktule ait cep telefonu, fotoğraf makinesi ve kameranın da ele geçirildiği bildirildi.

Cumhuriyet Savcısı, sanık Murat Karataş'a ''nitelikli cinsel saldırı, cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, bir suçu gizleme veya başka bir suçun delillerini gizleme veya yakalanmamak amacıyla öldürme ve hırsızlık'' suçlarından ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası'' verilmesini istiyor.

 

Bacca'nın ablasının açıklamaları

Kocaeli'nin Gebze ilçesi yakınlarında tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen ''Pippa Bacca'' ismiyle tanınan İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina Di Marineo'nun ablası Antonia Giuseppina Beatrice Pasgualina Di Marineo, kız kardeşine birden fazla kişinin tecavüz ettiği iddialarıyla ilgili olarak, ''Ne diyeceğimi bilemiyorum, olmaması gereken bir şey oldu'' dedi.

Müşteki konumundaki Marineo, bugün görülecek duruşmaya katılmak üzere geldiği Kocaeli Adliyesi'nde tercüman aracılığıyla gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun ''kız kardeşine birden fazla kişi tarafından tecavüz edildiği'' yönündeki raporu hakkında avukatları Mehmet Eke tarafından bilgilendirildiğini anlatan Marineo, ''ne diyeceğimi bilemiyorum, olmaması gereken bir şey oldu'' diye konuştu.

Bir gazetecinin ''Pippa Bacca'nın Milano'dan yola çıktığı sırada böyle bir endişeniz var mıydı?'' şeklindeki sorusuna Marineo, ''böyle bir endişemiz yoktu. Ben de daha önce otostopla çok yolculuk yaptım'' yanıtını verdi.

''Türklere karşı ne hissettiği'' sorulan Marineo, ''Türklere karşı kesinlikle bir kırgınlığımız yok. Hatta Türk polisi başarılı ve etkin çalıştı. Adaletin iyi işlemesini umut ediyorum. Bu tür olayların olmaması için bu davadan caydırıcı bir karar çıkmasını bekliyorum'' dedi.

Çantasının üzerinde İtalyanca, kız kardeşine hitaben ''seni çok seviyoruz, hala kalbimizde yaşatıyoruz'' yazıları yer alan Marineo, ''Pippa Bacca''nın sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile ''barış ve güven'' mesajı verme amacıyla yola çıktığı 8 Mart 2007'nin ikinci yıl dönümünde, İtalya'nın Verona kentinde ''Pippa Bacca''nın seyahat ettiği ülkelerde çektiği fotoğraflar ile aldığı eşyalardan oluşan sergi açmayı palanladıklarını ifade etti.

Marineo, sergiyi daha sonra aralarında İstanbul'un da bulunduğu farklı ülkelerin kentlerinde açmayı düşündüklerini, böylece kız kardeşinin barış yolculuğunu tamamlamayı amaçladıklarını kaydetti.