Parsel parsel Kanal İstanbul-2
Yurttaşların tapularına daha planlar askıdayken şerhler konulduğu öğrenildi. İtiraz dilekçelerinde, 2012 yılında belirlenen ve daha sonra sınırları değiştirilen rezerv alanının, bu plan kararlarına göre amacına uygun kullanılmadığı ifade edildi.
Hazal OcakYarımburgaz Mağarası’nın yok olmasının önüne geçmek için çözüm getirilmedi. Ya Şahintepe yerleşim yeri kaldırılacak ya da bilinen en eski yerleşim yeri Yarımburgaz Mağarası yok olacak. İçme suyu barajı Sazlıdere, kanala dönüşecek.
Tartışmalı proje Kanal İstanbul’un 10 köyü kapsayan 3. etap planlarına göre İstanbul’un su ihtiyacının bir kısmını karşılayan Sazlıdere Barajı’nın tamamı yok olacak ve kanala dönüşecek. Planlarla barajın çevresindeki içme suyu havzası da imara açılmış oldu. Kanalın çevresine “zemin + 3” kat izni verildi. Planlarda Şahintepe - Yarımburgaz Mağarası’nı kurtarmak için herhangi bir çözüm getirilmediği görüldü. İstanbul’da, günümüzden 400 bin yıl öncesinde ilk yerleşik yaşamın başladığı belirtilen Yarımburgaz Mağaraları yok olabilir. Yurttaşların itiraz ettiği planlar bugün askıdan inecek. Projenin 3. etap planları, Çilingir, Dursunköy, Hacımaşlı, Hadımköy, Haraççı, Sazlıbosna, Güvercintepe, Kayabaşı, Şahintepe ve Şamlar olmak üzere 10 köyü kapsıyor. Planlama alanı toplam 5 bin 893 hektar. Planlama Hacımaşlı, Sazlıbosna ve Çilingir köy yerleşimleri ile Dursunköy ve Şamlar’ın tarım alanlarını içeriyor. Hektarlarca alana sahip Sazlıdere Barajı da bu planın içerisinde tamamen yok oluyor ve barajın bulunduğu alan kanalın bir bölümüne dönüşüyor. Barajın içme suyu havzası da imara kapalıydı ve koruma altındaydı. Planla bu alan da imara açılmış oldu.
NÜFUS ARTACAK
Söz konusu 5 bin 893 hektar alanın şu an 138.28 hektarı planlı, geriye kalan bölüm ise plansız bir durumdaydı. Bölgede şu an 5 bin 209.2 hektarı boş, 236.7 kırsal yerleşim alanı ve 151.4 hektar da konut alanı bulunuyor. Ayrıca alan içerisinde 784.9 hektar da Sazlıbosna Baraj gölü ve gölet alanı da var. Bölgedeki arazilerin yüzde 56.56’sı yani 30 milyon 868 bin 946’sı özel mülkiyete ait. Yüzde 15.42’si yani 8 milyon 416 bin 604’ü TOKİ’ye ait. Alanda 9 bin 305 parsel yapılaşmamış parsel, 886 yapılaşmış parsel bulunuyor. Alanda ise şu an toplam 123 bin 795 kişi yaşıyor. Projenin hayata geçmesi durumunda planlarda söz konusu alan için 261 bin 574 nüfus öngörülüyor. Yeni planlarda söz konusu alan genel olarak gelişme konut alanları, ticaret - konut, ticaret, bakım akaryakıt alanı ve konut dışı kentsel çalışma alanları olarak belirlendi.
TARİHİ MAĞARA NE OLACAK?
Ayrıca projenin imar planlarında dikkat çeken önemli bir nokta da Şahintepe-Yarımburgaz Mağarası’nın yok olmasının önüne geçmek için çözüm getirilmemesi. Uzmanlara göre ya Şahintepe yerleşim yeri kaldırılacak ya da Türkiye’nin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yarımburgaz Mağarası yok olacak. Projeye ait planlar, Yarımburgaz Mağarası’nın bulunduğu tepe ile Şahintepe arasındaki darboğaz önlerinde sonlandırılmış durumda. Planları inceleyen uzmanlar, askıdaki planlara göre güzergâh çizimler uzatıldığında kanalın, Yarımburgaz Mağarası’nın dibinden ve Şahintepe yerleşim alanını yararak geçebileceğini söylüyor. Bu durumda deniz seviyesinden 70-80 metre yükseklikte yer alan Şahintepe yarılarak deniz seviyesine indirilecek. Bu öngörünün gerçekleşmesi durumunda mahallenin yaklaşık yarısı kanala gidecek.
‘TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYACAK’
Yurttaşların tapularına daha planlar askıdayken şerhler konulduğu öğrenildi. Öte yandan planlara çok sayıda yurttaş itiraz etti. Bakanlığa sunulan itiraz dilekçelerinde planların, “yaşam kalitesini düşüren, halkın sağlığını tehdit altına alan, tarım, mera, orman alanları ve suyunu gasp eden kararlar içerdiği” anlatıldı. Dilekçelerde 2012 yılında belirlenen ve daha sonra sınırları değiştirilen rezerv alanının, bu plan kararlarına göre amacına uygun kullanılmadığı ifade edildi ve planların “planlama tekniklerine, şehircilik ilke ve esaslarına ve planlama mevzuatına aykırı” olduğu anlatıldı. Dilekçelerde son olarak İstanbul’un büyük ve giderek yaklaşan bir afet riski altında olduğu anlatılarak “Böyle bir durumda, çıkış gerekçesi 6306 sayılı kanun olan planların, amacına uygun biçimde, afet risklerini bertaraf etmeye ve İstanbul halkına güvenli yaşam çevreleri oluşturması beklenirken, bu kaygıları hiçbir şekilde taşımayan ve tamamen yapılaşmaya odaklanmış, doğal ve kültürel alanlar üzerinde büyük tahribatlara ve yıkımlara neden olacağı açık olan bir içerikle kurgulandığı, bu anamda açıkça şehircilik bilim ve ilkelerine, planlama ilke, teknik ve esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağı ortadadır. Bu kapsamda, anılan planlara itirazımın kabulü ve gereğinin yapılmasını talep ederim” denildi.
‘KAMU YARARI YOK’
3. etap planlarına itiraz eden yurttaşlar da itiraz dilekçelerinde planlama alanında tarım alanlarının olduğuna dikkat çekerek “İtiraz konusu planlar ile tarım kullanımı tamamen bitirilmekte, meraların vasfı değiştirilmekte ve böylece meralar yerleşime açılmaktadır” denildi. Dilekçelerde planlarda kamu yararı olmadığına dikkat çekilerek herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu anımsatıldı. Dilekçelerde, “Doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin koruma ve kullanma dengesinin sağlanması esastır. İtiraz konusu planlar bu maddeye aykırı olarak, doğal, tarihi ve kültürel değerler üzerinde büyük bir tahribat yaratmaktadır” ifadeleri kullanıldı.