Parasite OSCAR’da tarih yazdı!

Günlerdir yazdık, çizdik, sayfamıza koyduk: evet Akademi, yani popüler adıyla Oscar, sinema tutkunlarının hâlâ en önem verdiği ve heyecanla izlediği sinema ödülleri, nihayet beklendiği gibi, ama bir tek sürprizle, üstelik de çok büyük sürprizle, En İyi Film Oscar’ını tarihinde ilk kez bir yabancı dildeki filme vererek sonuçlandı.

Yazgülü Aldoğan

Bir G. Kore filmi olan “Parasite”, açık ara herkes tarafından “Uluslararası dalda en iyi film” olarak dile getiriliyordu ama bir de “İngilizce olmayan En İyi Film” ödülüne de adaydı. Ve bu dalda şimdiye kadar Oscar ödüllerini yıllardan beri takip edenler Parasite’e şans vermiyor, “Amerikalılar milliyetçidir, ödülü kendi ülkelerine, hem de askeri bir öyküyü anlatan 1917’ye verirler” diyordu. Bu kategori dışındaki bütün adaylıklar ve favoriler üzerinde ilgili hemen herkes neredeyse hemfikirdi! Bir gece önce Viktor Apalaçi’nin sinefil dostlarını topladığı bir yemekte “Keşke Akademi bir ters köşe yapsa da Parasite’e büyük ödülü verse, hem heyecan, aksiyon olur, yoksa her şey önceden bilindiği için çok sıradan olacak” demiş idim. Sabah ise dileğimin gerçekleşip Parasite’in ödülü kaptığını duyunca çok sevindim! Galiba buna bizim kadar Koreli ekip de şaşırdı, ödüllerini “Bunun olabileceğini hayal bile edemezdik” diyerek gözyaşlarıyla aldılar!

Böylece Parasite, 4 dalda Oscar alarak bir başka başarı daha sağladı. Ama en güzeli “En İyi Yönetmen” ödülünü alırken Bong Joon Ho’nun yaptığı konuşmaydı; “Gençliğimde sinema okurken kalbimin derinliklerine kazınan bir söz vardı. En kişisel olan en yaratıcı olandır. Bu söz, Martin Scorsese’e ait. (Burada kamera Scorsese’i gösterdi ve büyük alkış koptu) Hayran olduğum, filmlerini izlediğim yönetmenlerle aynı kategoride yarışmak bile önemli. Akademi izin verse de heykeli testereyle beşe bölebilsem, hepinize bir parçasını versem!” Tevazu, alçakgönüllülük, paylaşımcılık. Bu da Asya kültürü tabii ki! Bong Joon Ho’nun sevinçleri bununla da kalmadı. “En Özgün Senaryo”, “En iyi Uluslararası Film” ve “En İyi Yönetmen”den sonra bir de “En İyi Film”i alınca Bong Joon, “Şimdi gidip sabaha kadar içeceğim” diye sevincini ifade ederken, içmeden sarhoş olmuştu bile! Nasıl sevinmesin ki gerçekten bir ilki başardılar, ama hak ettiler! Görmeyen herkese tavsiye edilir, zaten söylendiğine göre, dizisi çekilmeye başlandı bile. 

EN YAKIŞIKLI VE EN GÜZEL

Brad Pitt’e olan sevgimden onun yardımcı da olsa en iyi aktör ödülü almasını da çok istiyordum, ayrıca o kategori ölümcüldü, çünkü bütün adaylar muhteşemdi. Brad Pitt’in o 3 numaralı bakışı ve en yakışıklı haliyle Oscar’ını kucakladığı an, havalara zıpladım, bana ne oluyorsa? En güzel kadın olarak Margot Robbie’nin de bir ödül almasını çok isterdim ama Oscar, bu yıl Judy filmiyle ortalığı yıkan Renee Zellweger’e gitti. O da sade bir şıklık sergileyeceğim diye sanki ölçüyü kaçırmış, saçını adeta evde toplayıvermiş, en pahalı mücevherleri bir geceliğine alıp takanlara inat, kulağına bir inci küpe bile takmamış, beyaz sapsade bir tuvaletle gözlerini kırpıştırarak teşekkür konuşması yaptı. 

Bu kadar kişisel görüş yeter. Sinemayla ilgilenen pek çok dosttan, yazardan, sanatçıdan kısaca duygularını paylaşmalarını istedik. Fazıl Say bile yazdı, teşekkürler! Bazı ünlü yönetmenlerin törene hiç ilgisi olmamıştı, sağlık olsun. Atilla - Leman Dorsay’ın kızları Ece Dorsay, hem müzisyen, hem de babadan geçme sinema aşkıyla sinema yazıları yazdığımız Nusret’in teşvikiyle ortakoltuk.com’un genç yazarlarından ve Oscar için hepimiz gibi o da tahminlerde bulunmuştu, hepsini tutturdu! Niye, nasılını yazdı, kızlar babalarını geçince çok iyi oluyor! Oğlum da bir katkıda bulundu. Parasite’in kazanacağını birkaç gün önce “Akademi” Twitter’da yayımladı sonra sildi dedi. Hiçbir şeyle ilgilenmez gözüküp her şeyin farkındadır. Gençler bir harika! Bakalım Oscar’da başka neler oldu.

NATALİE PORTMAN’DAN KADIN DAYANIŞMASI

Tabii ki en protest kıyafet, Oscar’a aday gösterilmeyen kadın yönetmenlerin adlarını Dior pelerinin üzerine işleterek gelen Natalie Portman’ınkiydi! Amerikalı kadınlar siyah giymeyi sevmez ama giderek değişiyor, bu yıl da Margot Robbie, Penelope Cruz, Charlize Africa, çok şık siyah elbiseleriyle boy gösterdi.

EMİNEM 17 YIL SONRA SANSÜRSÜZ

Oscar töreninde şarkı söyleyen müzisyenler arasında ünlü rapçi Eminem de vardı. Ancak Eminem’i diğerlerinden ayıran 2003 yılında en iyi müzik Oscar’ı kazandığı şarkısı “Lose Yourself”i tam 17 yıl sonra sahnede seslendiriyor olmasıydı. Eminem, 2002 yılında kendi hayatından kesitler de taşıyan “8 Mil” filmiyle büyük ilgi toplamıştı. O yıl Akademi yönetimi Eminem’den şarkısını sansürlü şekilde söylemesini isteyince başarılı rapçi bunu reddetti ve sahneye çıkmadı. Hatta Oscar ödülünü almaya bile gitmedi. Ancak Eminem, “Lose Yourself”i önceki akşam sahnede sansürsüz bir şekilde söyledi.

Ece Dorsay (müzisyen)

Ödüllere ve törenlere çok inanmayan ben, sinema aşkımla yine de Oscar sonuçlarına hep göz gezdiririm. “En iyi Erkek Oyuncu” da Joaquin’e inancım tam idi. Hep prestijli ve sevilen bir oyuncu oldu. “Parasite”a gelelim. Hem En İyi Yabancı Film, hem En İyi Film ve Yönetmen alacağına inancım büyüktü. Oscar sever farklı ve cesur filmleri. En azından genelde bir tanesine hakkını verir. “Moonlight” için de alacak dediğimde kimse inanmamıştı bana ama almıştı. “En İyi Kadın”da tutturamadım; aslında “Judy” filmiyle Renee’den beklenirdi tabii yine de acele listemde Scarlett dedim çünkü “Marriage Story”de güçlü oyunculuğu vardı. Laura Dern de “Marriage Story”de avukat rolünde şahane idi. “Yardımcı Kadın”da onu da tutturdum. Makyaj ve Saç’ta “Bombshell” veya “Joker” dedim. “Bombshell” aldı. Bu iki filmde de iddia ve özen barizdi. “Joker” aşırı ödüle boğulmasın, “Bombshell” de harcanmasın dediler sanırım. En İyi Kurgu’da “Ford vs Ferrari” alacak diyordum, aldı. Amerikalılar kendi tarihi hikâyelerini yüceltmeyi de severler. Yabancı basın ve bizimkilerden bihaber son anda dürtülerimle ve sinema birikimimle yaptım listeyi. 

Fazıl Say (müzisyen)

Parasite’ı henüz seyretmedim ama çok iyi şeyler duydum film ile ilgili. Eminim hakkıdır. Joker müthiş bir filmdi. En iyi erkek oyuncu tabii ki çok açık net, büyük oyuncu Joaquin Phoenix’ in fazlasıyla hakkıdır. Artık Türk filmlerinin ve oyuncularının başarılarını da bekliyoruz Oskar’larda.

Sungu Çapan

Baştan belirteyim, Bong John Hoo’nun yönettiği Güney Kore yapımı “Parazit”in en iyi film ve yönetmen Oscar’larını kazanmasını yürekten alkışlıyorum. Sınıf çatışmasını ve karşıtlığı, zengin, yoksul iki ailenin yaşamları, çelişkileri, yoksullukları üzerinden koku vb. gibi metaforlarla güçlendirerek anlatıldığı bu film aslında insanları ‘Parazit’leştirenin sömürü ilişkilerinin ve tükemine dayalı kapitalist sistemin bizzat kendisi olduğudur gerçeğini, mizahla, trajikomik sahnelerle destekleyerek vurgulayan “Parazit” yıla damgasını vurmuştur. Diger ödülleri pek de önemsemeden “Parazit”in Oscar kazanması Oscar tarihinde bir ilktir.

Burak Göral (Film eleştirmeni / Senarist)

Geçen yıl “Yeşil Defter”le (Green Book) bıraktığımız Akademi’nin bu kadar evrilip de “Parazit” (Parasite) ile dönüş yapacağına hiç ihtimal vermiyorduk! “Parazit” altyazılı film izlemeyi sevmeyen Amerikalıların en çok izlediği yabancı filmlerden biri olmuştu zaten. Önyargılarını yıkan Amerikalı seyircilerin filme duyduğu ilgi Akademi üyelerine de yansımış anlaşılan, milliyetçi duygularını bir kenara attılar. Ayrıca hem senaryosuyla, hem sinematografik nitelikleriyle pırıl pırıl ve çok insani bir film “Parazit”. Zekâsı, duygusu yüksek; karakterleri dolu dolu, meselesi anlamlı ve kalbe dokunabilmeyi başaran bir film. Yaşanan şey gerçekten de büyük bir devrim. Ama Martin Scorsese’nin “The Irishman”ini de bir parça görebilirlerdi. Özellikle de “En iyi Uyarlama Senaryo” Oscar’ı ona ait olmalıydı. 

Tuğrul Eryılmaz (Sinema Yazarı)

Oscar bayağı sürprizliydi. Herkesin favorisi 1917 ve Sam Mendes, Bong Joon-Ho’nun Parazit’iyle başa çıkamadı. Parazit Oscar kazanan ilk alt yazılı film oldu. En iyi özgün şarkı ödülü Sir Elton John’a gitmeseydi Oscar’a gölge düşerdi. Yakışıklı Brad Pitt’in ne kadar siyasi olduğu da unutulmamalı. Umarım Parazit yeniden gösterime girer buralarda. Demek ki Cannes’da Altın Palmiye alan film Oscar da alabilirmiş. 

Zeynep Oral 

Parasite’ın bırakın en iyi yabancı film, en iyi yönetmen ve en iyi film ödülünü de alması, “oh nihayet kapitalizmin rezilliği anlaşılıyor” gibi sevinçlere boğmasın kimseyi. Orası Hollywood. Bu duygu da “show dünyasının” bir parçası olup derhal tüketilecektir. Geriye politikacıların ve sistemin oyunları, bir de Parasite gibi sahici filmler kalacak, o kadar. O filmlerden hisse çıkarmak biz izleyicilere düşüyor.

Elçin Yahşi (sinema ve dizi yazarı)

Bir ay kadar önce yönetmen Bong Joon Hoo, Altın Küre alırken izleyicilere “İki santimlik altyazı barajını aştığınızda, ne harika filmlerle karşılacaksınız,” demişti. Her taraftan köşeye sıkıştığımız, artık hiçbir ülkenin fırsat vaat etmediği, çıkışsız, sular seller altındaki dünyada ‘Parazit’ o iki santim barajını pek kolay aştı. Çağın ruhuna uygun, izleyicinin nabzını tutan hikâyesiyle kimse için ‘yabancı’ film olmadığını gösterdi. Yönetmeni, tarih yazan ‘Parazit’in altı bölümlük dizisini HBO kanalı için hazırlayadursun, sinemaseverlerin aklında tek bir soru var: ‘The Irishman’ gibi usta işi bir film de dahil olmak üzere, stüdyoların artık yüz vermediği projelere ve onların tanıtımına inanılmaz bir servet harcayarak sinemaya da damgasını vurmak isteyen Netflix, Oscar’dan sonra ne yapacak? Göreceğiz. 

Viktor Apalaçi (Sinema Yazarı)

Cannes’da izlediğim Parasite’ın Altın Palmiye’ye ulaşmasına şaşırmamıştım. Ancak Oscar’ın çok önemli dallarındaki zaferi bence bu yılın en büyük sürprizi oldu. Tavşan Jojo’nun Uyarlama Senaryo Oscarı en hak edilmiş ödüllerden biriydi. Oyuncu dallarında son yılların en heyecansız ve çekişmesiz  yarışında beklenen 4 ödül sahiplerini buldu.10 dalda aday gösterilen The Irishman’in Oscar yarışında sıfır çekmesini yadırgamadım. 

92'nci Oscar Ödülleri'nde kazananlar:

En İyi Film: Parazit
En İyi Uluslararası Film: Parazit
En İyi Orijinal Senaryo: Parazit
En İyi Yönetmen: Bong Joon Ho - Parazit
En İyi Görüntü Yönetmeni: Roger Deakins - 1917
En İyi Erkek Oyuncu: Joaquin Phoenix - Joker
En İyi Kadın Oyuncu: Renee Zellweger - Judy
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Brad Pitt - Bir Zamanlar Hollywood'da
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Laura Dern - Evlilik Hikâyesi
En İyi Uyarlama Senaryo: Taika Waititi - Jojo Rabbit
En İyi Film Müziği: Joker (Hildur Gugnadottir)
En İyi Özgün Şarkı: I'm Gonna Love Me Again - Rocketman - Elton John ve Bernie Taupin
En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı: Skandal
En İyi Kostüm Tasarımı: Küçük Kadınlar
En İyi Görsel Efekt: 1917
En İyi Kurgu: Ford vs. Ferrari
En İyi Ses Kurgusu: Ford v Ferrari
En İyi Ses Miksajı: 1917
En İyi Belgesel: American Factory
En İyi Kısa Belgesel: Learning to Skateboard in a War Zone If You're a Girl
En İyi Animasyon: Toy Story 4
En İyi Prodüksiyon Tasarımı: Bir Zamanlar Hollywood'da