Oyuncu Alican Yücesoy: Zorbalıkları unutmayın

Türkiye Gençlik Ödülleri’nde BBT’nin ‘Gülünç Karanlık’ adlı oyunu ‘En İyi Tiyatro Oyunu Ödülü’nü kazandı. Ödülü almak için törene katılan Alican Yücesoy söyledikleriyle geceye damgasını vurdu.

cumhuriyet.com.tr

Türkiye Gençlik Ödülleri önceki gece düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Geceye damgasını vuran ise Bakırköy Belediye Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Alican Yücesoy’un, oyunun oyuncularından Elif Ürse, Doğacan Taşpınar ve Erol Ozan Ayhan’la birlikte, “Gülünç Karanlık” oyununa verilen ‘En İyi Tiyatro Oyunu Ödülü’nü almak üzere sahneye çıktığında yaptığı konuşma oldu. Yücesoy, bu ödülü gençlerin oylarıyla almanın çok değerli olduğunu vurguladığı konuşmasında, çürümeye terk edilen ve yıkılıp AVM yapılan sinema ve tiyatro binalarını hatırlatarak, “Zorbalıkları unutmayın” dedi: “AKM, Aziz Nesin Sahnesi, Taksim Sahnesi, Alkazar Sineması, yerinden edilen İnci Pastanesi... Tüm bunlar sadece taş duvarlar değildi. Orayı dolduran insanlar, anılar, sesler, sözlerdi. Bir şehre karakterini veren bu hafıza, bilinçli ya da bilinçsiz bir politikayla gün gün yok edildi. Meydan dümdüz edildi. Emek’i yıkmak ve yerine bir AVM dikmek için yapılan zorbalıkları hiçbir zaman unutmayın. 2010’dan beri sokakta adım adım verilen mücadeleyi de...”

‘Şiddetle bastıran bir zihniyet’

Yücesoy konuşmasına Emek Sineması’nın yıkımına karşı verilen mücadelenin öneminden bahsederek, şu ifadelerle devam etti: “7 Nisan 2013’ü hatırlayın: O gün yaşadıkları kent ve sinemalarının geleceği konusunda söz hakkı isteyen insanları gaza boğdular. Costa Gavras da oradaydı, Erden Kıral da, sen de, ben de... Hepimiz oradaydık. Grand Pera bir ‘kültür merkezi’ olmuş... O kültürü var eden insanların iradesini hiçe sayan, şiddetle bastıran bir zihniyetten nasıl bir kültür merkezi çıkar sizce? Emek’in kırmızı perdesi, çalışanları, orada izlenen filmler, sinemaya o binanın ruhuyla âşık olan genç, orada tanışan insanlar, hep aynı koltuğa bilet alan sinefil, koltuklarında öpüşen gençler, salonu dolduran düşünceler şimdi evsiz. ‘Emek’i koruyamayan hayatını da koruyamaz demişti’ o gün sokağı dolduranlar. Bu sözü tekrar düşünme günüdür bugün.”