Oyunu bırak gollere bak derken!
Bir gün önceki Beşiktaş'ı izlerken başımız dönmüştü;
Arif KızılyalınGalatasaray'ın Gençlerbirliği maçını izlerken de uykumuz geldi.
Goller olmasa maç mı, antrenman mı ayırt edemeyecektik.
Ama goller de şapka çıkarılacak cinstendi.
Goller tamam ama futbol!!
Hele bir ilk 45 dakika vardı ki sormayın.
Gençlerbirliği'nin oyunu ağırlaştırmasını, maçı 0-0'da tutup 1 puana oynamasını, ya da karşılaşmayı berabere götürüp sonlarda şansını denemek istemesini anlayabilirim, çünkü küme düşme hattında onlar için 1 puan bile çok önemli., ama Galatasaray'ın bu kötü futbolunu anlayamamam; kimse de anlatamaz.
Bir ara stattaki seyircilerden birinin sesi ekranlara kadar geldi:
"Böyle mi şampiyon olacaksınız..."
Büyük olasılıkla olamıyorlar da zaten. Çünkü öyle saçma sapan puanlar bıraktılar ki, şu an Şampiyonlar Ligi kapısını açacak lig ikinciliği bile riskte.
Gecenin ayrıntılarına gelirsek; 44. dakikaya kadar "yok"ların sergilendiği bir oyun izledik. Muslera Şener'e oynuyor, o Donk'a, Donk Marcao'ya, Marcao tekrar Şener'e. Eğer Taylan boşa kaçıp top alırsa biraz hareketlenir gibi oluyor oyun; o kadar...
Emre Akbaba'nın şut girişimleri vardı ilk 40 dakikada o kadar. Yan orta hemen hiç yoktu; çünkü Falcao ile Mustafa 11'de değildi. İşte bu kısır oyun, Halil'in golü ile dönüverdi. Daha doğrusu skor değişti. Galatasaray daha rahat oynamaya başladı. Daha doğrusu 2. yarıya daha bir özgüvenle başladı. Bu bölümde de yavan futbol vardı ki, maçın belki de fişini çeken gol geldi. Bu kadar kısır oyunda Emre Akbaba'nın golü, çölde açan Nergis çiçeği gibiydi.
Babel'in pasına yaptığı gelişine vuruş ise ağlara gitti ama geçerli sayılmadı, ki o şut da en az golü kadar estetikti. Sakatlıktı, formsuzluktu, ayak kırığıydı derken Alanya'dan geldiğinden beri ilk kez bu kadar verimli oluyor bu genç adam. Trabzon maçını kurtardı, geçen hafta Konya kilidini açtı. Her halde Fatih Terim Hoca da, "Nerelerdeydin be Emre" demiştir dün geceden sonra!
Skor 2-0 olduktan sonra maç hızlandı; çünkü Gençlerbirliği savunma güvenliğini unutup top kullanmaya başlayınca Galatasaray da Emre Akbaba, Arda, Falcao, Kerem ile pozisyon buldu.
Çok rahat bir son 15 dakika oynadılar.
Son düdük çaldığında ise alınan galibiyet belki şampiyonluk değil, ama şampiyonlar ligi için önem taşıyordu.
Maçı özetleyecek olursak; vasat oyun, güzel goller derken şu meşhur nakaratı bir kez daha yineleyebiliriz:
"Biraz geç kalmadın mı.."