"Özlediğimiz Türkiye, hukuk devletine bağlı Türkiye"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği(TÜSİAD) "Özlediğimiz Türkiye, hem sivilleşen hem demokratikleşen hem de hukuk devletine bağlı bir Türkiye'dir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

TÜSİAD Yönetim Kurulu, gündemde yer alan demokratikleşmeyle ilgili tartışmalar hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Türkiye'nin 2000'li yılların başında, demokratikleşme sürecinde önceden zor gibi görünen adımların, AB üyeliği sürecinin de katkısıyla atılabildiği anımsatıldı. Bu bağlamda, TÜSİAD'ın demokratikleşme sürecinin önemli yapı taşlarından biri olan "sivilleşme"ye demokratikleşme raporlarıyla destek verdiği belirtilen açıklamada, "TÜSİAD'a göre, Silahlı Kuvvetler'in kamu yönetimindeki yeri milli savunma ihtiyacının karşılanması ile sınırlı olmalıdır. Askeri kurumların sivil iradeye bağlı olması, siyasi konulardaki tartışmalara müdahil olmaması, kendi sorumluluğundaki konularda kamuoyuna açıklama yapma zorunluluğu, bugün artık tartışma konusu yapılamayacak hususlardır" denildi.

Yargı erkleri gel-gitlerde ciddi zarar gördü


Bu görüşler ışığında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sırasındaki atama ve terfi kararlarında sivil otoritenin yetkilerinin ne olduğu konusunda hiçbir tereddüt olmadığı vurgulanan açıklamada, "Ancak Şura sırasında ve sonrasında yaşanan görüş ayrılığının bir krize dönüşmeden halledilebilmesini temenni ederdik. Özellikle yargı erkinin bu süreç sırasındaki gel-gitlerden ciddi hasar gördüğüne inanıyoruz. Şura boyunca yargı kararları üzerinden süren tartışmalar ve söz konusu kararların zamanlaması, aslen sivilleşme tartışılmalıyken, 'yargı bağımsızlığı' ve 'tarafsızlığı' konularındaki kaygıları derinleştirmiştir. YAŞ'ta siyasi otoritenin zaten kendi tasarrufunda bulunan tercihlerini, adalet mekanizması üzerinden dayattığı görüntüsü ülkemizde giderek belirginleşen güçler çekişmesi krizine yeni bir ivme kazandırmıştır. Sonuçta sivil-asker ilişkilerinde önemli bir eşik geçilmiş; ancak demokrasinin sağlıklı işlemesinin şartı olan güçler ayrılığı ilkesi zarar görmüştür" ifadeleri kullanıldı.

Anayasadan çok siyaset tartışılıyor


Referandum öncesinde Türkiye'nin genel bir seçim havasına girdiği kaydedilen açıklamada, iktidarında muhalefetinde oylanacak anayasa değişikliğinden çok genel siyaseti tartıştığı vurgulandı. Kampanyanın arttırdığı kutuplaşmada, referandumda seçmenlerin yapacağı tercihin meşruiyetinin tartışılması noktasına gelinmesinin kamuoyunu sağlıklı bir tartışma ortamından uzaklaştırdığı belirtilen açıklama şöyle devam etti:  "Türk demokrasisi burada da hasar görmektedir. Referanduma sunulan anayasa paketinin hazırlanışı ve içeriği ile ilgili görüşlerimiz kamuoyuyla daha önce paylaşılmıştır. Referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun, Türkiye'nin yeni bir anayasaya olan ihtiyacı baki kalacaktır. Yeni anayasa, hazırlık süreci açısından katılımcı olmalı; içeriği de bireyi öne çıkaran, kuvvetler arasında kontrol-denge mekanizmalarını içeren, çoğulculuk anlayışını esas alan bir metin olmalıdır. Türkiye'nin demokrasi açığı, öncelikle demokratik bir siyasi partiler yasası ve demokratik bir seçim yasasının hayata geçirilmesi, sonrasında çağdaş ve özgürlükçü demokrasi ilkelerine göre tamamen yenilenmiş, katılımcı şekilde hazırlanmış bir anayasaya kavuştuğumuzda kapanabilecektir."