Özgür olmayan ülke Türkiye: Avrupa'da son, dünyada 163. sırada
Türkiye’deki basın özgürlüğünün ne kadar vahim durumda olduğunu gösteren bir rapor da Washington merkezli ünlü insan hakları kuruluşu Freedom House’dan geldi. Dünya genelinde yapılan incelemede Türkiye “özgür olmayan ülkeler” kategorisine alındı. Türkiye basın ve ifade özgürlüğü konusunda dünyada 163’üncü, Avrupa’da ise son sırada yer aldı.
cumhuriyet.com.trMerkezi Washington’da bulunan insan hakları kuruluşu Özgürlük Evi’nin (Freedom House), dünya genelinde basın özgürlüklerinin durumunu incelediği raporda, “özgür olmayan ülkeler” arasında yer alan Türkiye dünyada 163’üncü, Avrupa’da ise 42’inci ve son sırada yer aldı.
Freedom House “Basın Özgürlüğü 2017” raporunu açıkladı. Raporda 199 ülke, basın özgürlüklerinin durumu açısından 0 (en iyi) ve 100 (en kötü) olmak üzere notlandırıldı. Buna göre Türkiye, 76 puanla dünyada 163’üncü, Avrupa’da ise 42’inci ve son sırada yer aldı. Raporda ülkeler ayrıca, basın özgürlüklerinde “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür olmayan” kategorilerine göre sınıflandırılırken, Türkiye “özgür olmayan” kategorisine dahil edildi.
Bunun yanında Türkiye, 2012- 2016 yılları arasında notu 20 puan düşerek bu tarih aralığında basın özgürlükleri en fazla gerileyen ülke oldu. Türkiye 2016 yılında da 5 puan daha düşerek, Burundi, Nauru ve Belize ile birlikte, 6 puan düşen Polonya’dan sonra en çok not kaybeden ülke oldu.
Acı örnekler
Raporda, Türkiye’nin notunun düşürülmesine gerekçe olarak, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında çok sayıda baskıcı tedbirin hayata geçirilmesi gösterildi. Sansürün artması, eleştirel ve bağımsız medya kurumlarının kapatılması, gazetecilerin lisanslarının toplu iptal edilmesi, gazetecilere karşı keyfi gözaltı ve şiddet vakalarındaki keskin artış örnek verildi. Raporda Türkiye ile ilgili şu yorum yapıldı:
“Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı girişilen 15 Temmuz darbe girişimi, bağımsız, eleştirel medya açısından zaten vahim olan durumu daha da kötü hale getirdi. Başarısız darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL altında çok sayıda medya kurumu kapatıldı, binlerce gazeteci ve medya mensubu işlerini kaybetti ve daha birçoğuna ülkeden çıkış yasağı getirildi. Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre (CPJ), Türkiye Aralık 2016 itibarıyla en az 81 gazeteciyi hapiste tutuyor ve bu, dünyadaki en yüksek rakam. Hükümet ayrıca interneti de baskı altında tutarken, darbe girişimi sırasında sosyal medyaya kısıtlamalar getirdi ve eleştirel görülen web sitelerinin engellenmesi ya da kapatılması talimatı verdi.”
Rapora göre, dünyada basın özgürlükleri 2016 yılında son 13 yıldaki en düşük seviyeye gerilerken, dünya nüfusunun sadece yüzde 13’ü “özgür bir basına” sahip. Raporda, nüfusun yüzde 42’sinde basının “kısmen özgür” olduğu, yüzde 45’lik kesimin ise medya ortamının “özgür olmadığı” ülkelerde yaşadığı tespitine yer verildi. Raporda, “Dünyada basın özgürlüklerinde yaşanan düşüşün ABD, AB üyeleri ve diğer demokrasilerin güçlü liderliği olmadığı müddetçe muhtemelen devam edeceği” değerlendirmesinde bulunuldu.
ABD GERİ GİDERSE BÜTÜN ÜLKELER GERİ GİDER
Rapora göre basının en özgür olduğu ülke Norveç, en kötü olduğu ülke ise Kuzey Kore. ABD ise 23 puanla 33’üncü sırada yer alıyor. “Özgür” kategorisinde bulunan Amerika’yla ilgili değerlendirmede ABD Başkanı Donald Trump’a eleştiriler yöneltildi. Raporda, “Trump’ın hem başkan adayı hem de şimdi başkan olarak basını hor gördüğü, haber medyasının hükümetleri sözleri ve eylemlerinden dolayı sorgulama rolünü reddettiği, ülkenin basın özgürlüğü geleneklerine aldırış etmediği” belirtildi. “(Trump dışında) Hiçbir Amerikan başkanı görevinin ilk aylarında medyayı bu kadar aşağılamadı” ifadesi kullanılan raporda, “Ancak Trump’ın gazeteciler üzerinde sistematik kısıtlamalar getirmeye yeltenip yeltenmeyeceği henüz net değil” denildi. Amerika’da basın özgürlüğünün hala güçlü ama hafif düşüşte olduğu kaydedilen raporda, “ABD’nin basın özgürlüğü alanında diğer ülkeler açısından bir model ve arzu edilen standart oluşturmaya son vermesinin büyük bir tehlike oluşturacağı” uyarısında bulunuldu. Raporda, “ABD’deki siyasi liderler medyayı azarladığında diğer ülkelerdeki liderler de bundan cesaret alır. Amerikalı liderler demokrasi ve basın özgürlüğü desteklemekten geri adım attığında, Amerika’nın kıyıları ötesindeki gazeteciler de bunun etkisini hisseder” değerlendirmesi yapıldı.