Peki millet kim?
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından düzenlenen ‘OHAL Değil Demokrasi’ forumunda ‘OHAL millete karşı ilan edilmedi’ diyenlere sorular yöneltildi.
cumhuriyet.com.trDİSK, KESK, TMMOB ve TTB, ortak olarak yürüttükleri “OHAL Değil Demokrasi İstiyouz” kampanyası kapsamında; İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Emek ve Demokrasi Güçleri OHAL’i Sorguluyor” forumu düzenledi. Forumda DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Darbe püskürtüldü ancak maalesef kazanan demokrasi olmadı. Tersine hükümet anayasayı askıya alarak adeta bir sivil darbeye yöneldi” dedi. Karanlık gidişe karşı yakılacak ateşin “hep beraber” yakılması gerektiğine işaret eden Beko, “Farklılıklarımız var, mücadele yöntemlerimiz farklı olabilir, geçmişimiz farklı olabilir. Geleceği kurmak için tüm farklılıkları bir zenginlik olarak görmeliyiz. Çocuklarımıza kalıcı bir olağanüstü hal rejimi değil, aydınlık bir gelecek bırakmak istiyoruz” diye konuştu.
MUHALİFLER BU MİLLETTEN DEĞİL Mİ?
Beko, “OHAL millete karşı ilan edilmedi’ diyenlere soruyoruz. Millet biz değilsek, millet kim? Sırf muhalif olduğu için tutuklanan avukatlar, öğrenciler, öğretmenler, sendikacılar, sağlık emekçileri siyasetçiler kim? Bunlar millet değil mi? Akademisyenlerin kanı ile banyo yapmak isteyen mafya üyeleri milletin bir parçası oluyor da çocuklarımız ölmesin diyen barış akademisyenleri niçin milletin bir parçası sayılmıyor? İşsiz kalan, hapishanelere atılan gazeteciler ve tek sese mahkûm olmak istemeyen bu ülkenin insanları millet değil midir” dedi. DİSK üyesi 2 bine yakın işçinin, KESK üyesi 4 bin 99 kamu emekçisinin, 3 bin 315 hekim ve 3 binin üzerinde TMMOB üyesi mühendis, mimar ve şehir plancısının ihraç edildiğini belirten Beko, “AKP’ye muhalif olanlar milletten değil midir?” sorusunu yöneltti.
MAN ADASI MI?
Beko, “Hakkını arayan işçi, emekçi milletten değilse, sizin milletiniz kimdir? Millet sadece tek bir kişi, ailesi ve onun kadroları mıdır? Millet, dolarlarını yurtdışına kaçıran oğul, kardeş, enişte, dünür müdür? Vatan dediğiniz Man Adası mıdır, Malta bankaları mıdır? Sizin vergi cennetleriniz olabilir, sizin petrol zengini krallıklarla aranız iyi olabilir. Siz bugün bir emperyalist güçle, diğer gün başkasıyla iş tutabilirsiniz. Ama işçilerin, emekçilerin başka bir vatanı yok” ifadelerini kullandı.
ARAMIZI BOZMAYIZ
KESK Eşbaşkanı Aysun Gezen ise “AKP OHAL’den istifade ederek yaptığı değişiklikler ile terörün tanımını genişletti. Kendine muhalif olan bu politikalara karşı çıkan, yağma, talan, rant ekonomisine itiraz eden bütün kesimlere karşı ‘terörist’ yaftası ile bir savaş başlattı. Şunu bilmeliler ki, ne emek meslek örgütleri olarak bizler çekiliriz ne de bizlerle birlikte mücadele kararlılığında olan yoldaşlarımızla aramızın bozulmasına izin veririz. Yan yana omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Emek ve meslek örgütleri olarak güvencesizliğin ve çıkarılan KHK’lerin yarattığı sonuçları ortadan kaldırmaya yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak referandumda kazandık bir daha kazanabiliriz diyoruz” dedi.
AKP’SİZ BİR TÜRKİYE
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, “Kendi halkına yalan söyleyen, kendi halkına zulmeden, kendi halkının taleplerini görmezden gelen bir iktidarın hiçbir toplumsal meşruiyeti yok. AKP Hükümeti, Gezi Direnişinde ortaya çıkan bu gerçekle yüzleşmek yerine, yıllardır yalanla, zulümle, baskıyla, zorla ülke yönetmeye çalışıyor. Darbecilerle mücadele etmek için çıkartıyoruz dedikleri OHAL’in asıl amacı AKP’nin 15 yıllık rant düzenine, rüşvet çarkına, yağma ekonomisine karşı çıkan toplumsal muhalefet hareketini, emek ve demokrasi güçlerini bastırmak. 16 aydır hüküm süren OHAL Rejimi, FETÖ’nün devlet içindeki uzantılarını tasfiye etmek için değil, emekçilerin sokağa çıkmasını, hakkını aramasını, hesap sormasını engellemek için kullanılıyor” diye konuştu. OHAL koşulları altında inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimine karşı mücadele eden herkesin, AKP iktidarının topyekûn saldırısına maruz kaldığını söyleyen Koramaz, “AKP zulmüne de boyun eğmeyeceğiz, hiçbir arkadaşımızın boynunu eğdirmeyeceğiz. Emekçi ve yoksulların istikbali, OHAL’siz, KHK’siz, AKP’siz bir Türkiye’dedir” dedi.
SAĞLIĞIMIZ İÇİN
TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel ise, “KHK’lerle ihraç edilen hekim sayısı, Sağlık Bakanlığı’ndan bin 960, Tıp Fakültelerinden bin 382 olmak üzere toplam 3 bin 342’dir. Bu konuda çarpıcı bir olgu, son 10 yıl içinde Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığı’nı yapmış ya da yapmakta olan 5 meslektaşımızın OHAL sürecinde ihraç edilmiş olmasıdır” dedi. Tükel, “İhraçlar, nitelikli sağlık hizmeti verilmesini, hastalarının ve öğrencilerin ülkemizin değeri olan bilim insanlarından faydalanmasını, iyi ve donanımlı hekim yetişmesini engelledi. OHAL kaldırılmalı, KHK’ler iptal edilmelidir. Herhangi bir somut suçlama dahi yöneltilmeksizin hukuksuz olarak ihraç edilen kamu çalışanları görevlerine iade edilmelidir. Sağlık hakkımız, hekimlik değerlerimiz ve toplumsal sağlığımız için; emek, demokrasi, adalet ve toplumsal barış için, hukuksuz biçimde ihraç edilen meslektaşlarımızın hastalarına ve öğrencilerine bir an önce kavuşabilmeleri için mücadeleye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
OHAL ÖRTÜSÜ
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Erdoğan’ın ‘Allah’ın bir lütfu’ diye gördüğü 15 Temmuz darbe girişimi gerçek bir darbeye dönüştü. Darbe süreci OHAL örtüsü altında yürütülmektedir. HDP’ye yönelik 4 Kasım’da gerçekleştirilen darbe, DEP milletvekillerinin tutuklandığı 2 Mart 1994 darbesinin devamıdır. Ama ne oldu, o siyasi irade daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Bugün hâlâ devam eden hukuksuzluklar, dokunulmazlıkların kaldırılması ile başlayan sürecin devamıdır ve HDP dışındaki partilerin onayı ile gerçekleşmiştir. OHAL işçiler, emekçiler için cehennem, sermaye için cennet olmuştur. O yüzden demokrasi ve barış mücadelesi, halkların ve emekçilerin mücadelesi ile birleşerek bu çürüyen sisteme yönelmek durumundadır” dedi. Kemalbay, “Gücümüzü sokakta ve her alanda birleştirmemiz ve büyütmemiz gerekiyor. Geri adım atmıyoruz, bulunduğumuz alanlarda ilkelerimizle mücadeleye devam ediyoruz. Mutlaka kazanacağımıza inancımız sonsuz. Nuriye ve Semih’in mücadelesi ile sevgili Selahattin ve Figen’in mücadelesi ile sizleri selamlıyoruz” diye konuştu.
CİNAYET GİRİŞİMİ
CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan ise OHAL’in doğrudan doğruya yaşam hakkına yönelik bir müdahale olduğunu belirterek, “Devlet yurttaşlarına karşı cinayet gişrişmine bulundu. Bütün olanakları ellerinden alındı. Yoksulluğa ve ölüme mahkûm edildi” dedi. Birlikte mücadele vurgusu yapan Sarıhan, barışın inşasının demokrasi olmadan gerçekleşemeyeceğini söyledi.