Peki, bu kayıtlar ne Şeyda Hanım?

Rıza Sarraf’ın avukatı ‘tanımıyoruz’ dedi ama kurye Adem Karahan ile yaptığı telefon görüşmeleri ortaya çıktı.

Ali Acar

Altın itiraflar

Rıza Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan’ın itiraflarının gazetemizde “Altınları nasıl götürdük” ve “Altın itiraflar” başlığıyla kamuoyuna duyurulmasının ardından Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım yazılı açıklama yaptı. “Adem Karahan kimdir?” başlığıyla yapılan açıklamada, Karahan’ın bir şekilde Sarraf ile tanıştığı öne sürülerek “Karahan müvekkilimden haksız çıkar sağlayabilmek adına çirkin oyunlara, şantaj ve tehditlere başvurmuş ve bunun sonucu olarak da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/14134 sayılı iddianamesiyle hakkında şantaj yapmak iddiasıyla açılan kamu davasının şüphelisi olmuştur” denildi. Yıldırım açıklamasında ayrıca, Karahan’ın dava açıldıktan sonra telefon mesajlarıyla Sarraf’a ulaşarak para talebinde bulunduğu kayıtların da mevcut olduğunu söyleyerek yasal haklarını kullanacağını belirtti.

‘Abla’ diyor

Rıza Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım, kurye Adem Karahan’ın gazetemize itirafları üzerine kendisini tanımadıklarını açıklarken, aralarındaki mesajlaşma kayıtları ortaya çıktı. Viber üzerinden yapılan görüşmede Yıldırım’a ‘abla’ diye hitap eden Karahan, “Bundan sonra elimdeki bütün delillerle mahkemeye hazırlanacağım. Hatalı siz misiniz, ben miyim. Beni zaten bitirdiniz. Ev gitti, araba gitti” diyor. Yıldırım da Karahan’a “Reza der ki; 10 gün beklemesin. Ona karşı bütün iyi niyetim bitmiştir” diye yanıt veriyor.

İki kimlik

Karahan ve Sarraf’ın bir şekilde tanıştığını söyleyen Şeyda Yıldırım’ın aksine Adem Karahan’da Royal Denizcilik ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait personel ve yetki belgesi olmak üzere iki ayrı kimlik kartı bulunuyor. O dönem Gelgeç soyadını kullanan Karahan’ın adına düzenlenen Yetki Belgesi yazılı kimlik kartında “Uygun bulmadığı kalitedeki işçiliği tekrar yaptırtmaya Royal A.Ş. adına yetkilidir” yazıyor. Personel Kimlik Kartı’nda ise Karahan’ın görevi ofis boy olarak geçiyor.

VIBER ÜZERİNDEN GÖRÜŞME

Avukat Şeyda Yıldırım, Adem Karahan ile Sarraf’ın ilişkisi hakkında “Bir şekilde tanışan” ifadelerini kullanmıştı. Şeyda Yıldırım ile Adem Karahan arasında geçen yazışmalar şöyle:

REZA BU DURUMDAN HOŞLANMAYACAK

Ş.Y: Kim verdi Reza’nın numarasını sana

A.K: Bende vardı zaten abla

Ş.Y: Olamaz

A.K: Niye abla

Ş.Y: Yeni numara bu

A.K: 202 XX XX vardı önceden numara bende vardı.

Ş.Y: Bu numaraya yazmadın onu kullanmıyor Reza.

A.K: Tmm Abla.

Ş.Y: Ney tamam. Cevap.

A.K: Abla ne olduki böyle kızdırdım ki sizi.

Ş.Y: Hayır kızmadım, merak ettim. Söyle ki maaşını kimden alacağına karar vereceğiz.

A.K: Abla önceki numaralarının üstünden gittim. Ve de buldum.

Ş.Y: Adem, son defa soruyorum. Kimden aldın.

A.K: İnan ki kimseden almadım.

Ş.Y Reza benden cevap bekliyor. Maaşını çift alsın demişti. Ama bu durumdan hoşlanmayacak. Cevap vereyim mi söyleyecek misin.

A.K: Doğru söyleyeyim mi abla. Ben o telefon nosunu Ertuğrul’un telefonundan aldım. Ablam maaş önemli değil size namusum şerefim üzerine yemin ederim ki Ertuğrulu aradım telefonu da var bende. Ben dedim ki Şirinevlerdeyim o da geldi beni Fetih Parkının oradan aldı gittik. Biraz kahvede oturduk. Daha sonra eve gidelim dedi ben gitmek istemedim.

Ş.Y: Adem. Hala doğruyu söyleyebilirsin. Ertuğrulda da olmaz bu numara. Son şans. Bir kerede söyle. Yarın bana gel.

A.K: İyi tamam sağolun. Ablam hatta oturduğumuz kahve Abdullah Happani’nin amcasının oğlu Mehmet Happani idi. İnanmadı iseniz Abdullah bey amcasının oğluna sorsun. Neyse ablam tekrardan özür dilerim.

Ş.Y: Tamam Adem konu kapandı.

ADEM KARAHAN: 10 GÜN MÜSAADE

Şeyda Yıldırım ile Adem Karahan arasında yaşanan şantaj iddialarına ilişkin yazışmada ise şu ifadeler yer alıyor:

A.K: Şeyda hanım dün yanıma gel dediniz bende geldim. Mümkünse görüşebilirmiyiz.

Ş.Y: Doğru söyleseydin gel demiştim Adem. Üzgünüm.

A.K: Şeyda hanım benim bir tek sözüm de yalan yok. Sizi inandırmaya mecbur değilim.

Ş.Y: Tamam değilsin. Bende hiç birşeye mecbur değilim.

A.K: Bundan sonra elimdeki bütün delillerle mahkemeye hazırlanacağım. Hatalı sizmisiniz, benmiyim. Maaş gününde gelmez, telefon açarım gelmek için cevap verilmez. Beni zaten bitirdiniz. Ev gitti, araba gitti. 3 trilyon boynuma kaldı. Bundan sonra vereceğiniz maaşlamı yükselteceksiniz beni. Ben sonuna kadar hakkımı savunacağım. Rezaya da 10 gün müsaade. Ya bu borçtan kurtarır beni yada mahkemelerde görüşmek dileğiyle.

Ş.Y: Şantaj suçundan dava açıldı hakkında. İyi oldu bunları yazdığın. Bunları da veririm mahkemeye. Böyle ilerleyebilmeni düşünmen ne yazık. Yazma artık engelledim seni.

A.K: Ben 40 yaşında bir insanım, neyi düşünebileceğimi biliyorum. Mahkemeye saygım sonsuz lakin benim mahkemelerden korkacak hiç bir şeyim yok. Allah sizi ıslah etsin.

Ş.Y: Reza der ki 10 gün beklemesin. Ona karşı bütün iyi niyetim bitmiştir.