Özgürlük için

Dünya liderler ve iki milyon insan Paris'teki tarihi yürüyüşte terörü lanetledi.

Duygu Güvenç/Cumhuriyet

Dünyanın kalbi dün ırk, din, mezhep ayrımı olmaksızın Fransa’nın başkenti Paris’teki yürüyüşte attı. Geçen hafta Paris’teki mizah dergisi Charlie Hebdo’yu basarak ünlü yazar ve çizerleri katleden, koordineli olarak bir Yahudi marketindeki kanlı rehine saldırısını gerçekleştiren zihniyeti kınamak ve ifade özgürlüğünü savunmak için yüzbinlerce insan 40’dan fazla ülkeden liderin öncülüğünde tarihi bir yürüyüş gerçekleştirdi.

 Evsahibi Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, yürüyüşü “Bugün Paris dünyanın başkentidir. Bütün ülke ayağa kalkacak” sözleriyle başladı. Konuk liderlerle kurbanlar anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından liderlerle birlikte Paris’in Cumhuriyet Meydanı’ndan Ulus Meydanı’na uzanan korteje de liderler öncülük etti. İfade özgürlüğünü savunmak için ve masum insanların katledilmesini telin için tek yumruk olundu. Charlie Hebdo mizah dergisinin ofisinin yanından geçen yürüyüşte Hollande’ın hemen yanında Almanya Başbakanı Angela Merkel yer aldı. Charlie Hebdo katliamında bir Müslüman polis de hayatını yitirmişken, ön saflarda Merkel’le hemen omuz omuza görülen lider Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas oldu. Liderlerle birlikte saldırılarda ölenlerin aileleri de yürüdü. Saldırıda 4 Yahudi de hayatını yitirmişken, Abbas’ın yanında olmasa da kortejde İsrail Başşbakanı Benjamin Netanyahu de yer aldı.


Ne TOMA var ne de polis...

Tarihi yürüyüşü için hazırlıklar sabah saatlerinde başladı. Metroların ve ulaşımın ücretsiz olduğu meydana ulaşmak kimilerinin 3 saatini aldı. Uzak mesafelerden ücret yarı yarıya düşürüldü. Metrolarda adım atılacak yer kalmayınca Cumhuriyet Meydanı’ndan üç durak öncesinde yolcu indirildi. Tüm sıkışıklıklara rağmen Fransız halkı katılımın yüksek olmasından memnundu.



Yüzbinlerce insanın toplandığı meydan ve yürüyüş rotasında polis veya askeri görmek neredeyse olanaksızdı. Çok sayıda sivil polis görev yapsa da ortalıkta ne bir toma, ne de polis görülebildi. Keskin nişancılar ise binaların tepelerine yerleştirilmişti. Fransız halkı yeterli güvenlik tedbirinin alındığından emin görünürken, Siar Kari isimli bir vatandaş bu durumu “Güvenlik görüntüyle olmaz” sözleriyle dile getirdi. O kadar kalabalık vardı ki, telefon ve internetler ise saatlerce çalışmadı.

Krallar ve demokratlar yan yana

Hollande’ın çağrısına 45 ülkeden liderlerin yanı sıra Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, AGİT Başkanı Dinja Mijatovik, Avrupa Konseyi Başkanı Thorbjorn Jagland, AB Başkanı Donald Tusk gibi kurumsal temsilciler de dahil 56 lider katıldı. Liderler siyah otobüslerle meydana taşındı. Otoriter eğilimleri yüzünden eleştirilenleri de vardı, demokrasiyi keşfedenlerin liderleri de... Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra Suudi Arabistan, Fas, Ürdün, Kosova, Arnavutluk, Bosna Hersek başbakanları da kortejde yerlerini aldı.

Tek slogan: ‘Ben Charlie’yim’

Yüzbinlerce insan “Ben Charlieyim” sloganı ve alkışlarla sokakları inletti. Cumhuriyet Meydanı’nda adım atılacak yer kalmadı. İnsanlar usanmadan, milim milim ilerleyerek kilometrelerce yürüdü. Ara ara alkış tutarlarken, Fransız Milli Marşı La Marsaillaise’yi de söyledi. Ama yürüyüşte sadece Fransızlar değil, Tunuslular, Cezayirliler, Türkler, Amerikalılar, kısaca her milletten insanlar vardı. Meydanda çok sayıda bayrak da taşındı. Türk bayrağının yanı sıra AB, Norveç, Belçika gibi bir çok ülke bayrağının yanında Kürt bayrakları da yerini aldı.

Faslı Chafia Geumri hissiyatını, “Herkesin istediği gibi yaşaması için buradayım. Özgürlükler için buuradayım” sözleriyle aktarırken, bir Amerikalı “Yaptığınız işe yaramadı demek için buradayım. Bu kalabalıklardan çok memnunum” diyordu. “Bu bizim daha çok Vietnam Savaşı’ndaki yürüyüşümüze benziyor. Birlik ve değerlerimize bağlılığımızı gösteriyor. Bizim ülkemizde hoşgörü vardır, özgürlük vardır” diyyerek aktaran Simon Finch, Müslümanlar için Fransa’da bir kısıtlama gelmeyeceği görüşünde.