Pençşir Vadisi: Afganistan'da Taliban'a karşı koyan tek bölge
Afganistan'ın başkenti Kabil'in 150 km kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi, Taliban'a karşı direnişin "son kalesi" olarak ifade ediliyor.
BBC TürkçeAfganistan'ın başkenti Kabil'in 150 km kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi, Taliban'a karşı direnişin "son kalesi" olarak ifade ediliyor.
Sarp dağlar arasındaki vadide, 1979-89 yılları arasında Sovyet işgaline karşı, 1996-2001 tarihleri arasında da Taliban'a karşı mücadele etmişti.
BBC Afgan Servisi'nden Mariam Aman, "Son 20 yılda burası Afganistan'ın en güvenli bölgesi olarak görülüyordu" diyor.
Pençşir bugün de ülkenin 34 vilayeti arasında Taliban'ın ele geçiremediği tek vilayet.
Ancak Taliban burayı almak için güçlerini seferber ettiğini söylüyor.
Pençşir Ekonomi Departmanı başkanı Abdul Rahman, "İkinci kez Taliban'a karşı direnişe hazırız" diyor.
Taliban Kabil'e girmeden Afganistan'dan kaçan eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetinde cumhurbaşkanı yardımcısı olan Emrullah Salih de aynı mesajı veriyor.
Eskiden istihbarat servisinin başkanı da olan Salih, Gani'nin ülkeyi terk etmesiyle kendisini "Afganistan'ın meşru geçici cumhurbaşkanı" ilan etmişti.
Salih, Pençşir'in diğer bölgeler için de örnek olduğunu belirterek halkı direnişe katılmaya çağırıyor.
Twitter'da paylaştığı mesajda "Taliban'la asla aynı çatı altına olmayacağım. ASLA" diye yazmıştı.
https://twitter.com/AmrullahSaleh2/status/1426891637955907584
BBC muhabiri Aman, Taliban'a karşı bu muhalefet mesajının birçok Afgan'a çekici gelebileceğini söylüyor.
Salih'in, Ahmed Mesud ile birlikte Pençşir'de olduğuna inanılıyor. Mesud, vadide Afganistan Ulusal Direniş Cephesi (NRF) adıyla Taliban karşıtı bir cephe kurdu. Mesud, "Pençşir Aslanı" lakabıyla anılan ve 1990'larda Kuzey İttifakı lideri olarak Taliban'a karşı direnişe öncülük eden Ahmed Şah Mesud'un oğlu.
Geçen hafta Washington Post gazetesine bir mektup yazan Mesud, "Pençşir'i Afgan özgürlüğünün son kalesi olarak savunmaya" söz verdiğini belirterek Batılı ülkeleri "özgürlük davasına yardım etmeye" çağırmıştı.
Peki Pençşir ve onu savunan güçler hakkında ne biliyoruz?
Doğal bir kale
NRF'nin dış ilişkiler sorumlusu Ali Nazari BBC'ye verdiği demeçte, direnişin barış ve ademi merkeziyetçi yönetime dayalı bir çözüm istemesine rağmen, binlerce askerle Pençşir'i savunmaya hazır olduklarını söyledi.
Vadide eğitilen yerel kuvvetlerin, ülkenin dört bir yanından gelen eski savunma kuvvetleri birlikleri ve Taliban karşıtı direniş kuvvetlerinin katılımıyla güçlendirildiğini söylüyor.
Herhangi bir çatışmada vadinin coğrafyası direnişçilere avantaj sağlar durumda.
Pençşir'in yüksek uçurumları ve geçitleri, bölgeyi sağlam bir kale haline getiriyor; vadiye heybetli dağların arasında kalan bir boğazdan giriş yapılıyor.
Ortasından bir nehrin geçtiği vadi, Afganistan ile kuzeybatı Pakistan arasındaki Hindukuş sıradağlarına çok yakın.
Büyük İskender'in ve Orta Asya'nın büyük göçebe fatihlerinin sonuncusu olan Moğol hükümdarı Timur'un orduları için önemli bir geçit olmuştu.
Bölgede zümrüt madenleri, hidroelektrik barajları ve rüzgar çiftliği gibi doğal kaynaklar bulunuyor. ABD'nin yardımıyla bölgede yollar ve başkentten sinyaller alan bir radyo kulesi inşa edildi.
Ancak ekonomik anlamda ülkenin en önemli bölgelerinden biri değil.
BBC Dünya Servisi muhabiri Haroon Shafiqi, vadinin "gerilla savaşı için çok uygun" olduğunu ama stratejik önem taşımadığını söylüyor.
"Önemli bir limana yakınlığı yok, sanayisi yok, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına bir katkısı yok" diyor.
150.000 ila 200.000 arasındaki nüfusun neredeyse tamamı Tacik kökenli ve Farsça konuşuyor. Tacikler Afganistan'daki 38 milyon nüfusun yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.
Bu topluluk tarihsel olarak hep Taliban karşıtı oldu.
'Direniş sembolü'
Afgan "mücahit" Ahmed Şah Mesud, Pençşir'in direniş tarihinde önemli bir Taliban karşıtı figür olmuş; 1980'lerde ve 1990'larda bölgede özerklik mücadelesine öncülük etmişti. 2001'de ABD'deki 11 Eylül saldırılarından iki gün önce El Kaide suikastı sonucu öldürüldü.
"Pençşir Aslanı" (Pençşir "beş aslan" anlamına geliyor) lakaplı Mesud'un posterlerini Afganistan'ın her yerinde görmek mümkün.
BBC muhabiri Aman, "Pençşir, Afgan-Sovyet savaşı sırasında (1980'lerde) Ahmed Şah Mesud tarafından bir kale gibi kullanıldı" diye anlatıyor.
Taliban'ın iktidarda olduğu 1996 - 2001 arası dönemde de Taliban ile çeşitli "mücahit" gruplar arasındaki savaşta da bu bölgenin önemli olduğunu belirten Aman, "Mesud'un 2001'de ölümünden bu yana bölge, Taliban'a karşı mücadelede direniş mirasını sürdürdü" diyor.
Ahmed Şah Mesud birçok Afgan açısından saygı duyulan bir figür.
Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Hamid Karzai Mesud'u ulusal kahraman ilan etmişti. 2012'den bu yana da ölüm yıl dönümü olan 9 Eylül, Şehitler ve Ahmed Şah Mesud'un Günü olarak anılıyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Emrullah Salih, Mesud'a olan bağlılığını açıkça ilan etmişti.
Twitter hesabından paylaştığı bir mesajda, "Efsane komutan ve yol gösteren kahramanım Ahmed Şah Mesud'un ruhuna ve mirasına asla ihanet etmeyeceğim", "Asla ve hiçbir koşulda Talib teröristlerine boyun eğmeyeceğim" diye yazdı.
Pençşirli ve Tacik kökenli olan Salih, 1990'larda Taliban'a karşı mücadele veren Kuzey İttifakı'nın üyesiydi.
Mesud'un savaş suçu işlediğini söyleyenler var.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 2005'te yaptığı bir araştırmaya göre, Afganistan'daki savaşlar sırasında komutası altındaki askeri güçler tarafından işlenen "birçok suistimal Ahmad Şah Mesud'a işaret ediyordu".
'Bu günün geleceğini biliyorduk'
Şimdi de vadideki direnişe onun 32 yaşındaki oğlu Ahmed Mesud önderlik ediyor.
Sosyal medya platformlarında dolaşan 16 Ağustos tarihli olduğu belirtilen görüntülerde Salih ve Mesud'un birlikte görülmesi aralarında bir ittifak olduğunu gösteriyor.
Perşembe günü Washington Post'ta yayınlanan bir makalede Mesud, savaşçılarının Afgan ordusu ve özel kuvvetlerinden askeri destek aldığını söylüyordu.
Mesud, "Babamın zamanından beri sabırla biriktirdiğimiz mühimmat ve silahlarımız var; çünkü bu günün geleceğini biliyorduk" diyordu.
Ama aynı zamanda destek de istiyordu: "Taliban'a karşı Mücahit direnişi şimdi başlıyor, ama yardıma ihtiyacımız var."
"Taliban savaş ağaları saldırı başlatırsa, elbette bizim sağlam direnişimizle karşılaşacaklar. [...] Yine de askeri güçlerimizin ve lojistiğin yeterli olmayacağını biliyoruz. Batılı dostlarımız bize gecikmeden tedarik sağlamanın bir yolunu bulamazlarsa hızla tükenecekler."