Öznur Dündar: Oğlum iyi bir gazeteci
CHP’nin basın özgürlüğü panelinde Can Dündar’ın annesi Öznur Dündar “Ben oğlumun en çok insan tarafını seviyorum” dedi. Erdem Gül’ün eşi Aslı Işık Gül de “Demokrasi mücadelesi için cezaevindeler” dedi.
cumhuriyet.com.trCHP, “10 Aralık İnsan Hakları Günü” nedeniyle Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “Yaşanacak Bir Türkiye İçin İfade ve Basın Özgürlüğü” paneli düzenledi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in yönettiği panele, gazetemiz yazarı Nuray Mert, Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Levent Korkut, Mazlum- Der Genel Başkanı Faruk Ünsal ve İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan katıldı. Panele onur konukları olarak katılan Can Dündar’ın annesi Öznur Dündar, “Benim oğlum iyi bir yazar ve iyi bir gazeteci. Her şeyden önce de iyi bir insan. Ben onun en çok insan tarafını seviyorum. Ben oğlumla gurur duyuyorum, çünkü benim oğlum suçlu değil. Bizi yalnız bırakmayın” sözleriyle seslendi.
‘Özgürlük için cezaevindeler’
Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün eşi Aslı Işık Gül de panelin düzenlendiği Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde çok az insan olmasını eleştirdi. Gül, “Ben bu salona ne zaman gelsem boş. Oysa birlik olmak gerekli. Erdem ve Can, kendileri için değil, özgürlük, demokrasi mücadelesi verdikleri için cezaevindeler” dedi.
CHP’li milletvekillerinin de katıldığı panelde, Can Dündar ile Erdem Gül’ün “10 Aralık İnsan Hakları Günü” nedeniyle yazdığı mektuplar da okundu. Can Dündar, mektubunda şu ifadelere yer verdi.
‘Bir arada olmalıyız’
“Sevgili Dostlar, İnsan Hakları Günü’nde aranızda olup, tüm hak savunucuları ile yan yana, omuz omuza haklarımıza, özgürlüğümüze sahip çıkmak isterdim. İnsanoğlunun asırlardır verdiği özgür olma savaşımının bunca cana mal olması, bunca zulme yol açması, bunca insanı hapse sürüklemesi boşuna değil. Hakkını arayan özgür insan, diktatörlerin en büyük düşmanıdır. Boyun eğmeyi reddeden, haklarına sahip çıkan her yurttaş, baskı rejiminin önünde en büyük engeldir. Bu baskılar, bu haksızlıklar o yüzden işte... Bu zulüm sürsün diye... İnsan hakkı, zalimlerle, adalete inananlar arasında bir ip çekme yarışıysa, burada bir arada olmamız, ipi birlikte göğüslememiz çok önemli. O yüzden bir arada hak aramanızı çok değerli buluyorum. Özgür olmayan bir ülkede, dışarıda olmanın hapis yatmaktan bir farkı olmadığını biliyorum. Tahliyemiz ortak mücadelemizle, topluca olacak ve ülkemizi aydınlığa kavuşturacak. Buna yürekten inanıyoruz. Hapisteki gazeteciler adına hepinizi sevgiyle selamlıyorum.”
‘Taze mahpus’tan selam...
Erdem Gül de mektubunda, “Bugün (dün) belki de en ‘acı’ İnsan Hakları günü... Çünkü tarihimizin belki en kanlı saldırısını yaşadığımız Ankara katliamının bugün (dün) 60. günü. Ne yazık ki insan ve haklarından söz etmek yerine katliam acılarını konuşan bir ülke olarak girdik 10 Aralık’a. Ankara katliamında kaybettiklerimizi bir kez daha anıyorum. İnsanın hakkı için kafa yoran, bir araya gelen, söz söyleyen tüm herkese taze bir mahpus olarak selam ve sevgilerimi yolluyorum” ifadelerini kullandı.
Salonun fotoğrafını çekti
Gazetemiz yazarı Nuray Mert de panelde, konuşmasına başlamadan önce salonun fotoğrafını çekti. Salondaki katılımcıların azlığından yanınan Mert, “Bu fotoğrafı bir yere koysak, ülke için fazla bir şey söylemeye gerek kalmaz” ifadelerini kullandı. Kendisinin de bir dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “hakaretine maruz kaldığını” anlatan Mert, şunları söyledi: “Asıl sorun şu, hiçbirimizin haber alma özgürlüğü yok. Can ile Erdem, bizim bilgi alma hakkımızı savundular.”