Para batırma oyunları

Cumhuriyet Gazetesi Spor Müdürü Arif Kızılyalın, Mersin'de düzenlenen Akdeniz Oyunları ile ilgili gündem belirleyecek bir habere imza attı.

Arif Kızılyalın / Cumhuriyet

Türkiye son yıllarda birçok uluslararası spor organizasyonuna ev sahipliği yaptı. Yüksek maliyetler nedeniyle kimsenin istemediği, hatta ev nsahipliğini alıp vazgeçtiği şampiyonalarda ihale, “tesis merakımız” nedeniyle üzerimize kaldı.

İşte bu organizasyonlardan biri de 17. Mersin Akdeniz Oyunları. Öncelikle şunu belirtelim ki, bu sportif buluşma bir olimpiyat, bir Avrupa şampiyonası, bir dünya kupası değil. Evet, Akdeniz’e komşu ülkeler dönemsel olarak önem veriyor olsa da uluslararası spor takviminin “olmazsa olmaz”ları arasına
giremedi 60 küsür yıllık şampiyona. Sözün özü, Yunanistan’ın yüksek maliyetler nedeniyle çekildiği 17. Akdeniz Oyunları’nı, kucağımızda buluverdik.

Elbette, kentin hiçbir doğru dürüst hazırlığı olmadığı için, tesisleşme anlamında aceleci, kural tanımaz ve ‘yaptım oldu’ bir anlayış benimsendi 2013 Mersin macerasında. Özellikle açılış ve kapanış töreninin yapıldığı Yeni Mersin Stadı’nın yetiştirilmesi için, ülkede bugüne kadar uygulanan tüm ihale yönetmelikleri hiçe sayılacak, bu işleri kitabına uydurmak için de organizasyonun başına, Üniversiad 2011’in ‘ihale-başıcısı’ Bekir Korkmaz getirildi.

Peki kimdi bu Bekir Korkmaz? Şunu belirtmekte yarar var ki spor adamı değil, spordan anlamaz. Ama özellikle yerel yönetimlerde ihale yönetmeliğini çok iyi bilir, işi de kitabına uydurur. Ankara’dan da sınırsız yetki alan Korkmaz, tesisleşme sürecinde hiçbir şeyden korkmayıp, tesisleri açılış tarihine yetiştirdi.

Ne var ki, yarın öbürgün bu ihaleler adam gibi incelenirse sumen altı dosyalardan çok farklı şeyler çıkar. Şu kadarını söylemekte fayda var, eski spor bakanı Suat Kılıç bile, kendi onayı ile organizasyonun başına geçen Bekir Korkmaz’ın imzalarını taşıyan HDK (Hazırlık Denetleme Kurulu)
bütçesinin kapanışına imza atmadı. Yeni Bakan Akif Çağatay Kılıç da sayfasını bile çevirmedi, kapanış bütçesinin “İhale bize kalmasın” düşüncesi ile.

Kulağımıza geldiği kadarı ile bu dosyalarda Teknolojik Yatırımlar başlığı adı altında 50 milyon TL harcanmış. Bu paranın nereye gittiğini bilen yok, faturası var ama kurulan bilgisayar sisteminin oyunlar boyunca bir gün bile doğru çalışmadığını sağır sultan bile duydu. İletişim ve tanıtım giderlerinde de açık kabul edilebilir rakamların çok üstünde.

Tesislere dönecek olursak, Yeni Mersin Stadı tam bir fiyasko. Çünkü kente uzak, ‘yayla’ diye bilenen sayfiye bölgesine yakın. Belediye otobüsleri dışında toplu taşım sistemi yok, çimleri güneş ve rüzgâr almadığı için bir türlü istenen seviyeye gelmiyor. Mersin İdman Yurdu’nun, burada 1-2 maç oynadıktan sonra Tevfik Sırrı Gür’e döndüğü düşünülürse, Akdeniz Oyunları’nın kenti nasıl bir tesis çöplüğüne dönüştürdüğünü anlarsınız. Keza, kent dışındaki Atıcılık Tesisleri de şimdiden işletme gideri ile zarar hanesine geçmiş durumda, yakında çürür gider. Geçenlerde bir araştırma şirketi, 10 Mersinliye bu iki tesisin yolunu sormuş, bilen bir kişi çıkmış...

Toplam zarar mı? Kabul edilen 650 milyon TL civarı, ama biliniyor ki, Türk sporunun bu kara deliği bütçeden 800 milyonu yuttu. Yuttu demişken, Niğde yolunda kaza yapan ve arka bagajında 1.5 milyon TL çıkan lüks otomobil de bence SGM müfettişlerince araştırılmalı. Bu arabanın sahibi ya da kullanan kişi kim, bagajdaki kayıt dışı paralar kime gidiyordu soruları karşılığını bulursa belki bu ülke ihale kahramanları yaratmaz.