Otoriterleşmeye hayır
“Türkiye’de Özgürlükler ve Mesleki Haklara Destek” başlıklı mektupta “Son yıllarda gazeteciler, sanatçılar, avukat ve öğretim üyeleri giderek artan siyasi baskıların hedefi haline geldi” denildi.
cumhuriyet.com.trİngiltere’de yaşayan bazı Türk akademisyen ve profesyoneller, yayımladıkları bir açık mektupta, Türkiye’de tek parti güdümlü otoriterleşmeye karşı, temel düşünce, ifade özgürlüğü ile akademik hakları ve kişisel özgürlükleri savunma çağrısında bulundu.
“Türkiye’de Özgürlükler ve Mesleki Haklara Destek” başlıklı mektubun “Türkiye’de giderek azalan bireysel, akademik ve demokratik özgürlüklere ilişkin kaygıları dile getirmek ve konuya dikkat çekmek” amacıyla yazıldığı belirtilerek “Son yıllarda gazeteciler, sanatçılar, müzisyenler, doktorlar, avukatlar ve öğretim üyeleri giderek artan siyasi baskıların ve sindirme politikalarının hedefi haline geldiler” denildi.
Daha hoşgörülü, özgürlükleri genişleten bir demokrasinin Türkiye’de oluşacağı ümidini taşıyanların geçen on yılda hayal kırıklığına uğradığı belirtilen ve 29 imzalı mektupta özetle şu görüşlere yer verildi: “2002’de ilk iktidara gelişinden beri AKP tam tersine çabalarını, halk arasında sorgusuz itaat kültürünü geliştirme, sindirme ve devlete muhtaç etme yoluyla tepeden inmeci yönetimini güçlendirmek üzerine yoğunlaştırdı. Bu sürede 1980 askeri darbe kalıntısı YÖK gibi kurumları benimseyip devletin her kademesinde yapılması gereken demokratikleştirmeyi gerçekleştirmeyen AKP, bilgi ve inanç üzerinde tekel kurmak için basına karşı baskı ve eğitime siyasi müdahaleler uyguladı. Daha yakın zamanda, içinde bulunduğumuz ay, sosyal medyada dini inançlara hakaret ettiği iddiasıyla piyanist, besteci ve yazar Fazıl Say aleyhine açılan davaya atfen ‘faşist gelişmeler’ ifadesini kullandığı için Türkiye PEN Kurulu’na karşı İstanbul savcılığı soruşturma başlattı. Bu olumsuz gelişmeler ve benzerlerinin yanı sıra, AK Parti başkanlık sistemini savunarak Erdoğan’ı hesap vermeyeceği yeni güçlerle donatmak için çalışıyor. Bu gelişmeler ışığında, tüm dostlarımızı, özgür düşünce sevdalılarını, akademik, profesyonel ve sivil toplum kuruluşlarını ve Türkiye’deki her kesimi, ülkedeki demok-ratik güçlerle diyalog ve dayanışma yolundan hareketle tek parti güdümlü otoriterleşmeye karşı durmaya, temel düşünce ve ifade özgürlüğü ile akademik hakları ve kişisel özgürlükleri savunmaya çağırıyoruz.”