"Perakende sektöründe birçok birleşme olacak"
Real Hipermarketler Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, kriz koşullarında taşların yerinden oynadığını belirterek "Bu ortamda Türkiye'de de dünyada da, perakendenin koşulları o kadar hızlı değişiyor ki; artık yeni şeyler söylemek gerekiyor. İş yapma biçimlerini sorgulamak gerekiyor. Dün doğru bildiklerimiz artık doğru olmayabilir. Ekim ayından beri zarlar her gün yeniden atılıyor. 2009'da kazananlar ve kaybedenler de yeniden belli olacak" dedi.
cumhuriyet.com.trReal Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan, 2008 sonundan itibaren piyasadaki gelişmelere yıllık bütçe çerçevesinde değil üç aylık,aylık ve hatta haftalık planlar içinde dinamik bir süreçte baktıklarını söyledi. Özerkan, "Sadece A planı değil, Plan B, Plan C şeklinde üç tane planımız var. Ocak ayını planımız dahilinde geçirdik. Şubat, Mart'ı da değerlendirip 2009 için en uygun paketi uygulamaya koyacağız. Kapsamlı bir pazar ve tüketici davranışı araştırması da yapıyoruz. Araştırma sonuçları bizim genel oyun planımızı değiştirmez. Uygun fiyatlar, bir takım kategorilerde en iyi olmak, farklılaşmak ve alışverişi insanlar için daha neşeli hale getirmek temel hedefimiz" diye konuştu.
"Birleşmeler artacak, kim gider kim kalır bilemem"
Diğer sektörlerde olduğu gibi gıda perakendesi alanında da birleşmelerin gündeme geleceğini ifade eden Özerkan, "Kim kalır kim gider anlamında, sihirbaz ya da falcı gibi dört-beş sene sonrasını söylemek çok güç. Tüm dünyada perakende sektöründe birleşmeler artacak. Büyük oyuncular birleşecek. Her zaman lokal oyuncular da olacak. Finansal yapısı güçlü olmayan, müşteri ile bütünleşik olmayan ve değişen şartlara uyum sağlamayan zincirlerin işi zor olacak. Türkiye'de de birçok birleşmeler olacak. Ama kim kimle birleşir, nasıl birleşir o konuda bir şey söylemek gerçekten zor. Birleşmeler tüketicinin aleyhine sonuç yaratmamalı. Birleşmeyi basit bir aritmetik model olarak görmemeli. Dünyada o kadar örnek var ki birleşip de onu hazmedemeyen ve kendi şirketinin değerini kaybeden. Birleşme olsun ya da olmasın demek zaten mümkün değil. Pazar kendi yönünü belirler" dedi.
"Genç mağazalar kurtarıcı oldu"
Özerkan, "Mağazalarımızı değiştiriyoruz. Biz 2007-2008'de açtığımız yeni mağazalarımızın çok avantajını gördük bu kriz ortamında. Bir yaşın altındaki genç mağazalar aslında daha geç performans gösterirler. Onların birinci seneleri emekleme dönemidir. Ancak bu genç mağazalar bizim performansımızı pozitif olarak etkiledi. Bir takım şehirlerde özellikle Bursa'da tüketicilerdeki değişimi ciddi oranda hissettik olumsuz anlamda. Ancak İstanbul'da hissetmedik, bunda genç mağazaların etkisi bir hayli önemli oldu. Bir yerde bizim için kurtarıcı oldular. Bir yaşından beklenmeyen performans gösterdiler. Ümraniye, Beylikdüzü, Etlik gibi genç mağazalar beklentimizin üzerinde iş hacimlerine ulaştılar. Örneğin Ümraniye'de 2.5 milyon insan var. Oradaki potansiyeli ortaya çıkaracak yeni bir fiyat pozisyonu alarak müşteri kazandık. Beylikdüzü, Etlik için de böyle" dedi.
"Ucuz ürünlerin satışı yüzde 60 arttı"
Real'in son dönemde gerçekleştirdiği kampanyalar hakkında bilgi veren Özerkan şunları söyledi:
"Kampanyamızda ucuzluk için birlik olduk teması var. 1,11 ve 111 Lira gibi yeni kampanyalar başlattık. Ucuza zaten bir yöneliş var ve biz de ucuz ürünü sunuyoruz. Bütün sene bu ürünleri en ucuz biz satacağız dedik. Ucuz ürünlerin satışları yüzde 60 artmış durumda. Bu ürünlerin toplam ciro içindeki payı da eskiden yüzde 4-4.5 iken yüzde 10'a geldi. İnsanlara bir takım promosyonlar hazırlıyoruz ki daha az enerji kullanabilecekleri, enerjiden kazançlı çıkabilecekleri ürünler olacak bunlar.Sadece satarken değil, satın aldıktan sonra da ev harcamalarınızı nasıl düşürebilirsiniz mantığında ürünler satacağız."
"Aileler krizin etkisini çocuklarına hissettirmek istemiyor"
Özerkan, çocuklara yönelik ürünlerin satışlarında bir düşüş gözlemediklerini belirterek, "Çocuk ürünlerinde bir değişim hissetmiyoruz. Sanırım aileler krizin yarattığı olumsuz etkileri çocuklara hissettirmemeye çalışıyorlar. Örneğin sihirli yumurta, cips vb çocuk ürünlerinde bir etkilenme görmüyoruz. Çocuk bezlerinde bir artış var. Çok promosyon yaptık. Mamalarda değişim yok. Çocuk tekstilinde durum iyi. Çocuk tekstilinde indirimlere çok erken başlamamızın da bu durumda olumlu etkisi de oldu sanırım. Fiyatların caydırıcı olmaması lazım, aileler alış veriş yaparken yanlarında çocuklarının da isteklerini de rahatlıkla karşılayabilmeliler. Alışveriş ortamı ve fiyatlar aileleri çocuklarını alışverişe birlikte götürmekten caydırmamalı" dedi.
"Hipermarket kültürünü, pazaryeri kültürüyle birleştireceğiz"
Özerkan, yeni dönemde hedef kitleyi daha da genişlettiklerini ve yaygınlaştırdıklarını aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hedef kitlemizi genişlettik ve yaydık. Marka olarak soğuk ve mesafeli bir duruşumuz vardı. Bu belki de mağazanın çok steril ve her şeyin çok düzenli görülmesiyle de alakalı olabilir. Örneğin et bölümü bir anlamda NASA laboratuarı gibi. Promosyonlarla yeni istikametimizi daha halka yönelik olarak değiştiriyoruz. Mağaza iç tasarımlarımızı da Türk toplumunun ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun hale getireceğiz. Hipermarketçilik batılı bir iş, ama bizim ticari kültürümüz çok eskilere dayanıyor. Bizim bu batılı hipermarket görünümünden çıkıp, Türkiye'de bu pazar kültürünü, pazar ruhunu kaybettirmemiz lazım. Hijyen ve kalite ile bu geleneksel pazar ruhunu birleştirmemiz lazım.Müşteri balıkçının, kasabın sıcaklığını bulacak, ama arkada da NASA kalitesinde bir standart olduğunu da bilecek. Antalya'yı değiştiriyoruz,sonra da Ümraniye ve diğer mağazaları değiştireceğiz. Bir anlamda krizin yarattığı soğukluğu Real'da sıcaklığa dönüştürmeyi amaçlıyoruz."