Özgürlükler askıda
OHAL kararnameleri en temel demokratik hakları hedef alıyor...
cumhuriyet.com.trOHAL’in ardından çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile sadece terör örgütüyle değil, “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplarla irtibatı görülmesi” kapatma için yeterli görüldü. Böylece keyfi kapatmaların önü açıldı. Bakana gazete, televizyon, radyo, yayınevi kapatma yetkisi verildi.
Hâkim kararı olmaksızın savcının yazılı emri yetecek. Savcı, avukat ile müvekkili arasındaki savunmaya ait olan belgelere el koyabilecek. Şüphelinin mektupları, avukatı ve doktoru tarafından tutulan belgeleri alabilecek. Polis, bilgisayarları, belgeleri doğrudan kendisi inceleyebilecek. Mal varlıklarına tedbir koyabilecek.
Cemaate karşı sürdürülen soruşturma ve operasyonlar bahane edilerek kamuda cadı avına fırsat verildi. Kendini savcı, hâkim yerine koyan yöneticiler ortaya çıktı. Son olarak Mersin’de, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenler, kendilerine hiçbir tebligat yapılmadığı halde işten çıkarıldı.
Ermeni doktorun tüp bebek merkezi OHAL kapsamında kapatıldı. Embriyolar Koç Üniversitesi’ne nakledildi. 40 bin hastanın mahrem bilgilerine el konuldu. Kendisinin Ermeni ve Hıristiyan olduğunu ve Gülen’le hiçbir alakası olmadığını belirten Aret Kamar, kararı Bakanlar Kurulu aldığı için hiçbir girişimde bulunamadı.