Otizm genetik mi?
Bir ya da birkaç çocuğu otistik olan ebeveynlerin diğer çoçuklarının da bu sendroma yakalanma riskinin, sanılandan fazla olabileceği belirlendi.
cumhuriyet.com.trAmerika'da ''Pediatrics'' dergisinde yayımlanan ortalama 8 aylık 664 bebeği kapsayan araştırma, ağabeyi ya da ablası otistik olan erkek çocukların bu sendroma yakalanma riskinin daha önce yapılan araştırmalarda tahmin edilen yüzde 26'dan fazla olduğunu gösterdi.
Ailede birden fazla otistik çocuğun bulunmasının ise riski, yüzde 32'ye çıkardığı belirlendi.
3 yıl süren araştırmada, ailesinde otizme rastlanan bebeklerden yüzde 80'e yakınının erkek olduğu görüldü.
664 bebekten 132'sinde, yaygın sosyal etkileşim ve iletişim anormallikleriyle şiddetli derecede sınırlı ilgi ve aşırı yineleyici davranış olarak görülen psikolojik sorunları kapsayan, otistik spektrum bozukluğuna (OSB) rastlandı. Bebeklerin 54'üne otizm teşhisi konurken, 78'inde otizmin hafif bir türü görüldü.
Araştırmaya imza atanlardan Dr. Sally Ozonoff, bunun otistik küçük kardeşleri kapsayan bugüne kadar yapılan en kapsamlı araştırma olduğunu belirterek, daha önce riskin bu kadar yüksek olduğunun belirlenmediğini vurguladı.
Bilim adamları, araştırma sonuçlarının, ''otizmde genetik etkenlerin önemli rol oynadığına ilişkin çok açık bulgulara rastlandığını'' da gösterdiğine dikkati çekti.
Otizmin nedeni henüz kesin olarak bilinmiyor. Sendromun biyolojik ya da genetik kaynaklı olabileceği tahmin ediliyor.
Otizm, ilk olarak 1943'te Amerikalı bir çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından tanımlandı. Kanner ''otizm'' ismini, Yunanca ''kendi'' anlamına gelen ''autos'' kelimesinden esinlenerek kullandı. Kanners'in bu ismi kullanma nedeni, otistik çocukların kendi içlerine kapanık görünmesi, diğer insanlara ilgi göstermemeleri ve onlarla ilişki kurmamaları.