Pandemi, caz ve yaz...

Bu yıl pandemi nedeniyle düzenlenemeyen ama gelecek yıla hazırlanan Bozcaada Caz Festivali için Patreon hesabında “Festivalde senin de imzan olsun” çağrısıyla bir kampanya başlatıldı.

Öznur Oğraş Çolak

Dar arnavutkaldırımlı sokaklarında iki katlı evleri çok güzel, mimari dokusu mutlaka görülmeli dediler... Yaşayan Rum halkının dokunuşları hâlâ etkisini sürdürüyor, çeşit çeşit reçelleri, harika bir denizi var dediler...

Bir günbatımı var hiçbir yerde böyle bir doğa harikası görmemişsindir dediler... Merak ağır basınca, yıllar önce ilk kez ekim ayında gittim. Sonra temmuz, sonra ağustos... Sokaklarda masalar, her lokantada ayrı ayrı müzik sesleri, özellikle Yunan ezgileri... Bitmesini istemediğiniz bir roman gibi Bozcaada... Ama Bozcaada’nın benim için vazgeçilmezi, ne reçelleri, ne günbatımı, ne de soğuk denizi...

Yaşanan bir kültürün yok olmaya yüz tuttuğu bu ada benim için daha çok kocaman bir hüzün... Adayı ada yapan, adanın asıl sahipleri Rumların yavaş yavaş burayı terk etmesiyle yetim kalmış gibi. Tarih boyunca göç alan ve göç veren adadaki Rum nüfus artık yalnızca yaklaşık 30 kişi.

CAZ FESTİVALİ

Asıl konumuz ise Bozcaada Caz Festivali... Bu yıl pandemi nedeniyle düzenlenemeyen ama gelecek yıla hazırlanan festival için Patreon hesabında bir kampanya başlatıldı. “Festivalde senin de imzan olsun” çağrısıyla başlatılan kampanyaya katılanlar, festivalin sürdürülebilirliğine ve içeriklerin geliştirilmesine destek olurken, gelecek yıl 16-18 Temmuz tarihleri arasında yapılacak 5. Bozcaada Caz Festivali için özel avantajları da yakalayacaklar.

Tüm bu süreci ve kampanyanın içeriğini Bozcaada Caz Festivali kurucularından Gizem Gezenoğlu ile konuştuk.

- Birçok festival açık havada yeni normale uygun düzenleniyor. Bozcaada Caz Festivali neden yapılamıyor?

Adada yaşayanları risk altına sokmamak en öncelikli nedenimiz oldu ve festivali gelecek sene aynı tarihlere erteleme kararı aldık. Bozcaada, coğrafi yapısından ötürü biricik ve korunmaya ihtiyaç duyan bir yer. Pek çok ada yapısında olduğu gibi kapalı devre bir yaşam modeli söz konusu; malum, denizin üzerinde bir kara parçası.

Bu kapalı devre olma halinden ötürü de şehirlere kıyasla daha hassas yaklaşılması gereken bir sistemi olduğunu düşünüyoruz. Ama bir yandan da kültür sanatın hiçbir koşulda durmaması gerektiğine inanan bir ekibiz ve bu yıl fiziksel olarak buluşamasak da festivalin üretimini de durdurmak istemedik.

Size biraz BCF Keşif olarak bu yaz üreteceğimiz içeriklerimizden bahsetmek isterim: Tamamı özgün ve Bozcaada’dan ilham alınarak hazırlanan bestelerden oluşacak bir albüm yayınlayacağız. Daha önce festivalde sahne alan caz müzisyenlerinin yer alacağı bu albüm ağustos ayı içerisinde yayımlanacak.

Adanın sevdiğimiz noktalarında çeşitli performans kayıtları gerçekleştireceğiz. Bu kayıtlar festival kanallarından yayımlanacak ve adada caz müziği dinlemek isteyenler için kalıcı eserler olarak varlığını sürdürecek. Adada ayrıca çeşitli program çekimleri de yapacağız.

- Online yayınlar ya da projeler bu dönemde olacak mı?

Bozcaadalılarla birlikte yapılacak bahsettiğim programlarda, bölgenin gastronomik, endemik, sanatsal, kültürel ve yerel değerlerini yansıtmak istiyoruz. Aynı zamanda, pandeminin başında başlattığımız Nasılız adında bir video/podcast serimiz var.

Sanatçı dostlarımız, adalılar ve sektör profesyonelleri ile bu dönemi nasıl geçirdikleri ve üretimlerine nasıl devam ettiklerine dair konuşmalar yapıyoruz.

Ayrıca kültür ve sanat, caz müziği, uluslararası caz festivalleri, çevresel sürdürülebilirlik, erişilebilirlik, adanın tarihi ve kültürü gibi çeşitli konular hakkında gerçekleştirdiğimiz webinarlarımız yakında yayımlanmaya başlayacak. Kısacası bu yaz fiziksel olarak buluşamıyor olsakta aslında sürekli farklı mecralarda buluşmaya devam edeceğiz.

KAMPANYA...

- ‘Festivalde senin de imzan olsun’ kampanyasından bahseder misiniz?

Aslında uzun zamandır aklımızda olan bir kurguydu bu. Dört yıl gibi kısa bir sürede sıkı sıkıya bağlı, çok özel bir seyirci kitlemiz oluştu. Neredeyse her yıl festivalde görmeye alıştığımız kitlemiz üç gün boyunca adayı da deneyimlemek, keşfetmek istiyor. Patreon’da başlattığımız kampanya da, seyircimizle olan gönül bağımızı pekiştirmek ve onların aidiyet duygusunu güçlendirmek için attığımız bir adım oldu.

Bireysel destekçilik, bizim gibi bağımsız yapılar için çok önemli bir kavram, yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada bağımsız fikirlerin ve üretimlerin sürdürülebilirliğine yardımcı olan bir sistem. Katılmaktan keyif aldığımız, hayatımızın eksilmez bir parçasına dönüşmüş oluşumları desteklemek, kendimize ve geleceğimize de bir yatırım aslında.

Seyirciyi salt seyirci olmaktan çıkaran bir tarafı da var bunun; sevdiği ve değer verdiği bu yapının devam etmesine destek olurken, içeriklerini üretmesine de katkıda sunuyor ve böylece onun bir parçası oluyor. En önemli motivasyonumuz buydu işte; bu yüzden “Festivalde senin de imzan olsun” dedik.

- Bu kampanyaya destek olanlar nasıl bir özel avantajlardan yararlanacak?

Bireysel destekçilerimiz aynı zamanda çeşitli ayrıcalıklardan da yararlanıyor olacaklar. Patreon sayfamızda bulacakları paketlerde çeşitli özel hediyelerden, indirim ve biletlerinde öncelik hakkına, aynı zamanda kendileri için özel hazırlayacağımız ada deneyim rehberinden, kişisel asistana kadar pek çok ayrıcalığa sahip olabilecekler. Özellikle bütünsel bir festival deneyimi için Ada kategorimizi incelemelerini tavsiye ederim. Ada kategorisindeki destekçilerimizin tek yapmaları gereken, festivale gelirken arabalarına binip adaya doğru yola çıkmak olacak.

- Önümüzdeki sene cazseverleri neler bekliyor?

Büyük bir kucaklaşma ve hasret gidermek bekliyor öncelikle. Ayrıca gelecek yıl beşinci yaşımızı kutluyoruz, seyircimizin çok heyecanlanacağına inandığımız müzisyenlerden oluşan bir programın hazırlıklarına başladık bile. Festivalin yan etkinlik programı Keşif, daha da genişleyecek ve adayı baştan sonra saracak. Erken plan yapmak isteyen seyircimize, gelecek yılın avantajlı dönem biletlerinin biletix’de satışta olduğunu hatırlatmak isterim.